Büyük Oyun filminde başrolleri paylaşan üç kardeş Serkan, Serdal ve Suzan Genç aynı evde yaşıyor. Sette kardeşliği aradan kaldıran oyuncular “Filmi çekerken hepimiz kendi sorumluluklarını biliyordu. Sette birbirimize torpil yapmıyorduk. Ama eve gelince klasik kardeş kavgalarımıza geri dönüyorduk” diyorlar
Serkan Genç: Herhalde doğuştan geliyor. Genlerimizde var. Beş yaşındayken ağabeyim, Serdal ve ben izlediğimiz filmlerden sahneler oynuyorduk. Enteresan bir his yani.
Suzan Genç: Küçüklükten bu yana oyuncu olma isteğim vardı. Ağabeylerim de İstanbul'a gelip bu işe başlayınca artık oyunculuk kaçınılmazdı. Onlar beni bu olaya teşvik ettiler.
Serdal Genç: Önce bir şeyler yapmaya karar veriyorsun. Sonra kendini bir yerde ispat etmeye çalışıyorsun. Birçok şeyi deneye deneye başarıya ulaşıyorsun. Ben konservatuardayken herkes benim müzisyen olacağımı düşünüyordu. Nereye gitmek istediğini bilmesen bile hayat seni o yöne akıtıyor. Televizyon artık çok izleniyor ve herkes oyuncu olmak istiyor. Bizim dönemimizde oyuncu olacağımızı söyleseydik insanlar bize gülerleri ve engel olmaya çalışırlardı.
Serdal Genç: Bizi ekranda izledikten sonra anladılar oyuncu olduğumuzu. Yani onlar bilmiyorlardı. Antakyalı bir aile işte.
Serkan Genç: Ben konservatuardan önce Ankara'da Astronomi ve Uzay Bilimleri'nde okuyordum. Aileme, bu okulu bırakıp konservatuara gideceğim dediğimde beni desteklediler. Antakyalı bir anne babadan beklenmeyecek bir olgunlukla karşıladılar yani.
Suzan Genç: Annemler bizi destekledikleri gibi eleştirileriyle de katkı sağlıyorlar. Bu konuda profesyonel oldular artık. Filmlerimizi, dizileri objektif bir gözle izliyorlar. Hatalarımızı sıralıyorlar. Annem bize oyunculuk öğretecek neredeyse.
Serkan Genç: Ağabeyimiz de üniversitede oyunculuk yapmış ama profesyonel değil. Serdal'la beraber 2001'de Ankara'dan İstanbul'a geldik ve aynı anda başladık oyunculuğa. Birkaç tiyatroyla çalıştık. İçimize bu aşk düştüğünde hep birlikteydik. Sınavlara birlikte hazırlandık, birlikte girdik.
Serdal Genç: Biz sette işimizi yapıp geri dönüyoruz. Aynı evde yaşıyoruz. Ama sette kardeş değiliz. Sette Suzan'ın hocalarıydık mesela. Eve geldiğimizde oyuncu kimliklerimizi atıp, kardeşliğe geri dönüyoruz. Böyle yapmasak oyuncu olamayız zaten. Kafayı yeriz.
Serkan Genç: Bu Türkiye'de bir ilk. Teklif ilk olarak Serdal'la bana geldi. Senaryoyu okuduk, değerlendirdik. Filmin üzerinde beraberce çalıştık. Daha sonra da castı oluşturduk.
Serdal Genç: Ben bu film için görüştüğümde Suzan'ın canlandıracağı karakter için oyuncu aramaya başladık. Bir türlü karar kılamadık. Rolün fiziksel özellikleri önemli evet ama Arapça, Kürtçe konuşabilmesi, Türkmence şivesi yapması lazımdı. Çıkmaza düştük, ben gece eve giderken Suzan'ı çalıştırsam bu işi yapar dedim. Yönetmenle beraber Suzan'da karar kıldık. Onun yüzünü bu role çok oturtmuştum. Onu çalıştırdım, hiç torpil yapmadım.
Serkan Genç: Atıl İnanç ve Avni Özgürel'le daha önceden çalışmıştık. Bu filmi ilk bize teklif ettiler, çok beğendik. Avni Özgürel'in yazdığı her şeyde severek oynarız zaten. Zaten Avni Ağabey'in ikimizi aynı filmde oynatma projesi vardı. Senaryoyu yazarken de bizi düşünerek çalışmış.
Serdal Genç: Büyük Oyun meselesi olan bir film. Bazıları rahatsız olabilir, bazıları da çok sever. Filmi kendi birikimimle değerlendirmiyorum ama benim canlandırdığım Nebi karakterinin değişkenliği seyircide kötü bir etki yaratmayacak.
Suzan Genç: Cennet karakteri, Erbil'de beş çocuklu bir ailenin kızı. Onun yaşamı beni çok etkiledi. Çok ağır bir roldü. Çünkü ağır bir travma yaşıyor. Ben Cennet'i oynarken yaşadım. Onun yerinde olsam, ailemin başına öyle olaylar gelse ne yapardım. Bundan yola çıktım. Ağabeylerim de olduğu için tereddüt etmedim.
Serdal Genç: Bizim memleketin seyircisini çözemedik biz. Tahmin edemiyoruz yani. Filme gelenler yanı başında yaşanan olayları anlasın, duyarsız kalmasın bu bana yeter. Çok fazla gişe başarısı derdimiz yok. Anlattıklarıyla başarısını ölçebilirsiniz. Büyük Oyun da böyle bir film zaten. Onun için yurt dışındaki festivallerden bol ödülle dönüyor.
Serkan Genç: Basında çok fazla tartışılacağını ve bazı insanların etkilenerek sağlam yazılar yazacağını düşünüyorum.
Serkan Genç: Senaryosu kafamıza yatan bir iş olursa neden evet demeyelim? Bizim hayatımızda sinema hep ağırlıkta oldu. Bundan sonra da böyle olacak.
Serdal Genç: Ne güzel olur hem de. Ayrıca senaryosunu benim yazdığım bir filmde bütün aile oynayacağız. Şu anda Serkan'la beraber senaryosu üzerinde çalışıyoruz. Çok keyfili olacak. Ankara- Tokat arası bir yol hikâyesi. Üç kardeşin başından geçiyor.
Serdal Genç: Ben Serkan'ın inanılmaz bir tiyatro adamı olduğunu düşünüyorum. İkimiz aynı meslekteyiz, ama ben bu konuda benden daha iyi birini tanıyorum: Serkan. Çok iyi bir göz. O yüzden güveniyorum ona. Ve sahnede Serkan'ı seyretmekten zevk alıyorum. Beni iki dakikada oynadığı oyunun içerisine alabiliyor.
Serkan Genç: Serdal'da da çok iyi bir doğaçlama yeteneği var. Ani tepkiler verebiliyor. Komedide çok iyi. Suzan'ın bu ilk filmi daha ama çok disiplinli. Oynadığı karakteri sonuna kadar taşıyor. Onu daha iyi değerlendirmek için önümüzdeki maçlara bakacağız. (Gülüyor)