IMF, gelişmiş ülkelerde finans sisteminin zayıf olduğunu vurgulayarak yatırımların gelişmekte olan ülkelere kaydığına dikkat çekti. Kurum, ülkeleri bu yolla oluşan sıcak para girişi konusunda önlem almaya çağırdı ve çözüm olarak Tobin Vergisi'ni işaret etti
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), Küresel Finansal İstikrar raporunda, gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerine, sıcak para akışını kontrol altında tutacak politikalar geliştirme çağrısı yaptı. IMF, raporunda kamu borcu yüküyle boğuşan gelişmiş ülkelerin 2008'in başından bu yana önemli sayıda kredi notu düşüşü yaşadığı diğer taraftan gelişmekte olan ülkelerde ise aksine kredi notu artışları görüldüğüne dikkat çekti.
Bu gelişmelerle birlikte, para akışının da gelişmekte olan ülkelere yöneldiğini belirten IMF, bu trendin önümüzdeki dönemde de devam edeceğine işaret etti. Raporda ek olarak, “Gelişmekte olan ülkelere aşırı ölçüde sermaye akışının yaşanması dengeleri bozabilir” denildi. Önceki gün de Moody's aynı konuya değinmiş ve sıcak para girişinin Türkiye için büyük bir risk oluşturduğu konusunda uyarılarda bulunmuştu. İşte IMF'nin dikkat çektiği sıcak para'nın Türkiye ekonomisindeki etkileri:
Merkez Bankası ödemeler dengesi bilançosuna göre bu yılın ilk 7 ayında Türkiye'ye giren sıcak para 10,8 milyar dolara ulaştı. Temmuz ayında ise sıcak para 3 milyar 981 milyon dolar ile geçmiş temmuz aylarının rekorunu kırdı.
Geçen yılın aynı döneminde sıcak para miktarı 873 milyon dolardı. En yüksek sıcak para girişi bu yılın nisan ayında 4 milyar 638 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Yabancı yatırımcıların en fazla uğradığı borsalardan biri olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB) girişler de Eylül ayında rekora düzeye ulaştı. Yabancı yatırımcı bu ay İMKB'de 5 milyar 800 milyon dolarlık alış, 4 milyar 524 milyon dolarlık satış ve 1 milyar 276 milyon dolarlık net alışla, yılın aylık bazdaki en yüksek alım miktarını gerçekleştirdi. Borsa bu alışların da etkisi ile kriz öncesi seviyenin 7 bin puan üzerinde bulunuyor. Endeks kriz öncesi seviyenin yüzde 10 üzerine çıkarken GSYH 'sinin aynı oranda artmaması ve kriz öncesi seviyeye tam olarak dönmemesi, Türkiye'ye sıcak para girişinin ne kadar yoğun olduğunun bir başka göstergesi olarak gösteriliyor.
Ülke ekonomisinde dolar da TL karşısında son 2 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bankalararası piyasada dolar/TL devam eden girişlerle 1,4160 ile son 2 yılın en düşüğünde bulunuyor. Bu durum Merkez Bankası'nın gelecek haftalardaki döviz alım miktarlarındaki ek alım tutarlarını artırmasını gerektirebilir. Merkez Bankası şu ana kadar tam olarak kur konusunda yeterli adımı atamamakla eleştiriliyor.
Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, Merkez Bankası'nın ilave döviz alım operasyonunun son derece cılız kaldığını belirterek 'Merkez Bankası yasak savıyor' dedi. Merkez Bankası'nın ihracatı desteklemede 1 kalorilik bir katkısının bile olmadığını savunan Karakuş, doları yukarı çekerek belirli bir seviyede stabil hale getirmek için başka argümanların devreye sokulması gerektiğinin altını çizdi.
