Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, 2003 yılında 32 şubenin 1,7 milyar TL mevduat topladığını, ancak 10 milyon TL kredi kullandırdığını hatırlatarak, 25 yıllık bir şube müdürünün 'Efendim ben hayatımda bugüne kadar hiç kredi vermedim. Lütfen beni kredi vermeye zorlamayın' dediğini kaydetti ve ekledi: Son yıllara kadar banka ciddi frene basmış, tamamen kredi piyasasından çekilmiş ama artık geri geldik
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, bankanın uzun yıllar kredi kullandırmamaya çalıştığını söyleyerek, göreve ilk geldiği 2003 yılında İstanbul'da 32 şubenin toplam 1.7 milyar TL mevduat topladığını, ancak 10 milyon TL kredi kullandırdığını anımsattı. Görevinin ilk yıllarında 25 yıllık bir şube müdürünün ise 'Efendim ben hayatımda bugüne kadar hiç kredi vermedim. Lütfen beni kredi vermeye zorlamayın' dediğini kaydeden Çağlar, “Son yıllara kadar banka ciddi frene basmış, tamamen kredi piyasasından çekilmiş. Biz o tarihte vatandaştan topladığımız parayı kendi patronumuza (Hazine'ye) aktarmışız” diye konuştu. Çağlar, Yeni Şafak'a bankaya ilk geldiği günlerinden bugün bankanın geldiği noktaya kadar yaşadığı ilginç ayrıntıları anlattı.
2015 yılına yönelik bankanın yeni bir projeksiyon hazırladığını kaydeden Çağlar, 2015'e kadar bankanın dış ülkelerdeki şube sayısını artırma konusunda adımlarını hızlandırma kararı aldığını söyledi. Bu kapsamda bugün 17 ülkede 65 noktada hizmet veren bankanın, özellikle Balkan Ülkelerinde şube sayısını artıracağını vurgulayan Çağlar, 650 milyon euro ticaretin döndüğü Bosna'da 20'inci şubenin, ardından Zagrep'te şubenin çalışmalarını başlatacaklarını kaydetti.
İlk etapta komşularla yapılan ticaret çerçevesinde komşu bölgelerde olmak istediklerini söyleyen Çağlar, “Türk işadamları çok cesur. Çantayı alıp dünyanın her yerine gidiyor. Ancak teminat sıkıntısı yaşıyorlar. Örneğin; Türk işadamı Yunanistan'da iş yapmak istese, onun tüm mal varlığı burada. Buradaki mal varlığını teminat olarak gösteremez. İşte biz, işadamımıza destek olmak istiyoruz” dedi.
Halkın bankaya güveninin ise kamu bankası olması nedeniyle fazla olduğunu söyleyen Çağlar, “Ancak topladığımız mevduatları krediye dönüştürseydik, bizim intiharımız olurdu. O zaman şöyle bir yöntem izledik: Şubelerimizden günde 1,5 milyon insan giriyor. Öncelikle bireysel bankacılık yapacağız 2 yıl bu alanda yoğrulduktan sonra, KOBİ bankacılığı yapacağız. Onlardan para kazanamayız ama, büyük kredi nasıl proses edilir diye işi öğreniriz. Ta ki 5'inci yıldan sonra orta segmente girelim dedik. Böyle bir ivme ile bugün kredi hacmini 5 milyar liraya çıkardık” değerlendirmesi yaptı.
Çağlar, yurtdışındaki şubelerde bir odanın özellikle büyük ve içerisinin dayalı döşeli olmasını istediğini belirterek, “O bölgede çalışan Türk işadamının şubeye geldiği zaman kendini evinde hisseder gibi, internete bağlanmasını, duşunu alabilmesini, televizyon izleyerek dinlenmesini istiyorum. Dışarıdaki şube yatırımları aslında, kârlılığımızın içerisinde binde 1'ler seviyesinde olmasına karşın, ben yurtdışındaki işadamlarımıza prestij olarak bakıyorum” diye konuştu.
