Sonsuz aşkın sembolü pırlantanın yolculuğu yeraltından başlıyor. Doğada nadir bulunan bu taşın işlenmemiş ham hali elmas. Saf karbondan oluşan elmas yerkürenin derinlerinde yüzyıllar boyu ısı ve basınç altında sıkışıp kaldıktan sonra kristalize oluyor ve ardından yanardağ lavlarıyla yeryüzüne çıkıyor
Pırıltılar saçan bir karat pırlanta için 250 ton kimberlit kayası kırılıyor. Yüzyıllar boyunca sonsuzluğun, gücün, bereketin ve duyguların dili olan pırlantayı özel kılan en önemli nokta ince işçilik ve işleyiş. İşte bu süreç içerisinde Ariş dünyanın en değerli varlığını el işçiliğiyle şekillendiriyor ve bir sanat eserine dönüştürüyor. Mardin'de ufak bir atölyede başlayan Ariş'in öyküsü dededen toruna üç kuşağın pırlantaya olan tutkusunu anlatıyor. Dünden bugüne ulaşan bu pırlanta sanatı yüzyıllık tecrübesi ve güvenilirliğiyle mücevherde hayat buluyor. Osmanlı döneminde ilk elmas tıraşını gerçekleştiren ülke olma özelliğini taşıyan Türkiye pazarına ve yurtdışına birbirinden şık ürünler sunan Ariş doğanın sunduğu taşı sevgiyle ölümsüzleştiriyor. Özgün tasarımlarında küresel trendleri ve etnik çizgileri buluşturan Ariş sonsuz sevginin parlayan ışıltısı. Ariş Pırlanta doğanın eşsiz güzellikteki yapraklarını dokusunu birebir koruyarak eşsiz güzellikteki mücevherlere dönüştürüyor. Ariş Pırlanta'nın yaprakların dokusunu gerçek boyutlarıyla birebir altın üzerine işlediği Yaprak koleksiyonunda pırlanta, siyah ve beyaz inciyle zümrüt kullanıldı. Özel renklendirme tekniği kullanılarak gerçek yaprakların sahip olduğu renklerin birebir yansıtıldığı koleksiyon doğanın parmak izini mücevhere taşıyor.