Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Şahin Kayaduman, "Memur-Sen olarak, bütün Türkiyede olduğu gibi ilimizde de 12 Eylül'e kadar seferberlik ilan ettik, 13 Eylül sabahı mutlu sonuca ulaşmak için bütün gücümüzle çalışacağız." dedi.
Referandum süreci ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyen Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Şahin Kayaduman, 12 Eylül'deki referandumun tarihi bir dönem olduğunu ve oylanacak maddeler arasında YAŞ mağdurlarından engellilere, yüksek yargı mensuplarından emeklilere kadar hemen herkesi ilgilendiren önemli değişiklikler getirdiğini belirterek; “Ülkemiz 12 Eylül'de tarihi bir karar için sandığa gidecek. Unutulmamalıdır ki bu anayasa paketi AK Parti'nin veya herhangi bir partinin paketi değildir. Bu bir parti meselesi de değildir. TBMM çıkan kanunların halk oylamasına sunulmasıdır. Tam demokrasi için köklü reformlar getiren bu pakette eksiklik çok ancak yanlış olan hiçbir şey yoktur” dedi. Kayaduman, anayasal değişikliklerin, özgürlüklerin çıtasının yükseltilmesi açısından büyük bir fırsat olduğunu da sözlerine ekledi.
Şahin Kayaduman, "Hele senelerdir, toplu sözleşme ve grev hakkı için bağırıp çağıran, sağımızdaki ve solumuzdaki memur sendikalarının, hayır cephesinde yer almalarını anlamak mümkün değil. Bunları bir araya getiren ortak hedef nedir…? Bunlar nasıl oldu da böyle aynı cephede saf tuttular. Red cephesi içinde yer alanların kimliklerini ibretle izliyoruz. Bu ilkesizlik onlara hiç yakışmıyor. Sendikal haklarda siyasi ve ideolojik tarafgirlik kamu çalışanlarının dikkatinden kaçmıyor. Hayırcılar bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerdir. Memur-Sen olarak, bütün Türkiyede olduğu gibi ilimizde de 12 Eylül'e kadar seferberlik ilan ettik, 13 Eylül sabahı mutlu sonuca ulaşmak için bütün gücümüzle çalışacağız. Her üyemizin en az beş vatandaşımızı ikna etmesi için karar aldık. Memur-Sen Malatya teşkilatı olarak hedefimiz en az 50 bin insanımıza ulaşmak olacaktır” dedi.
Kayaduman, “Ülkemizde yerleşik bir referandum kültürü olmadığından, referandum kampanyaları genel seçim havasında sürdürülüyor ki bu yanlıştır. Bu kampanyaların özü, getirilen somut maddelere dayanmalı ve insanlarımıza maddelerin içeriği anlatılmalıdır. HSYK ve AYM'deki hükümranlığın sona ermesini istemeyenler, Oradaki özel yapının dağıtılmasını istemiyor. İktidar kim olursa olsun muktedir biz olalım diyorlar. Minder dışına kaçarak, referandumu boykot etmeye kalkmak, hatta bunun için terör örgütünün oluşturacağı korkudan medet ummak, bunlar için tükenişin resmidir.
Bu değişiklik, anayasanın sivilleşmesi adına atılan çok önemli bir adımdır. Güçlünün hukuku'nun yerine hukukun gücünün hakim kılınması için bir başlangıçtır. 12 Eylül darbesi döneminde söndürülen binlerce ocağın faillerinden hesap sorma yolunun açılmasıdır. Gücünü bürokratik oligarşiden ve siyasallaşan yüksek yargıdan alanların hegemonyalarının sonudur." diye konuştu.