Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, siyaset üstü bir kurum olduklarını belirterek, 'Her siyasi görüşün, her inanışın, her farklı hayat tarzının bizim hayat tarzımızda yeri olması lazım, tıpkı camilerimiz gibi' dedi.
Bardakoğlu, Tokat 26 Haziran Atatürk Kültür Sarayı'nda düzenlenen bilgilendirme ve değerlendirme toplantısında, il genelindeki din görevlileri ile bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığının Cumhuriyet'in en temel kurumlarından birisi olduğunu belirten Bardakoğlu, başkanlığın üstlendiği misyondan ve yaptığı çalışmalardan bahsederken, son yıllarda 'Sosyal Açılımlı Din Hizmeti Projesi' başlattıklarını, bu projeyle din hizmetlerini caminin dört duvarı arasından çıkarıp, toplumun her alanına ulaşmasını arzu ettiklerini söyledi.
Din görevlilerinin toplumsal sorunlara duyarsız kalmasının düşünülemeyeceğini anlatan Bardakoğlu, 'Din hizmetini caminin dört duvarı arasından çıkarıp, toplumun her kesimine, her sosyal alana bir rahmet eli olarak yaymak istiyoruz. Bu, son derece önemli. Bu, insanların işine karışmak değil. Bu, dinin o sevgisini, saygısını, hoşgörüsünü insanlar arasında dalga dalga yayma mücadelesidir, aşkıdır' diye konuştu.
Birlik, beraberlik mesajları veren Bardakoğlu, giyimi, kuşamı, eğitimi, mezhebi, meşrebi, dindarlık derecesi ne olursa olsun her insana aynı yakınlıkta olduklarını söyledi.
Üzerinde durdukları diğer bir konunun ise 'Ahlak Eksenli Dindarlık' olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, şunları söyledi:
'Ahlak eksenli dindarlık belki de çağımız insanının en çok ihtiyaç duyduğu alandır, bir çağrıdır. Çünkü biz dindarlığı sadece kıldığımız namaza, tuttuğumuz oruca, yaptığımız belli ibadetlere ve şekillere hapsedemeyiz. Dindarlık, hayat boyu devam etmesi gereken bir bilinç halidir, bir birlikteliktir. Yüce Rabbımızın denetimi, gözetimi altında olduğumuzu, onun bize bu dünya hayatını hep güzellikle yaşamak üzere görev verdiğini ifade etmektir. Bu itibarla, dindarlık belli ibadetleri yerine getirmek değil, 24 saatimizi ve ömrümüzü kuşatan bir bilinç ve farkındalık durumudur. Böyle olduğu için de dinin olgunlaşması, dindarlığın olgunlaşması ahlakla olur. Din imanla başlar, ibadetlerle gelişir ama güzel ahlakla olgunlaşır. Bundan dolayı ahlak eksenli dindarlık projemizi, vurgumuzu son dönemlerde daha öne çıkardık. İstiyoruz ki dinin güzel ahlakı herkesi kuşatsın, toplumu kuşatsın, şehirleşmiş bir Müslümanlık toplumda egemen olsun.'
Çağın; diyalog, hoşgörü çağı olduğunu anlatan Bardakoğlu, 'Günümüzde biz 'diyalog' deyince, bütün dinlerin, inançların, inanç biçimlerinin hepsinin hak olduğunu, hepsinin Allah'a giden hak yol olduğunu söylemek gibi bir yanlışa da giremeyiz. Arada fark vardır. 'Diyalog' demek, 'bütün dinler Allah'a giden hak yollardır' anlamına gelmez' ifadesini kullandı. Allah katında yegane hak dinin İslamiyet olduğuna, Hz. Muhammed'in son peygamber olduğuna inandıklarını ifade eden Bardakoğlu, ancak dinler arası hoşgörü ve diyaloğun önemli olduğunu vurguladı.
