Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iktidarı hedeflemeyen muhalefet anlayışıyla siyasete yazık edildiğini söyledi.
Faruk Çelik, Gaziantep'teki gezileri kapsamında MHP ve CHP il başkanlıklarını ziyaret etti. Daha sonra AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Çelik, burada Türkiye'deki muhalefet anlayışını eleştirdi. Çelik, 1960, 1970 ve 1980 yılların siyasetine takılıp kalan bir muhalefet anlayışının Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu vurguladı.
"Bir gün Cumhuriyet, bir gün laiklik, bir gün başka bir şey. Kendilerine göre gündemler oluşturup bundan bir siyasi menfaat temin edeceklerini zannediyorlar." diyen Çelik, bunlara milletin prim vermediğini belirtti.
Milletin aş, iş, gelişme ve kalkınma istediğine işaret eden Çelik, siyasetin bunları kavrayamayan bir muhalefet kanadının olduğunu ve bunun demokrasi için en büyük tehlike olduğunu ifade etti.
Çelik, "Bir demokrasi düşünün ki; bir tarafı dünyadan kopmuş. Türkiye'nin gerçeklerinden kopmuş. Hayal aleminde. Yüzeysel politika. İktidar olmayı düşünmüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Demokrasilerde muhalefet de iktidar olmayı düşünür. Geleceğe dönük insanları ümit var olacak çıkış yolu gösterir. Böyle bir şey yok." diye konuştu.
Bunun demokrasi kültürü açısından yanlış olduğunu anlatan Çelik, AK Parti'nin kurulduktan 1 yıl sonra iktidar olduğunu ve bunun 'adam gibi siyaset yaptıklarını' gösteren en iyi örnek olduğunu kaydetti.
Deniz Baykal'ın siyaset anlayışını da eleştiren Çelik, "Mesela Sayın Baykal'ı düşünün. Doğdum Sayın Baykal var. Gençliğimde vardı. Bakandı öğrencilik yıllarımda. Şimdi bakan oldum ve Sayın Baykal ile yine birlikteyiz. Siyaseti başbakan olmak için yapmayacaksan bence meşgul de etmeyeceksin. Yani birisi çıkar yapar." ifadelerini kullandı.
Çelik, 40-50 yıl siyasette olup bir kez başbakanlığa uzanacak bir formülün geliştirilmemesinin demokrasiye yazık edilen nokta olduğunu söyledi.
Bunun doğru olmadığını ifade eden Çelik, demokrasilerde oturmuş bazı kalıpların bulunduğunu, bu kalıplar çerçevesinde siyaset yapıldığını ve siyaseti yapanların amaçlarını ve hedeflerini ortaya koymaları gerektiğini dile getirdi.
Çelik, Türkiye'de muhalefetin 90'lı yıllara bile ulaşmaktan çok aciz durumda olduğunu vurguladı.
İşsizler üzerinden siyasetçilere yüklenmeyi sürdüren Çelik, Türkiye'de 2 milyon 300 bin gencin iş istediğini, ancak yıllardır sürdürülen yanlış politikalar sonucu bu işsiz gençlerin yerine emekli olan babalarının kayıt dışı çalıştığını anlattı. Çelik, bunun sorumlusunun da 'mevsimlik' siyasetçiler olduğunu söyledi.
Çelik, şöyle devam etti: "Ülkeyi bu kadar seviyorlar işte. Farkımız ne? Farkımız gayet açık. Biz kendimizi değil, 2030'u, 2050'yi, 2070'leri düşünüyoruz. Çünkü bu ülkeyi bizden çok hiçbiri sevmiyor. Seçime giderken ben hatırlıyorum. Kaç tane köyü belediye yaptılar. Şimdi seçime gidiyoruz. Bin 100 belediyeyi kapatıyoruz. Neden çünkü ülkenin hayrına da onun için. Bu anlayış, çağın şartlarına göre yönetim anlayışı ikame etmeye çalışan bir iktidar partisinin anlayışı. Diğerleri de çağ dışında. 'Aman ver devletten gitsin; ver hazineden gitsin. Günü kurtar; seçimi kurtar' düşüncesine dayalı bir siyaset anlayışı. Bu kadar büyük bir fark var aramızda."