Fehmi Koru: Tornacı Ahmet Usta'ya raporumdur

00:0011/11/2010, Perşembe
G: 11/11/2010, Perşembe
Yeni Şafak
Fehmi Koru: Tornacı Ahmet Usta'ya raporumdur
Fehmi Koru: Tornacı Ahmet Usta'ya raporumdur

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, bugünkü köşe yazısında Cumhurbaşkanı Gül'ün İngiltere'deki ödül törenini değerlendirdi.


İŞTE FEHMİ KORU'NUN YAZISI:

'Tornacı Ahmet Usta'ya raporumdur

LONDRA

Salih Memecan'ın "Bizim oğlanın madalyası. Kraliçe vermiş" diye övündüğünü çizgisiyle ustaca ifade ettiği 'tornacı Ahmet Usta', ya da Ahmet Hamdi Gül, ne kadar övünse az: Kraliçe 2. Elizabeth'in pek nadir üstlendiği ödül tevdii görevini oğlu için yerine getirdiği gün, olayı değerlendirmek üzere kürsüye çıkanlar, oğlunun şahsında ülkesi için göğüs kabartacak sözler sarf ettiler; oğlunun "Benim sevgili ülkem" diye andığı Türkiye için...


30 küsur yıl önce sokaklarında 'öğrenci' olarak dolaştığı ülkenin en itibarlı düşünce kuruluşunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü 'yılın devlet adamı' ödülüne lâyık görmesi Türkiye için önemli bir gelişme..


Ödül töreninde okunan 'resmî gerekçe' öneme ışık tutuyor: "Cumhurbaşkanı Gül hem ülkesinde hem de uluslararası arenada uzlaşma ve ılımlılığın en belirgin figürü, Türkiye'nin son yıllarda attığı pek çok olumlu adımın da yönlendirici gücüdür. Ortadoğu'da Türkiye'nin geleneksel bağlarını derinleştirmek, Irak'ta birbiriyle mücadele eden gruplar arasında arabuluculuk yapmak, Afgan ve Pakistan liderlerini aralarındaki ihtilâfı sona erdirme amacıyla biraraya getirmek için muazzam çabalar sarf etmiştir."


Gerekçe'de, Kıbrıs sorununun çözümüne, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileşmesine, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olma gayretine katkıları da övülüyor. Bir de şu 'gerekçe' ile verilmiş ödül: "Liderliği altında, Türkiye'de sivil demokratik yönetim yerleşiyor, ülkeyi Avrupa'nın demokrasi ve insan hakları standartlarına yakınlaştıracak geniş siyasi ve hukuki reformlar gerçekleştiriliyor."


İtibarlı ödülün, Çankaya'da henüz üç yılını doldurmuş bir cumhurbaşkanına verildiğini unutmayalım.


Törenin hemen sonrasında görüştüğümüzde, Cumhurbaşkanı Gül, ülkedeki her şeyin 'mükemmel' sayılmayacağını bir kez daha vurguladı. AB ilerleme raporuna da geçen basın özgürlüğü konusunda kuşkular uyandıran kovuşturmalar... 'İnsan hakları' alanına giren konularda varolan kısıtlamaların hâlâ tartışma gündeminden düşmemesi... Siyasetin dili ve tarzında rencide edici özelliklerin bütünüyle giderilememesi...


"Bütün bunlara rağmen iyi yoldayız" dedi Cumhurbaşkanı Gül.


1991 sonrasında toplantılarına katılmaya başladığı Avrupa Konseyi'nde sürekli savunma durumunda kaldığı günleri hatırlattı: "12 milletvekiliydik Konsey'de; Türkiye hep olumsuz biçimde gündeme geliyor, 'kınama' kararları alınırken öteki ülkelerden tek bir destek oyu verilmiyordu. Uzun yıllar boyunca hep Türkiye aleyhine kararlar çıkan Konsey, başkanlığına bir Türk'ü seçebildi bugünlerde..."