Türkiye'ye dönen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Brüksel'de VIP'den geçirilmediği ve üzerinin arandığı yönündeki haberlerin yalan olduğunu ve bu haberleri yazan gazete ve televizyon kanallarına dava açacaklarını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel'de havalimanında VIP'den geçirilmediği ve üzerinin arandığı yönündeki haberlerin yalan olduğu ve bu haberleri yazan gazeteler ve yayımlayan televizyon kanallarına dava açacaklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, Brüksel dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
'Brüksel'de havalimanında VIP'den geçirilmediği ve üzerinin arandığı' yönündeki haberlerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, beraberindeki gazetecilerin VIP'den geçme şansı olmadığı için onlarla beraber çıktığını söyledi.
'VIP'den geçmek gibi tasası olmadığını' ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Onun dışındaki haberlerin tamamı yalan. Üzülerek söylüyorum, haberi yazanlar gazeteci olamazlar. Çünkü yanımızdaki gazeteciler bile şaşırdılar 'böyle yalan haber nasıl oluyor' diye. Arkadaşlarıma talimat verdim, o yalan haberleri yazan gazeteler ve onları haber yapan televizyon kanalları aleyhine dava açacağız' diye konuştu.
Artık Türkiye'de kimsenin yalan haber yazma özgürlüğünün bulunmadığını söylemek gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendisini en acımasız şekilde eleştirenlere bile saygılı olduğunu, ancak yalan haber yazmanın artık 21. yüzyıl Türkiyesi'nde doğru olmadığını kaydetti.
'Hiç kimse aşağılık bir haberin arkasına saklanmamalı. Yalan haberin arkasına saklanmamalı' diyen Kılıçdaroğlu, yalan haber yazmanın, üretmenin, bu haberi doğruymuş gibi kamuoyuna aktarmanın en azından okuyucuya saygısızlık olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, 'Yalan haber yazanların ve üretenlerin hepsinin teşhir edeceklerini' belirterek, 'Yalan haber yazanlar gazeteci olamaz, gazeteci ahlakına sahip değildirler. O nedenle o yalan söyleyenleri teşhir etmek benim görevim olacaktır ve ben bunu yapacağım' ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Terör bir insanlık suçudur, özellikle terörle yakından uzaktan ilgisi olmayan, sade yurttaşların şu veya bu şekilde öldürülmeleri kabul edilebilecek bir olay değildir' dedi.
Kılıçdaroğlu, Brüksel dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, 'temasları sırasında AB'li muhataplarının CHP'lilere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın övdüğü' şeklindeki haberleri hatırlatması üzerine, Kılıçdaroğlu, 'Sayın Başbakan'a yönelik övgüyü biz duymadık, ama yergi olayını da duymadık' diye konuştu.
CHP olarak Brüksel de çok değişik kesimlerle konuşma imkanı bulduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Türkiye dostu parlamenterlerle, AB yöneticileriyle' bir araya geldiklerini, dertlerini anlattıklarını, sordukları sorulara cevap verdiklerini söyledi.
Brüksel temaslarının 'dolu dolu geçtiğini' dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Gerçekten geçmişte CHP ile aralarına belli bir mesafe koyan AB yetkilileri ve oradaki sosyal demokrat partililerle son derece güzel ve sıcak ilişkiler kurduk. Sağlıklı ve tutarlı bir güven ortamı oluşturduk. Türkiye'nin AB'ye niye girmesi gerektiğini anlattık' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Brüksel'deki muhataplarına partisinin AB sürecine her zaman katkı verdiğini, bu süreci başlatanın CHP'nin önceki liderlerinden İsmet İnönü olduğunu vurguladıklarını dile getirdi. Her gittikleri yerde kendilerine Kıbrıs ile ilgili sorular sorulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, muhataplarına partilerinin Kıbrıs konusundaki düşüncelerini olanca netliğiyle aktardıklarını belirtti.
Özellikle Annan Planı'nın Türk tarafınca kabulünden sonra AB'nin daha önce verdiği vaatlerin yerine getirilmesini istediklerine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'Türk tarafı üzerindeki ambargonun kaldırılmasının o bölgenin de AB'nin bir parçası olarak standardının yükseltilmesini ısrarla dile getirdik' değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yeni, güzel, çağdaş bir anayasanın olması gerektiğini dile getirdiklerini belirterek, son anayasa değişikliğindeki yargıyla ilgili kaygılarının da nereden kaynaklandığının ifade ettiklerini anlattı.
'Kaygılarımızın hemen hemen her kesim tarafından paylaşıldığını gördük. Ama bu kaygıların Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan tarafından kendilerine güvence verilerek giderileceğini ve kendilerinin de bunun takipçisi olacaklarını ifade ettiler' diyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin de Türkiye'de bu olayların takipçisi olacağını her ortamda ifade ettiklerini vurguladı.
Bir gazetecinin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'partiyi iki anahtarlı bir kasaya' benzetmesini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'CHP'nin Genel Başkanı olarak bu tür tartışmalara özenle girmiyorum. Sayın Baykal, uzun süre partiye hizmet etmiş, parti için çalışmış, düşüncelerine değer verdiğim, saygıdeğer bir liderdir. Dolayısıyla ben, bu tür tartışmalara özenle girmemeye çalışıyorum.'
Baykal'ın, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve CHP'nin kurultaya gitmesiyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, bu tür tartışmalara girmemeye çalıştığını yineledi.
Kılıçdaroğlu Pazar günü de Almanya'ya gideceğini ve burada Sosyal Demokrat Parti yetkilileriyle bir araya geleceğini belirterek, 'Parti içinde şöyle oldu, böyle oldu. O onu dedi, bu bunu dedi gibi tartışmaların dışında... CHP'yi hem Türkiye'de hem dünyada olduğundan daha iyi bir yere getirmek istiyorum ve bunun çabası içindeyim' dedi.
Hakkari'deki sivillere yönelik mayınlı saldırıların sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Terör bir insanlık suçudur, özellikle terörle yakından uzaktan ilgisi olmayan, sade yurttaşların şu veya bu şekilde öldürülmeleri kabul edilebilecek bir olay değildir. Her yerde ve her ortamda yurttaşlara yönelik terör saldırılarını kınamak hatta lanetlemek yüreğinde insan sevgisi taşıyan her yurttaşın görevidir' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'na Hakkari'deki mayın patlamasıyla ilgili olayla İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın 'Bütün görüntüler, terör örgütünün bugüne kadar yaptığı diğer buna benzer olaylara benziyor' açıklaması da soruldu. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, 'Terör örgütü yapsa da yapmasa da başkaları tarafından yapılmışsa o da bir suç. Sonuçta masum insanlara yönelik her türlü terör eylemine karşı durmak her insanın görevidir' karşılığını verdi.