Osmanlı coğrafyasına vizesiz seyahat

00:0022/01/2010, Cuma
G: 22/01/2010, Cuma
Yeni Şafak
Osmanlı coğrafyasına vizesiz seyahat
Osmanlı coğrafyasına vizesiz seyahat

Artık vizesiz gezebileceğimiz ülkelerin sayısı 55'e ulaştı. Bosna, Kosova, Arnavutluk, Makedonya'nın ardından, Kuzey Afrika ülkelerinin de sınırlarını açmasıyla eski Osmanlı toprakları, rahatça gidebileceğimiz ülkeler arasına girdi. Sırada Rusya ve Suudi Arabistan var.




Türkiye'nin geçtiğimiz yıl Suriye ile başlattığı 'vize açılımı' Ürdün ile devam ediyor. Komşularla 'sıfır sorun' stratejisi kısa bir sürede sonuç vermeye başladı. Türkiye, komşularıyla aşılmaz denilen sorunları aştı, sınırlar açıldı. Türklerin vizesiz dolaşabileceği ülkelerin sayısı 55'e ulaştı. Bosna, Kosova, Arnavutluk, Makedonya'ya zaten vizesiz girebilen Türkler, Kuzey Afrika ülkelerinin de sınırlarını açmasıyla artık vizesiz, eski Osmanlı topraklarına seyahat edebiliyor... Sırada Rusya ve Suudi Arabistan var.


Tabii bu duruma en çok da turizm şirketleri sevindi. Turizm operatörleri, Balkanlar'dan sonra tur listelerine Lübnan, Libya, Ürdün ve Tunus'u da ekledi. Turistlerin ilgisi de yoğun; kültür ve inanç turizminin en önemli güzergâhı olan ülkelere gidenler hem ülkeyi, hem Osmanlı'yı yakından tanıma fırsatı buluyor hem de padişah mezarlıklarından camilerine, çeşmelerden külliyelere yüzlerce Osmanlı eserini gezebiliyor.


Her şeyi tanıdık bir ülke Suriye:
Suriye, Osmanlı, Roma ve İslam mimarisinin izlerini korumaya çalışıyor asırlardır. Yemekleri, gelenekleri, kültürü ve misafirperverliği ile tanıdık bir ülke. Osmanlı eserleri ise Suriye'nin gözbebekleri. Neler bunlar; Sultan Abdülhamit tarafından Şam'da yaptırılan Hamidiye Çarşısı. Kapalıçarşı'yı andıran Hamidiye turistlerin uğrak yeri. Şam'ın en görkemli mekanlarından biri de Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı Süleymaniye Külliyesi. Son Osmanlı Padişahı Vahdettin'in türbesi de burada. Hicaz Demiryolu İstasyonu ile Osmanlı döneminde birçok kez tamir edilen Zekeriya peygamberin türbesinin de bulunduğu cami ziyaret edilebilir.

Her padişah bir eser bırakmış:
Türkiye ile Lübnan ilişkilerinin 486 yıllık geçmişi var. Lübnan 400 yıl Osmanlı idaresinde kalmış. Neredeyse her padişah Lübnan'a eser bırakmış. İsrail bombardımanının hedefi olsa da, pek çoğu hâlâ ayakta. Osmanlı eserlerinin sayısı 500'ün üzerinde. En önemlisi Kanunî Sultan Süleyman döneminde yapılan Trablus Kalesi. Beyrut'ta başbakanlığın bulunduğu bina da Osmanlı'da kışla olarak kullanılıyormuş. Binanın önünde bulunan saat kulesi ise Abdülhamit tarafından yaptırılmış. Beyrut tepesindeki Beydettin Sarayı, Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan Mecidiye Camii, Hicaz demiryolunun Beyrut-Şam arasındaki bölümü de görülmesi gereken Osmanlı eserleri arasında.

İmparatorluğun sürgün şehri Libya:
Osmanlı'da sürgün şehirdir Libya... Fizan'a giden gelmez. Biraz Akdenizli, biraz Arap, epeyce Osmanlı'dır. 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan ülkede imparatorluk izlerini Karamanlı, Gurci, Turgut camilerinde, medrese ve hanlarında görmek mümkün. Kentin en etkileyici yeri Yeşil Meydanı ya da Şehitler Alanı çevresi. Bu çevrede Kale (Assai el-Hamra), Cemahiriye Müzesi de görülebilir. Libya'nın en kozmopolit kenti Trablusgarp ve Bingazi'nin Türkiye için bir başka önemi de savaştığı cepheler arasında olması.

Osmanlı'nın barış şehri Tunus:
Osmanlı'nın zamanında barışı yaşamış küçük ve şirin bir ülke Tunus. Osmanlı mührünü taşıyan yüzlerce eserin de ev sahibi. Sus Ulu Camii, Safaks Ulu Camii, Mehdiye Ulu Camii ve Tunus'ta Zeytüne Camii ile Şammaiye Medresesi bunlardan birkaçı. Türkler için Tunus şehrinin merkezi olan Zeytüne Camii'nin çevresinde, günümüzde hâlâ Sük el-Türk, Suk el-Kebabcı, Suk el-Babuş gibi tanıdık isimlerle anılan çarşılar yapılmış; camiler ve medreseler inşa edilmiş. Yer yer ay yıldızlı motifleriyle bezenmiş kapılardan girilen dar sokakların içine ahşap kafesli pencereleriyle taşan cumbalı evleri ile Tunus şehirleri Kuzey Afrika'da Anadolu havası estiriyor.

İşadamları Kuzey Afrika'da:
1993'ten beri Suriye, Ürdün, Lübnan'a gezi düzenleyen Turenda Turizm, vize açılımından oldukça memnun. Genel Müdür Gökhan Burak Gebel, vizeler kalktıktan sonra çok sayıda Arap turistin özellikle cuma günü Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay gibi sınır şehirlerine gelip alışveriş yaptıklarını söylüyor. Yerli turist yüzde 20 artmış. Turistlerin yüzde 80'inin inanç ve kültür turizmi için bölgeye gittiğini dile getiren Gebel, "Osmanlı, bugüne kadar bize eksik anlatılmış, vize açılımıyla birlikte Türk halkı ecdadını yakından tanıma fırsatı bulacak." diyor.

Vizeler kalktı, yerli turist sayısı yüzde 70 arttı:
Suriye, Ürdün ve Lübnan gezileri düzenleyen şirketlerden biri de Tempo Tur... Yurt dışı Turları Operasyon Müdürü Kansav Arslan, vizeler kalktıktan sonra bu ülkeleri görmek isteyen Türk turistlerin sayısında yüzde 70 artış olduğunu söylüyor. Arslan, Arap turistlerinde Gaziantep'teki alışveriş merkezlerini doldurduğunu anlatıyor. Özellikle Suriye'nin yemekleri, kültürü ve insanların misafirperverliği ile Türklere çok benzediğini dile getiren Arslan, vize açılımının Osmanlı'yı tanıma adına büyük bir fırsat olduğu görüşünde. (Zaman)