"Yakın tarihi yazılmayan bir ulus kilidi bozuk bir el bagajıdır. Her an açılır, içindekiler ortalığa saçılır."
1993'te yayımlanan ilk kitabı "Hanene Ay Doğacak"la Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü alan Şebnem İşigüzel yasaklı bu öykü kitabının ardından "Öykümü Kim Anlatacak", "Eski Dostum Kertenkele","Neşeli Kadınlar Arasında", "Çöplük", "Kaderimin Efendisi" ve "Sarmaşık" adlı yapıtlarıyla karşımıza çıkar. Şebnem İşigüzel, doksanlı yıllarda, ilk kitabında ölü seviciliği, ensest, aşk konularını işlemiş ve bu nedenle de yasaklılar arasında yer almıştı. "Hanene Ay Doğacak" adlı bu ilk kitabının elden ele gezmesinde yazarın yaşının küçük olması da önemli bir unsur olmuştu. Ruhsal durumlar, kader,aşk konularını genellikle şaşırtıcı bir biçimde kaleme alan Şebnem İşigüzel'in son yapıtı tarihsel-siyasal bir roman: Resmigeçit.
Beş bölümden oluşan, bir gazeteci edasıyla ve okurla söyleşi havasıyla sürükleyici ve kimi zaman alaycı bir dille yazılan Resmigeçit, Türkiye'nin son sürecini kurgusalla birleştirip anlatan tarihsel bir roman. Okuru metne yabancılaştırarak kurgulanan Resmigeçit'te roman kişileri döneminin başbakanı, genelkurmayı, parti liderleri... Gerçek kişiler, takma adlarla kodlanarak kurgusal kişilere dönüşürken gerçek kişilerin tarihsel süreçte herkesçe bilinen özellikleri onları kurguda deşifre etmekte.
"Paşalar tavan arasında toplanmış, tarih yazmaya devam ediyorlar. Darbe için geri saymaya başlamışlar."
1 Mayıs 1977 katliamı, 12 Mart 1971 ile 12 Eylül 1980 ihtilalleri, 1978 Maraş katliamı, Mamak Cezaevi açlık grevi ve daha birçok toplumsal-siyasal olayın anlatıldığı bu romanda elbette ki Milli Selamet Partisi, Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi de romanın kurguyla ve üslûpla örtülmüş partileri olarak karşımıza çıkıyor. Turgut Özal döneminin ardından Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı ile Tansu Çiller yönetimi, Susurluk olayı, Ermeni sorunu, bu kurgunun 2000'li yıllara uzandığı bir resmigeçit olarak gözümüzün önünden geçiyor. Kimi zaman kurgusal kişilerin özel hayatları kimi zaman da toplumsal/ siyasal olaylar fon olarak yer değiştirirken siyasilerin derin devlet adıyla yasadışı faaliyetleri, katliamları, plânlayıcılıkları kurgusal olarak anlatılıyor. Bunun için çeşitli tanıklıklardan yararlanan yazarın bu tanıklarının kurgusal kişiler olup olmadıkları okurda soru işareti bırakıyor. Ama her bölümde karşımıza çıkan kumrular, bu tarihin sessiz tanıkları.
Resmigeçit bir şerit halinde, dallanıp budaklanan bir ağaç gibi kollara ayrılıp okura geçmişi yeniden yaşatması bakımdan önemli bir roman.