Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı DTP'li milletvekillerinin polis zoruyla götürülmesi kararına ilişkin olarak, 'Muhalefetle bu konuda el birliği yaparsak o zaman bunlar tabii çözülür. Ama bu parlamento biliyorsunuz 411'i yaşadı, 367'yi yaşadı. Bunlar da var. Onun için biraz şimdi yoğurdu da üfleyerek yeme durumundayız' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı DTP'li milletvekillerinin polis zoruyla götürülmesi kararına ilişkin olarak, 'Muhalefetle bu konuda el birliği yaparsak o zaman bunlar tabii çözülür. Ama bu parlamento biliyorsunuz 411'i yaşadı, 367'yi yaşadı. Bunlar da var. Onun için biraz şimdi yoğurdu da üfleyerek yeme durumundayız' dedi.
Erdoğan, TBMM'nin yeni yasam yılına başlaması dolayısıyla verilen resepsiyonda, DTP'li milletvekilleri ve gazetecilerle sohbet etti.
Bir gazetecinin, 'DTP milletvekillerinin polis zoruyla götürülmesini engelleyecek bir Anayasa değişikliği olacak mı?' sorusu üzerine Erdoğan, 'Atılması gereken adımlar neyse, ister Parlamenter olsun, ister sivil olsun, düşüncelerinden ötürü biz kimsenin yargılanmasını düşünmüyoruz, istemiyoruz. Bugün bunları yaşamış birileriyiz. Buraları artık Türkiye'nin aşması lazım' dedi.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal'ın bu sırada 'Umarım 3 ay içerisinde sorunu Mecliste çözeriz. Yargıya bırakmayız' şeklindeki sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, 'İnşallah. Onu da söyledik. Muhalefetle bu konuda el birliği yaparsak, o zaman bunlar tabii çözülür. Ama bu Parlamento biliyorsunuz 411'i yaşadı, 367'yi yaşadı. Bunlar da var. Onun için biraz şimdi yoğurdu da üfleyerek yeme durumundayız. Birde bu var' dedi.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın da 'Ama bu Parlamento 1994'ü de yaşadı. Ne sıkıntılı günler yaşadı' demesi üzerine, Başbakan Erdoğan, 'Bütün mesele ne biliyor musunuz? Parlamentolar, kurumlar, vesaire, bu irtibatlar tabi çok önem arz ediyor. Ama önemli olan adımları atmak' diye konuştu.
'CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a demokratik açılımla ilgili yollamayı düşündüğünüz mektupla, tarih belirlendi mi?' sorusuna Başbakan Erdoğan, 'Kongreden sonra' karşılığını verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve kuvvet komutanlarının TBMM'nin yeni yasama yılının açılışına katılmaları ile ilgili olarak, 'Olması gereken de bu. Olması gerekeni yaptılar' dedi.
Erdoğan, 23. Dönem 4. Yasama yılının açılış resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, muhalefetin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TBMM Genel Kurulundaki konuşmasını eleştirdiğini belirterek, konuşmayı nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Başbakan Erdoğan, 'Doğrusu ben, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasını objektif ve pozitif düşüncelerin zengin kıldığı bir konuşma, birleştirici ve bütünleştirici bir konuşma olarak gördüm' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
'Tabii bir şeyi üzülerek müşahede ettim. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlığı ben teeddüple karşıladım. Önce CHP, bu nezaketsizliğini gidermeli. Öyle zannediyorum ki TBMM çatısı altında bugüne kadar o kürsüye çıkan Cumhurbaşkanına herhalde, demokratik yollardan buraya gelenlerin böyle bir saygısızlığı olmamıştır, ben rastlamadım. Ama bugün bunu görmek, bana göre bu çatı altında üzülecek en önemli sahneydi.'
Başbakan Erdoğan, 'Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ve kuvvet komutanları, Meclisin açılışı için ilk kez geldiler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Son olarak Obama'nın ziyaretinde gelmişlerdi' sorusu üzerine, 'Çok farklı bir şey değil, olması gereken de bu. Olması gerekeni yaptılar' diye konuştu.
'Demokratik açılım noktasında bir mesaj mı bu? Daha önce gelmediler' sorusuna da Erdoğan, şu yanıtı verdi:
'Demokratik açılım ile ilgili düşüncelerin çerçevesini bizden zaten zaman zaman dinliyorsunuz. Bundan sonra da dinleyeceksiniz, bunları söyleyeceğiz biz sizlere. Çalışmamız yürüyor. Parlamento çatısı altına da gelecek. Parlamento çatısı altına geldiği zaman da atılması gereken her türlü adımları atacağız. Bu konunun kısa, orta, uzun vadede yapılması gereken başlıkları var biliyorsunuz, onları yapacağız. Bu sorun alanları üzerinde azami çalışmayı göstereceğiz. Bu, Türkiye'de milli birlik projesidir, demokratik açılım sürecidir.
Bunu, bir anda her şeyi halletmek olarak görmek çok yanlış olur. Burada başta terör sorunu olmak üzere bütün etnik unsurların sorunlarına varıncaya kadar, azınlıkların sorunlarına varıncaya kadar... Ermenistan ile ilişkiler, diğer komşu ülkeler ile ilişkilere varıncaya kadar, ülkemizdeki tüm inanç gruplarının sorunlarına varıncaya kadar, bu sorun alanlarını asgariye indirecek bir açılım süreci bu. Ama inşallah kısa vadede yapacaklarımız olacak, orta ve uzun vadede yapacaklarımız olacak. Bunları da zaten... Şu anda Parlamento açıldı, bundan sonraki süreç içerisinde Parlamento çatısı altında yapacaklarımızla, tüm Anadolu'ya yayılarak yapacaklarımızla göreceksiniz.'
Başbakan Erdoğan, IMF ile yapılan görüşmeler hakkında sorulan bir soru üzerine, 'IMF ile görüşmelerde olumlu diyebilirim, ama şu noktada diyemem. Ancak öyle zannediyorum ki 6-7 Ekim ve öncesi, çok daha farklı gelişmelere neden olabilir. Fakat 'IMF'le, IMF'siz' diye bir şey söz konusu değil. Çünkü Türkiye aynı zamanda IMF'in ortağı, öyle bir durum da söz konusu. Temenni ederiz ki IMF kararını bir an önce verir. Çünkü, artık bizim açımızdan verilecek bir karar yok. IMF'in kararını vermesi lazım, IMF kararını verdiği anda biter' diye konuştu.
IMF Başkanına yapılan protesto ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Erdoğan, 'Protesto demeyin. Ben bunu protesto olarak kabul etmiyorum, bu bir saldırıdır' dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
'Protesto başka bir şey. Bakın biz şu anda çalışmalarımızı yaparken, orada protesto yapabilecekleri alanlar hazırladık. O bölgenin dışında 13 tane alan hazırladık, gelsin orada istediği gibi protestosunu yapsın, pankartını açsın, elinde kartonlarla ne yapacaksa yapsın. Ama kalkıp da Irak'a, orada olanlara özenerek, kalkıp oradan ayakkabı fırlatmayı ben Türkiye'nin misafirperverliğine bir saygısızlık olarak görüyorum. Böyle bir şeyi de kabullenmiyorum. Bu, bir demokratik tavır değildir.'
Başbakan Erdoğan, 'Cumhurbaşkanının konuşmasındaki bazı sözleri Hükümetinize yönelik eleştiri olarak algılandı. Ne diyorsunuz?' sorusunu yanıtlarken, 'Ben öyle bir şey anlamadım, siz öyle anladınız galiba, bilemiyorum' dedi.