Türk profesörden şişmanlığa çare

Aa
00:0021/01/2011, Cuma
G: 21/01/2011, Cuma
Yeni Şafak
Türk profesörden şişmanlığa çare
Türk profesörden şişmanlığa çare

Harvard Üniversitesinde 10 kişilik ekibiyle kendi laboratuvarında şişmanlık ve tip 2 diyabetin moleküler ve genetik mekanizmaları üzerinde çalışan 33 yaşındaki Asistan Prof. Dr. Umut Özcan, şu ana kadar bilinen şişmanlık ilaçlarından daha güçlü bir etken madde bulduklarını ve fareler üzerindeki deneylerinin tamamlanmak üzere olduğunu belirtti.

Asistan Prof. Dr. Umut Özcan, çalışmaları ve geliştirdikleri ilaç çalışması hakkında bilgi verdi. 2004 yılında yayımladığı çalışmada, endoplazmik retikulum stresinin, şişmanlıkta arttığını ve bunun tip 2 diyabete yol açtığını gösterdiklerini anımsatan Özcan, bunun nedenini belirlemek için uzun süredir çalıştıklarını anlattı.

Umut Özcan, yaptıkları çalışmalarda endoplasmik retikulumun görevini yerine getirebilmesi için gerekli olan ve 'X-Box Binding Protein 1 (XBP1)' diye adlandırılan bir proteinin işlevini kaybettiğini gösterdiklerini ve bu çalışmalarını 2010 Nisan ayında dünyanın en iyi bilim dergilerinden biri olan Nature Medicine adlı dergide yayınladıklarını belirtti.

Özcan, 'XBP1'in, kan şekerinin düzenlenmesi için çok önemli olan bir protein olduğunu ve bu proteinin işlevi bozulduğunda, kan şekerinde, özellikle yemek yedikten sonra ciddi artışlar meydana geldiğini gördüklerini de dile getirerek, şunları kaydetti:

'Bu çalışmamızda, şişmanlık koşullarında, vücutta sanki XBP1 yokmuş gibi bir ortamın oluştuğunu bulduk. Önceden yaptığımız çalışmalarda, XBP1'in farelerde genetik olarak azaltılmasının tip 2 diyabete yol açtığını göstermiştik. Önceki sonuçlarımızı yeni çalışmamızdaki bulgular ile yan yana koyduğumuzda, XBP1'in aktivitesindeki düşüşün şişmanlıkta tip 2 diyabet gelişimine ciddi bir katkıda bulunduğunu bulduğumuzu söyleyebiliriz.

Bunun yanı sıra geçen Ekim ayında yayınladığımız yeni bir çalışmamızda, şişmanlıkta endoplazmik retikulum duvarında bulunan ve SERCA diye adlandırılan bir kalsiyum pompasının ciddi bir şekilde azaldığını ortaya koyduk. Endoplazmik retikulum işlevini yerine getirebilmesi için içerisinde çok yüksek derecede kalsiyuma ihtiyaç duyuyor ve bu yüksek kalsiyum miktarı SERCA diye adlandırılan bir protein ile sağlanmakta. Endoplasmik retikulumda kalsiyum miktarının azalması, hücre içerisindeki bu yapıda ciddi fonksiyon kaybı oluşmasına neden oluyor. Yaptığımız çalışmada aşırı derecede şişman ve diyabetik farelerin karaciğerlerinde SERCA genini arttırdık ve diyabette çok ciddi bir şekilde iyileşme olduğunu gördük. Bunun yanı sıra, SERCA geninin, şişman ve diyabetik farelerin karaciğerinde arttırılmasının, karaciğer yağlanmasını azalttığını da tespit ettik. Bu sonuçlar, bizim için gerçekten de heyecan verici. Bu çalışmayla, tip 2 diyabetin gelişiminde rol oynadığı önceden hiçbir şekilde bilinmeyen bir protein olan SERCA'nin ciddi işlevini göstermiş olduk.'


İLAÇ ÇALIŞMALARI

Özcan, leptin denilen bir hormon üzerinde yaptıkları önceki araştırmalarından yola çıkarak başladıkları ve devam eden ilaç çalışmaları hakkında da bilgi vererek, 'Şu ana kadar bilinen tüm şişmanlık ilaçlarından daha güçlü bir ilaç etken maddesi bulduk. Fareler üzerindeki çalışmaları tamamlanmak üzere olan etken madde ile morbid derecede obez farelerin normal kilolarına döndüğünü tespit ettik. Bu etken madde, leptin diye adlandırılan bir hormonun vücuttaki etkisini arttırarak hem yeme isteğini azaltıyor hem de vücutta enerji harcanmasını artıyor' dedi.

Özcan, bu ilaç çalışmasında, etken maddenin, görünürde farelerde bir toksit etkisinin bulunmadığını, ama ilaç olarak insanların hizmetine sunulabilmesi için daha birçok çalışmanın yapılması gerektiğini ifade etti.

Çalışma sonucunda, ilaç haline getirip insanlarda kullanabilmek için bazı özel toksisite çalışmaları ve insanlarda özel kontrollü çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Umut Özcan, bu çalışmaları yapabilmek için kendi alanında dünyada en iyi sayılacak bazı bilim adamları ile bir ilaç şirketi kurmakta olduklarını da belirtti.