Din görevlilerinin doğru bilgiyi, değiştirmeden, olduğu gibi Allah rızası için insanlara ulaştırmakla yükümlü olduğunu anlatan Prof. Dr. Bardakoğlu, 'Görevimiz, doğru bilgiyi insanlara aktarmak ve kendi hayatımızda onu örneklendirmektir. Bu açıdan da din görevliliği zor bir görevdir' dedi.
'Biz, siyaset üstü bir kurumuz, siyasetin dışı değil, siyasetin üstü bir kurumuz. Her siyasi görüşün, her inanışın, her farklı hayat tarzının bizim hayat tarzımızda yeri olması lazım, tıpkı camilerimiz gibi' ifadesini dile getiren Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığının gücünün, kuvvetinin, itibarının kucaklayıcı olmasından kaynaklandığına işaret etti.
Bardakoğlu, kurumlarının, her türlü ayrışmanın dışında kalarak, hatta o ayrışmaları birleştirerek, küçük çatlakları onararak, gönüller dünyasını tamirle yol aldığını belirterek, 'Ayrılıktan gayrılıktan yana bizim hiçbir tavrımız olamaz. Biz hep birleştirmeden, bütünleştirmeden yanayız' diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığının, Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle, laiklikle, toplumla ve çağdaş dünyayla uyumlu bir şekilde, İslam dininin sahih bilgisini esas alarak hizmetlerini yürüttüğünü vurgulayan Bardakoğlu, başkanlığın çizgisinin, misyonunun İslam ülkelerine ve Batı ülkelerine örnek teşkil ettiğini kaydetti.
Bardakoğlu, 80'e yakın ülke ve topluluk ile çok yakın ilişki içerisinde olduklarını, yurt dışında öğrenci okuttuklarını, fakülteler ve liseler açtıklarını, Türkiye'nin misyonunu insanlara aktarmaya çalıştıklarını söyledi.
Merkezi vaaz sistemini 2011-2012 yılına kadar kaldırmayı planladıklarını, her din görevlisinin kendi vaazını, hutbesini kendisinin vermesini arzu ettiklerini ifade eden Bardakoğlu, bunun son derece önemli olduğunu belirtti.
Bardakoğlu, şunları söyledi:
'Biz size güveniyoruz ve inanıyoruz. Artık değerli cemaatimiz, müftülükten, komisyonlardan gelen hutbeleri ve hazırlanmış vaaz ödevlerini veya merkezi vaazla, cızırtıyla gelen vaazları değil, sizin hazırladığınız vaazları, okuduğunuz hutbeleri dinleyecekler. Onun için bir okuma kampanyası başlattık. İstedik ki camilerimizin bir köşesinde okuma köşeleri bulunsun, cemaatimiz, insanımız, din görevlimiz okumaya alışsın. Bilgimizi artırarak her geçen gün daha güçlü şekliyle cemaatimizin, insanımız karşısına çıkalım. Devir bilgi devridir, bilgimizi artıralım.'
Bardakoğlu, yaz Kur'an kurslarında sadece din eğitimi değil, çocukların vatanını, milletini, bayrağını sevmesine, annesine, babasına ve büyüklerine saygılı olmasına, kendisi ve toplumla barışık iyi bir vatandaş olmasına yönelik de eğitimler verildiğini anlattı.
Yaz Kur'an kursları için üniversitelerle iş birliği yaparak pedagojik esaslara uygun ders kitapları hazırladıklarını aktaran Bardakoğlu, çağdaş, şeffaf, herkesin gözü önünde eğitim verdiklerini kaydetti.
Bardakoğlu, konuşmasının ardından, başarılı Kur'an kursu öğreticilerine ve imamlara teşekkür belgelerini takdim etti.
Son bölümü basına kapalı devam eden toplantıya, Tokat Valisi Şerif Yılmaz, AK Parti Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan, MHP Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, İl Müftüsü Abdurrahman Koçak, ilçe müftüleri ve din görevlileri katıldı.