Osman Baydemir'den ilginç teklif

İha
00:004/12/2009, Cuma
G: 4/12/2009, Cuma
Yeni Şafak
Osman Baydemir'den ilginç teklif
Osman Baydemir'den ilginç teklif

İmralı cezaevinde 11 yıldan bu yana bulunan ve yeni yapılan cezaevine nakledilen Öcalan ve son süreçle ilgili basın toplantısı düzenleyen DTP'li Belediye Başkanları adına açıklama yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Başbakan, Baykal ve Bahçeli 11 gün İmralı'da kalsın" dedi.

İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşulları ve demokratik açılım süreci ile ilgili Diyarbakır'da biraraya gelen DTP'li 98 Belediye Başkanı ve 10 İl Genel Başkanı, DTP il binası önünde basın açıklaması yaptı. Süreç ile ilgili açıklamayı yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, hassas ve kritik bir zaman dilimi içinden geçtiklerini ve günlerdir pek çok kentte ciddi gerilim yaşandığını belirterek "Biz belediye başkanları ve il genel meclis başkanları olarak, yaşananlardan ve yaşanabileceklerden derin bir kaygı duymaktayız. Bu sebeple siyasi, ahlaki ve vicdani sorumluluklarımız gereği, duygu, düşünce ve duruşumuzu Türkiye halkları ve demokratik kamuoyuyla paylaşmayı bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye, Kürt sorunu ve tüm demokratikleşme sorunlarını masaya yatırarak, sorunları büyük bir siyasi cesaret ve kararlılıkla çözmek durumundadır. Kürt sorununu, oyalamadan, kandırmadan, zamana yaymadan ciddiyetle ele almak ve barışçıl, demokratik bir yöntemle kalıcı çözüme kavuşturmak stratejik hedef olmalıdır. Çözümsüzlük politikasında ısrar etmek, halkın değerleriyle oynamak ve tasfiye politikalarını uygulamak ise sadece kaosu derinleştirecektir. Herkesin ama herkesin dikkatli olması gereken bir dönemden geçiyoruz. Özellikle siyasetçilerin, sorumlu ve ciddi yaklaşım göstermesi gerekir. Kürtler; bu hassasiyeti ve dikkati en üst düzeyde göstermenin çabası içerisindeyken, benzer hassasiyeti, hükümet ve diğer otoritelerden beklemek de en doğal haklarıdır. Bu hassas konuların başında, İmralı'da 11 yıldan beri tutuklu bulunan Sayın Abdullah Öcalan'ın giderek ağırlaştırılan yaşam koşulları ve işkenceye dönüştürülen İmralı sistemi geliyor. Görüyoruz ki ulusal ve uluslararası hukuk, insan hakları sözleşmeleri ve toplumsal hassasiyetler adeta hiçe sayılıyor. Tecrit ve izolasyona dayalı İmralı sistemi üzerinden, halkı germe mantığı sürdürülüyor. AK Parti hükümeti döneminde İmralı'da uygulanan politikaların, şantaj ve tehdit unsuru haline getirildiğine dair, halkımızda çok ciddi kuşkular ve kaygılar oluşmuş durumdadır. Geçtiğimiz yıl yaşanan ve halkı oldukça geren, rencide edici kötü uygulamalar hala hepimizin hafızalarındadır. Zorla saç kazıma ve fiziki şiddet uygulama durumu hala aydınlatılmadı. Sorumlular yargı önüne çıkarılmadı. Şimdi ise ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir iyileştirme gibi sunulan yer değişikliği ile İmralı'daki koşullar daha da ağırlaştırılmıştır. Aslında toplum ve demokratik kamuoyu kandırılmıştır. Hiçbir cezaevinde olmayan, insanlık dışı tecrit ve

izolasyon uygulamaları 11 yıldan bu yana İmralı'da sürdürülmektedir. Yeni koşullar, tecridi ve izolasyonu daha da ağırlaştırmakla kalmamakta, adeta yaşam koşullarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Oysa Öcalan'ın sağlık koşulları, yaşamı ve güvenliği Türkiye'deki gelişmeleri derinden etkileyecek düzeyde, kilit bir öneme sahiptir. Bu realitenin görülmesi ve buna göre hareket edilmesi, içinden geçmekte olduğumuz hassas sürecin en stratejik noktasını oluşturmaktadır. Samimiyetle Kürt sorununun çözümünü isteyen, aklı başında her otorite bu realiteyi görmek durumundadır" dedi.

