Ülkeyi parsel parsel satıyorlar sözü kendine güvensizliğin apaçık göstergesidir. Çin'de bile böyle tartışmalar yapılmıyor. Tam tersine insanlar iş buluyor.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bugün dünya genelinde ülkelerin, daha çok sermaye çekme yarışında olduğunu belirterek, “Ülkeyi parsel parsel satıyorlar” demenin, ciddi bir güvensizlik göstergesi olduğunu söyledi. Ali Babacan, AK Parti'nin aylık yayın organı “Türkiye Bülteni'nde yayınlanan demecinde, doğrudan yabancı sermayenin Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya dikkat çekti. Babacan, “Çin'de bile böyle tartışmalar yapılmıyor. Tam tersine insanlar iş buluyor, çalışacak bir iş yeri buluyor, evine ekmek götürüyor ve ülke kalkınıyor” dedi.
Türkiye'nin, dünya ekonomik çevrelerinde, son yıllarda çektiği uluslararası doğrudan yatırım miktarıyla ilgili üzerinde topladığının altını çizen Babacan, bundan 4 yıl önce Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarının 1 milyar doları geçmediğini Haziran 2003'te çıkarılan yasal düzenlemeyle, uluslararası doğrudan yatırımların Türkiye'ye gelmesini kolaylaştırdıklarını kaydetti. 2003 yılından itibaren, Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarının kademeli olarak artmaya başladığını vurgulayan Babacan, “2003 yılı sonunda 1 milyar 752 mil-yon dolar, 2004 yılı sonunda 2 milyar 883 milyon dolar ve 2005 yılı sonunda ise 9 milyar 786 milyon dolar seviyesine ulaştı. 2006 sonu itibarıyla ise 19 milyar 797 milyon dolar seviyesini elde ettik” dedi.
Türkiye'nin, birçok açıdan yatırım için en ideal ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Babacan, Türkiye'nin coğrafi konumu itibarıyla, üç kıtanın merkezinde bulunduğunu, Ortadoğu'ya yakın olduğunu, dünya enerji merkezleriyle köprü olma konumunda bulunduğunu ancak Türkiye'nin bu potansiyelini bugüne kadar hiç kullanamadığını ifade etti.
Türkiye'nin büyümesi ve istihdamın arttırılması açılarından doğrudan uluslararası sermayeyi çekmek için gayretlerine devam edeceklerini ifade eden Babacan, “Biz yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Türkiye'nin, yatırımlar açısından, cazip bir coğrafi konumunun yanısıra, “güven ve istikrara” sahip olduğunu vurgulayan Babacan, yatırımcıların ilk baktıkları unsurun “istikrar ve güven” olduğunu kaydetti. Doğrudan uluslararası yatırımları çekmek için yasal düzenlemelerin yanı sıra, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'nu işler hal getirdiklerini kaydeden Babacan, başkanlığını yaptığı kurulun, yatırımın önündeki engelleri kaldırmak konusunda kayda değer çalışmalar yaptığını ifade etti. Yatırım ve promosyon faaliyetleri ile ilgili olarak
“Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun”un 4 Temmuz 2006'da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Babacan, yatırım ortamını iyileştirmek ve uluslararası yatırımların çekmek amacıyla, üç kez “Yatırım Danışma Konseyi”ni topladıklarını söyledi.
Babacan, sermayenin renginin olamayacağını belirterek “Körfez sermayesi akacak yer arıyor, bunu Fransa çekiyor, İngiltere çekiyor, Almanya çekiyor, ABD çekiyor, bir çok ülke bu sermayeyi kendi ülkesine çekebilmek için rekabet halinde, bizde ise hâlâ sermayeye renk veriliyor, yok yeşil sermaye, yok kızıl sermaye, bu tartışmalar da doğal olarak yatırımcıyı tedirgin ediyor. 'Acaba iktidar değişir de başımıza bir iş gelir mi, acaba bu zihniyet yatırımlarımıza zarar verir mi?' diyerek başka ülkelere yönelebiliyorlar, Türkiye'nin artık bunu aşması gerekiyor“ dedi.