ABD'li uzman Gary Sick, İran nükleer zirvesiyle ilgili Türkiye'nin 2009'dan bu yana gösterdiği çabaları değerlendirerek, Washington'ın artık bir arabulucu olarak Ankara'nın değerini anlaması gerektiğini belirtti. Gerald Ford, Jimmy Carter ve Ronald Reagan'ın başkan olduğu dönemlerde ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nde görev yapan Gary Sick, “ABD sonunda Türkiye'yi dinleyecek mi yoksa kendisine yardım etmeye çalışanlara tepeden bakmaya devam mı edecek?” sorusunu sordu. Sick analizinde, 12 Kasım 2009'da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon'la Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasındaki görüşmenin yapıldığı tarihten altı hafta önce İran'ın bin 200 kilogram düşük oranda zenginleştirilmiş uranyumu Rusya'ya göndermeyi kabul ettiğini ancak İran'daki iç dinamiklerin bu anlaşmayı engellediğini belirtti.
Analizde, “Bu süreçte ABD'nin, Türklerin yarattığı fırsatı değerlendirmek için hiç çaba göstermedi. Aksine Washington ilk başta savunduğu İran'a daha fazla baskı uygulama politikasına geri döndü. Daha sonra Mayıs 2010'da ABD aynı senaryoyu bu kez Türkiye ve Brezilya'ya karşı oynadı. Girişimler sonuç verdiğinde Washington burnunun dikine giderek yeni yaptırımları uygulamaya koydu” değerlendirmesinde bulundu.
Sick, “ABD'nin İran İslam Cumhuriyeti'yle nükleer meselelerde ya da diğer hassas konularda doğrudan görüşebilecek çok fazla dostu ya da müttefiki yok. Obama'nın bu desteği elinin tersiyle itme hevesi hem çok hayal kırıcı hem de çok acıklı” ifadelerini kullandı.