Alışveriş adabını ne kadar biliyoruz?

Saadet Berrin Üstüner
00:0011/04/2010, Pazar
G: 10/04/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Alışveriş adabını ne kadar biliyoruz?
Alışveriş adabını ne kadar biliyoruz?

Kadınlar alışverişten büyük zevk duyarlar. Alışveriş insanlarda tuhaf bir tatmin duygusu oluşturur. Biz kadınlar ve bazen erkekler de alışveriş yaparak bir anlamda para harcayarak yaşadığımız bir sıkıntıdan sıyrılabiliyoruz.

Psikolojik olarak insanı rahatlattığı iddia edilen, bu alma verme işinin adabını ne kadar biliyoruz acaba? Özellikle sonradan bu özgürlüğe kavuşmuş kadınlarda rastladığım hazımsızlık beni bazen şaşkına çevirmiştir. Genelde parayı kazanan erkekler olduğu için midir bilmem, sanki onlar daha bilinçliler bu konuda. İstisnalar kaideyi bozmaz ama bizzat yaşadığım bir olayı paylaşmak isterim. Eşinin alışverişinin ödemesini yapmaya gelen bir beyin bana yaşattıklarını hiç unutamadım. Adını yazsam birçoğunuzun tanıyacağı, Türkiye'nin bilmem kaçıncı zengini olarak bilinen bu beyefendi benimle giriştiği pazarlıkta süreyi o kadar uzattı ki sonunda , 'Ben sizinle bu diyaloğu sürdürmek istemiyorum, uygun gördüğünüz ödemeyi yapıp ayrılabilirsiniz' demek zorunda kaldım. Beni bu şekilde davranmaya mecbur eden beyden daha çok ben üzülmüştüm. Her zaman söylerim; ekmek değil, su değil, satın almak mecburiyetinde değiliz. Fakat herkesin konumuna göre hareket etmesi daha güzel olmaz mı? Yakışan şekilde alışveriş yapmak gördü kuralıdır. Üstelik bir de pazarlık sünnet demezler mi? Alana pazarlık sünnet, satana eziyet etmek farz herhalde. Peygamber'imiz böyle mi ticaret yapmış ki bu şekle sünnet deyip, satanı zor durumda bırakıyorlar.

Muhafazakâr kesimin insanları, taşıdıkları misyonu unutmadan hak hukuk bilerek, hanımefendice beyefendice davranmalılar. Bir hizmeti, bir emeği satın aldıklarını unutmamalılar. Her ürünün bir değeri var. Bunu da satan belirler. Bu ürün şu kadar eder. Şu kadar ödeme yapayım demek, alan kişinin karar vereceği bir durum değildir. Bütçemize uyarsa alırız, uymazsa uygun bir dille indirim rica ederiz. Olmuyorsa ısrar etmek, hizmet aldığı kişiyi zor durumda bırakmak, yormak kul hakkına girmez mi?

Satın alınacak ürün, hangi aşamalardan geçip, önümüze geliyor? Yapanın, onun üzerindeki çalışmaları ne kadar zaman almıştır? Siz satın alır ya da almazsınız. Lakin alışveriş esnasında takınacağınız yanlış bir tavır, ona emek verenleri kırar, incitir.

Unutmayalım alışverişin de adabı vardır. Yemek yemenin, konuşmanın, oturmanın, kalkmanın olduğu gibi. Özellikle biz hanımlar, bu konuda daha dikkatli olmalı, daha kibar ve nazik davranmalıyız. Yıllardır bu işle meşgul olduğumdan; bilirim ki, alışveriş sırasında, uyumlu, işi yapana saygılı olan, tevekkül sahibi hanımlar daima daha mutlu ayrılmışlardır mağazamızdan.

Alışveriş, iki tarafın da mutlu olacağı, ihtiyaçlarımızı karşılamak adına yapılmış bir eylem olsun. Bundan zevk alalım. Alışverişi eziyet haline getirmeyelim. Bütçemize uygun, her türlü ihtiyacı karşılayacak markalar artık mevcut. Beyaz eşyadan, mobilyaya, mutfak eşyasından kıyafete. Hatta sebzeden meyveye kadar.

Hepimizin hayatında, olumsuzluk yaşadığımız ya da hoşluğu ile hatırımızda kalan enteresan alışveriş anılarımız vardır. İhtiyacımız olmayan ama o anki ruh halimizle gereksiz, ne çok harcamalarımız olmuştur. Ya da hiç istemediğimiz halde, aldığımız bir şey, bize ne kadar çok hizmet vermiştir. Ya da alabilmeyi bir kenara koyun hayalini dahi kurmaya korktuğumuz bir şeyi yaradan nasıl da koymuştur önümüze...