"HALKIN HASSASİYETLERİ DİKKATE ALINMALI"

Toplumsal gerginliğin daha fazla tırmanmaması ve ülkenin yeniden çatışmalı bir ortama dönmemesi için halkın hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Baydemir, "İmralı'da uygulanan sisteme biran önce son verilmeli, tam tersine İmralı çözüm için en etkili diyalog kapısı olarak değerlendirilmelidir. Gerçekten çözüm isteniyorsa Sayın Öcalan'ın barışa ve çözüme katkı sunabileceği koşullar oluşturulmalıdır. Biz DTP'li belediye başkanları ve il genel meclis başkanları olarak, seçilmiş olduğumuz yüzü aşkın yerleşim birimindeki halkımızın hassasiyetleri ve genel itibarıyla Kürt halkının beklentilerinden hareketle bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Hükümet ve devletin tüm kurumları, yeniden çatışmalı ortama sürükleyecek olan bu politikalardan bir an önce vazgeçmelidir. Sorunun adı Kürt sorunudur. Sorunun sebebi kimliğin reddedilmesidir. Çözüm, kimliğin Anayasa'da kabul edilmesidir. Kürt halkının siyasi ve kültürel haklarının tanınmasıdır. İradesinin muhatap alınıp diyaloga geçilmesidir.

Çözüm başka ülkelerle yapılacak ittifaklarda değildir. Çözüm 30 yıldır denenmiş tasfiye planlarında değildir. Çözüm içtedir, iç dinamiklerdedir. Kürtler barış çabasında ısrarlıdır. Kürtler barışın inşası sürecinde kararlıdır, samimidirler. Aynı kararlılığı, samimiyeti ve buna uygun adımları hükümetten de devletin diğer kurumlarından da beklemektedirler" şeklinde konuştu.

Yapılan açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularınıda yanıtlayan Baydemir, Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada Öcalan'ın odasının Avrupa standartlarında olduğunun söylenmesi üzerine, "Söz konusu olan husus aynı zamanda insan onuru ve insan yaşamı ile ilgili bir durumdur. Eğer sayın Adalet Bakanı söz konusu cezaevinin standartlara uygun olduğunu ifade etmeye çalışıyorsa veya bunu iddia ediyorlarsa benim nacizane çağrımdır: Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli, Sayın Baykal 11 yıl değil, 11 gün orada geçirsinler. Bakalım standartlara uygun mu, değil mi? Bakalım insanlığa uygun mu, değil mi? Tam 11 yıldır bu tecrit ve izolasyon yaşanıyor. Sözüm ona iyileştirme yapılıyor. 12 metrekarelik bir hücre, 6 metrekareye düşürülerek topluma iyileştirme yaptık deniliyor. Allah aşkına bu nasıl bir ciddiyettir? Bu nasıl bir samimiyettir? Böylesi bir atmosfer içerisinde, hakikaten çözümü isteyen bir irade böyle bir şeyi niye yapsın, anlamakta güçlük çekiyoruz. Gerçekten demokratik açılım süreci açıldı mı? Kürtlerin bütün taleplerine, ısrarlarına, parlamento grubundan tutun bütün sivil toplum örgütlerine, çabasına, uğraşına, samimiyetine rağmen hakikaten açıldı mı? Açıldı da biz mi göremedik? Açılım bu mu? Dolayısıyla bir kez daha samimi, kararlı, dürüst ve cesur olmak durumundayız. Gerçekten bu sorun çözülmek isteniyorsa bir kez daha samimiyetimizle ifade ediyoruz: Kürtler buna hazırdır. DTP buna hazırdır. Görebildiğimiz kadarıyla PKK buna hazırdır, Öcalan buna hazırdır. Yeter ki devlet buna hazır olsun. Eğer devlet buna hazırsa bütün Kürtler buna hazırdır. Samimi, kararlı çözüme hazırdır Kürtler" şeklinde konuştu.