Ziraat Bankası'nın Emlak Bankası ile birleşme olunca çalışan sayısının 46 bine çıktığını bunun üzerine, ihtiyaç fazlası personel uygulamasının başlatıldığını anlatan Çağlar, 5-15 yıllık olup tecrübeli olan personelin ise banka özelleşecek diye bankayı terk ettiğini söyledi. Bu personel grubunun bankanın 'beyin takımı' olarak nitelendirilecek kesim olduğunu söyleyen Çağlar, “Göreve geldiğimizde mali departmanlardaki insanlar gitmişti. Onlar olmayınca bankayı toparlamak zor oldu” dedi.
Bankada teknolojik değişimin yapılmasında zorlanmadıklarını söyleyen Çağlar, “Ancak, zihinsel değişim inanılmaz çok zor oluyor. 2 yıl her toplantıda bir şey bahane ediliyordu. 'Efendim müfettişler bizi sıkıyor' şeklinde sıkıntılar vardı. Teftiş sisteminin şeklini yumuşattık. Teftişteki yaşlı kesimle genç kesimi yan yana getirmedik. Artık örgü ören kadınların bulunduğu bir banka değiliz” diye konuştu.
Göreve başladığında bankanın yeniden yapılandırılmasına dönük çalışmalar başlattığını söyleyen Çağlar, 25 yıllık şube müdürünün 'Efendim ben hayatımda bugüne kadar hiç kredi vermedim. Lütfen beni kredi vermeye zorlama' dediğini hatırlatarak, şunları anlattı: “32 şube müdürü ile konuşuyoruz. Toplam 1.7 milyar TL mevduat toplanmış ancak, 10 milyon lira kredi kullandırılmış. Rakamlara bakıyorum. Bu 10 milyon lira mı 1 milyon lira mı diye şaşırmıştım. Hani özel banka sahiplerine bankasını hortumlattı deniliyordu ya aynen onun gibi bir şey olmuş. Şube müdürlerim ise 'bizi kredi vermeye zorlamayın. Siz daha yenisiniz, bir süre sonra anlarsınız. Kimin eli krediye bulaşırsa, 1-2 sene sonra kendisini hakim karşısında bulur' dediler. Uzun zaman siyasi krediler nedeniyle herkesin eli yanmış. Banka ve ekip kredilerden uzak kalmış” dedi.
2003 yılında sektörde toplam 5 bin 800 şubenin bulunduğunu, şimdi ise 9 bin 580'e ulaştığını söyleyen Çağlar, “Son 7 yılda sektör 4 bin civarında şube açtı. Bizim 441 şubemizin olduğu yerde hiçbir banka şubesi yok. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bir seçim gezisinde bir köylü vatandaşa 'Devlet denilince aklına ne geliyor' diye sormuş. Vatandaştan 'Ziraat Pankasi' ve 'cenderme' cevabını almış. Anladık ki; halk bize güveniyor” dedi. Herkesin kendilerinden şube istediğini söyleyen Çağlar, “Banka şubesi olmayan bir ilçedeki belediye başkanına soruyorum neden şube istiyorsun diye. Diyor ki; bizim burada çalışan memurlar maaşlarını almak için yandaki ilçeye gidiyor. Maaşı orada alan orada harcıyor, benim ilçemin ticareti çöküyor. Bu nedenle, bu 43 ilçede de VTM'li şube açalım istiyoruz” dedi.
Ziraat Bankası, hacıların parasını kaybetme ya da çaldırmaya karşı önemli bir projeye hazırlanıyor. Banka, Mekke ve Medine'de VTM olarak adlandırılan insansız şube açacak. Ziraat Bankası'nda hesabı olan hacılar, göz retinası ve parmak iziyle bu şubeden işlem yapabilecek. Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar, Nisan ayında Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde açacaklarının şubenin ardından Mekke ve Medine'de birer şube açmak olduğunu
belirtti. Bu kararıyla ilgili Çağlar, yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “Hac'da birlikte aynı kafilede olduğumuz bir ağabeyimiz parası kaybetti. Hemen birlikte olduğumuz arkadaşlardan aramızda para topladık. Bu ağabeyimize de 'düşürdüğün yerde bulduk' diyerek verdik. Onun içine düştüğü o zor durumu görünce çok üzülmüştüm. O tarihte karar verdim: Bir gün mutlaka; hangi bankada çalışıyorsam, Mekke ve Medine'de oranın bir şubesini açacağım.”