IMF Dünya Ekonomik Görünümü raporunun ekim güncellemesinde Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 7,8, 2011'de ise 3,6 oranında büyüyeceğini belirti. Raporda, gelişmiş ekonomilerin yüzde 2,7, 2011 yılında ise yüzde 2,2 oranında büyümesinin beklendiği belirtilirken, yükselen ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin ise 2010'da 7,1, 2011'de de 6,4 olması öngörülüyor. IMF'nin raporunda yer alan Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, 2010 yılı büyüme öngörüsüyle, en fazla büyüme kaydetmesi beklenen ülke konumunda bulunuyor. Raporda yayımlanan birinci ve ikinci bölümlerinde ise küresel büyüme oranının 2010'da yüzde 4,8, 2011 yılında da yüzde 4,2 düzeyinde olacağı tahmin edilirken, küresel iyileşmenin halen kırılgan olduğu ifade edildi.
Türkiye'de tüketici fiyatlarının yıllık ortalama bazında 2009 yılında yüzde 6,3 arttığı ifade edilen raporda, bu artışın 2010 yılında yüzde 8,7, 2011 yılında da yüzde 5,7 olacağı tahminine yer verildi. Bunun yanında, rapora göre, Türkiye'nin 2009 yılında cari işlemler dengesinin GSYH'ye oranı yüzde eksi 2,3 iken, bu oranı 2010 yılında yüzde eksi 5,2, 2011 yılında da yüzde eksi 5,4 olması, işsizlik oranlarının da, 2010'da yüzde 11, 2011'de de yüzde 10,7'ye düşmesi öngörülüyor.
Tobin, kısa vadeli sermaye hareketlerinin neden olacağı istikrar bozucu etkileri azaltmak amacıyla dövizle yapılan uluslararası işlemlerden alınan vergi olarak tanımlanıyor. Bu vergiyi savunanlar, belirsizliklerin yoğun olduğu ülkelerde riskleri ve kırılganlıkları arttırıp ekonomileri krize sürükleyen, çok kısa vadeli sermaye hareketlerini bu vergi ile kısıtlamayı amaçlıyor.
* Sıcak para girişi, ülkede dövizin değeri düşürürken, yurtdışındaki malların TL olarak değerini de ucuzlatıyor. Bu da ithalatı artırırken ihracatı yavaşlatıyor.
* Dış ticaret açığını (yani döviz açığını) arttırıyor. Başka bir ifadeyle Türkiye'ye gelen (ihracat, turizm vb.) döviz ile çıkan (ithalat ağırlıklı) döviz arasındaki fark artıyor.
* Ülke yabancı için sıcak para açısından cazip hale gelince bu kısır döngü içinde sürekli başa sarıyor ve sıcak para girişi artıyor.
* Ülkeye parayı getiren yatırımcı getirdikleri paraya yüksek getiri sağlarken, ülke cazibesini kaybedince de paralarını alıp başka ülkelere gidiyor.
* Sıcak para geri gidince de ekonomi üzerinde ciddi etkiler oluyor. Döviz yükseliyor, borsa düşüyor, faizler artıyor vb.
Son olarak Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu da ülkenin içinde bulunduğu durumdan sıcak para girişlerini sorumlu tutmuş ve önlem konusunda ABD'den yardım istemişti. Şimdi ekonomik buhran içinde olan ülkede sıcak para çalışanları sokaklara döküyor. Yunanistan'da kamu çalışanlarının, çalışma koşullarını protesto amacıyla bugün de 24 saatlik grev yapacağı açıklandı. Ülkede gıda ve hizmet fiyatlarında geçen yıla oranla yüzde 40 seviyesine ulaşan artışlar oluştuğu belirtildi.
IMF'nin de raporlarında belirttiği üzere gelişmiş ülkelerde büyüme yavaş oranda devam ederken, riskler de büyük oranda tazeliğini koruyor. Bu amaçla altına yatırım yapan kesim dışındakiler gelişmekte olan piyasalara hücum ederek sıcak para girişine sebep oluyor. Bu akım ise altına yine rekor kırdırarak 1351 doların üzerine kadar çıkardı. Ünlü ekonomist Jim Rogers da altın konusunda yeni bir kehanette bulunarak ons fiyatının 2 bin doları göreceğini söyledi.