İşadamı Hayyam Garipoğlu, cinayet sonucu yaşamını yitiren Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ile görüşmek için bugüne kadar doğrudan veya dolaylı herhangi bir temas teşebbüsünün olmadığını bildirdi. Garipoğlu, "Aracı olarak bahsi geçen 'Cemil Baran'a, 'Benim böyle bir talebin muhatabı olmadığımı, para talebini karşılamayacağımı ve para konusunda bir daha kendisiyle görüşmeyeceğimi söyledim." dedi.
İşadamı Hayyam Garipoğlu, bir cinayet sonucu yaşamını yitiren Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ile görüşmek için bugüne kadar doğrudan veya dolaylı herhangi bir temas teşebbüsünün olmadığını bildirdi.
İşadamı Garipoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, “üçüncü dereceden bir akrabasının adının karıştığı menfur cinayet nedeniyle 'maktuleye Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine sabır' dileklerini bir kez daha yinelediğini ifade etti. Garipoğlu, “Yaşanan bu elim olay nedeniyle; en az maktulenin ailesi kadar bizler de mağduruz, üzüntü ve acı çekiyoruz. Şüpheli olarak aranan akrabamızın bir an evvel teslim olması/yakalanması ve mahkeme önünde yargılanmasını biz de herkes kadar istiyoruz” dedi. Garipoğlu, açıklamasında şöyle dedi:
“Öte yandan, bu menfur olaydan sonra yapılan görsel ve yazılı medyada yer alan bazı haber ve yorumlar hakkında da düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Söz konusu haber ve yorumlarda; Anayasamızda ve tüm çağdaş ülkelerde kabul edilmiş olan 'suç ve cezaların şahsiliği', 'Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz' ve 'Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz' prensipleri açıkça ihlal edilmiştir. İşlenen bir suçtan dolayı, 'şüphelinin ailesinin suçlanması', hatta onun yerine 'cezalandırılması' yaklaşımı ve varsayımlar, dedikodular ve ön kabuller üzerinden hareketle, ailemiz fertlerinin şüpheli konumuna konulması kabul edilemez.”
Garipoğlu, yazılı açıklamasında, maktulenin babası ile görüşmek için bugüne kadar doğrudan veya dolaylı herhangi bir temas teşebbüsünün olmadığını bildirdi. Garipoğlu, şöyle devam etti:
“Bazı basın organlarında aracı olarak bahsi geçen 'Cemil Baran' takriben on gün kadar önce cep telefonumdan beni arayarak kendisini tanıttı ve maktulenin babasının para talebinden bahsederek benimle görüşmek istedi. Para talebi olduğuna inanmadığımı söyleyince, elinde kaset olduğunu ve dinletebileceğini belirtti. Söz konusu görüşmelerin kaydını dinlediğimde hem şaşırdım hem de üzüldüm. Cemil Baran'a cevaben, 'benim böyle bir talebin muhatabı olmadığımı, para talebini karşılamayacağımı ve para konusunda bir daha kendisiyle görüşmeyeceğimi' söyledim. Cemil Baran telefon numaramı maktulenin babasından alarak beni aramıştır. Kendisiyle daha önceden bir tanışıklığımız yoktur.
Hal böyleyken; bazı kişiler, maktulenin babasının para istemesini, sanki benim düzenlediğim bir komplo imiş gibi göstermek isteyen beyan ve yorumlarda bulunmaktadırlar. Maktulenin anne ve babası (talebinin açığa çıkmasından sonra bile) her türlü mecrayı kullanarak para talebini tekraren teyit ettikleri halde, bu talepten dolayı nasıl bir mantıkla ben sorumlu tutulabiliyorum anlamak mümkün değildir.”