Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İspanya'nın El Pais gazetesinde bugün yayımlanan makalesinde, Türkiye'nin AB'ye katılımında paylaşılacak ek değerlere odaklanılması gerektiğine işaret etti.
Türkiye ve İspanya arasındaki ilişkilerin temelinin 1782 yılında imzalanan ikili ticaret, dostluk ve barış anlaşmasına dayandığını anımsatan Davutoğlu, iki ülkenin paylaştığı uzun tarihin, İspanya'nın Türkiye'nin AB'ye katılımına tam ve güçlü destek vermesini sağladığını kaydetti.
"İspanya ile birlikte, Akdeniz'in yeniden bir barış ve istikrar kaynağı olması düşüncesini paylaşıyoruz" ifadesini kullanan Dışişleri Bakanı, "Bu anlayış bizi Medeniyetler İttifakı gibi bir girişimin eş başkanlığına götürdü. Ülkelerimiz, farklı kimliklerimizi koruyarak karşılıklı olarak birbirimizi tanımayla zenginleşeceğimizi göstereceklerdir ve bu diğer ülkelere örnek teşkil edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ile AB'nin istikrara kavuşturulmuş 50 yıllık ilişkisine rağmen halen Türkiye'nin Avrupalı kimliğini sorgulayanlara şaşırdığını kaydeden Davutoğlu, Avrupa Konseyi ve NATO üyesi olan Türkiye'nin AB sürecinin 1963 yılında başladığını ve Türkiye'nin Avrupa kimliğiyle ilgili tartışmaların artık bırakılıp, Türkiye ve AB'nin mevcut fırsatlara ve meydan okumalara odaklanması gerektiğini vurguladı.
Finans krizi, enerji güvenliği, yasa dışı göç, salgın hastalıklar, iklim değişikliği, organize suç örgütleri, toplumlar arasında karşılıklı anlayış eksikliği ve radikal dinci terörizm gibi herkes için bir meydan okuma olan sorunların bulunduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Demokratik ve hakkaniyetli bir uluslararası düzeni teşvik etmek, sürekli ekonomik gelişmeyi sağlamak ve sürdürülebilir kalkınmayı geliştirmek, ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük ortadan kaldırılmak isteniyorsa, AB'ye tam üye olan bir Türkiye bu konularda çok büyük bir farklılık sağlayabilir" dedi.
Balkanlar, Orta Doğu, Kafkasya ile Pakistan ve Afganistan gibi yerlerde "Türkiye'nin olumlu bir güç inşa ettiğini" kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin dış politikasının her zaman barış, istikrar ve refah üzerine olduğunu ve komşularıyla bu hedefleri elde etmek için dinamik bir diplomasi izlediğini vurguladı.
Bu arada Türkiye'nin her geçen gün daha da artan dinamik ekonomisiyle makro ekonomik dengesizlik ve demografik meydan okumalara karşı AB'ye stratejik bir opsiyon sunduğunu da belirten Davutoğlu, "AB'ye tam üye olduğumuzda bize düşen sorumluluklarımızı üstleneceğiz" dedi.
"Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde, AB'nin inandırıcılığını şüpheye düşüren birçok siyasi engellemelere karşı gelmek zorunda kaldığını" da kaydeden Dışişleri Bakanı, "Türkiye'nin AB üyeliği bir gecede olmayacaktır. Bu yüzden şimdiden hüküm vermenin hiçbir haklılığı olamaz. Türkiye'nin katılım sürecinde bazı ülkelerin endişelerinin olduğunun farkındayız. Bundan dolayı Türkiye, AB'yi sağlamlaştırmayı arzu etmektedir. Müzakereler sona erdiği zaman Türkiye ve AB aynı normlar ve standartlarda olacaktır ve Türkiye'nin tam üyeliği o zaman çok daha iyi kavranıp, anlaşılacaktır" ifadesini kullandı.
Son olarak 2010'un ilk yarısında AB dönem başkanlığını yürütecek olan İspanya'nın vizyonuna ve önceliklerine yüksek değer verip, desteklediklerini belirten Davutoğlu, "Liderlerinin ilerici görüşü ve yapıcılığa odaklanmaları, İspanya'ya tam güven duymamızı ve Türkiye dahil tüm Avrupa'nın yararına olacak örnek bir dönem başkanlığı yürüteceğine inanmamızı sağlamaktadır" dedi.