Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, Lübnan'a gönderilecek barış gücüne destek kararı aldıklarını açıkladı. Çiçek, Sezer'in asker gönderme konusunda söylediklerine saygı duyulduğunu ama bu fikre katılmadıklarını söyledi.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun prensip itibarıyla BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan'a gönderilecek görev gücüne katılım kararı verdiğini kaydetti. Çiçek, bu konuda TBMM'nin en kısa sürede toplantıya çağrılacağını bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda Orta Doğu'daki gelişmelerin de değerlendirildiğini kaydetti.
Türkiye'nin yanı başında olup biten her türlü olaya üçüncü bir ülke gibi, uzak bir ülke gibi bakamayacağını ve bunun milli menfaatlere uygun olmadığını dile getiren Çiçek, barışın ve huzurun sağlanması yönünde Türkiye'nin ciddi çabalar sarfetttiğini söyledi. Çiçek, şöyle konuştu:
"Türkiye gelişmeleri aktif bir şekilde takip etmektedir. Sayın Başbakan'ın da bu konularda görüşmeler yaptığı bilinmektedir.
Bugün Bakanlar Kurulunda da konu çok yönlü olarak değerlendirilmiştir. BM'nin 1701 sayılı karar çerçevesinde konu değerlendirilmiştir ve ülkemizin çıkarları ön planda tutularak milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa o hassasiyet ve bütünlük içerisinde konu ele alınmış her kurul üyesi bakanımız konuyla ilgili değerlendirmeleri yapmıştır ve prensip itibarıyla 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde ilke olarak BM görev gücüne katılmaya karar vermiştir. Bunun ayrıntıları hiç şüphesiz vardır.
Baştan beri Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, devletin ilgili birimleri muhtemel gelişmeleri de göz önünde bulundurarak bir çalışma yapıyordu. Bundan sonra da yapacaktır.
Yarın dar çerçevede bir toplantı daha yapılacak. Bir kaç gün içerisinde de Anayasa ve TBMM İçtüzüğü de dikkate alınmak suretiyle TBMM'yi toplantıya çağırmış olacağız, asker gönderme konusuyla alakalı olarak.
İnsani amaçlarla hava limanlarının ve hava sahamızın kullandırılması geçmişte de alınan karar çerçevesinde mümkündü. Ancak bunu bir defa daha teyit etmek adına bir karar daha bugün imzaya açıldı. Onu tamamlamış oluyoruz. Konu değerlendirilirken birinci olarak üzerinde durduğumuz, en çok hassasiyet gösterdiğimiz Türkiye'nin menfaatidir."
Bu konunun iç politika malzemesi olarak kullanılacağını bildiklerini dile getiren Çiçek, böyle bir kararı verirken iç politika tartışmalarının ötesinde konuyu ele almaya çalıştıklarını söyledi.
Bir çok ülkenin bu konuyla ilgilendiğini, adımlar attığını belirten Çiçek, "Bir bölge ülkesi olarak ve bölgeyle yakınen alakası olan bir ülke olarak buna, kale arkasından maç seyreder gibi seyirci kalınması kesinlikle söz konusu olamaz. Dolayısıyla Türkiye, bu noktada aktif bir rol başta da oynamıştır, bundan sonra da üzerine düşen neyse bunu yapacaktır. Bunun yasal, anayasal çerçevesi neyse bu süre içerisinde yapmış olacağız" diye konuştu.
Bölgedeki şartların ne olduğunun da farkında olduklarına dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti: "Türkiye baştan beri de her halükarda orada bulunalım değil, belli şartların oluşması halinde ve bu çerçevede, bu görev birliğine katkı vermeyle ilgili düşüncelerini kamuoyuna ifade etmişti.
Bunun birinci şartı, BM Güvenlik Konseyi kararına uyması idi. Bu karar alınmıştır. İkincisi, barışı tesis etmek üzere değil, gidecek kuvvetin barışı korumak için, barış amaçlı gitmiş olması amaçlanmaktaydı. Biz bunu hep ifade ettik. 1701 sayılı karara baktığımızda üzerinde durulan konu budur. Üçüncü olarak da tarafların bu noktadaki katkımıza olumlu cevap vermesi gerekmekteydi. Yapılan görüşmelerde tüm taraflar bizim bu göreve katkı vermemiz noktasında olumsuz bir kanaat vermemiştir. Tam tersi, Türkiye'nin orada bulunmasında sayısız faydalar sağlayacağı ifade edilmiştir. Bütün bunları da değerlendirerek TBMM'de Anayasa'nın 92. maddesine göre karar alınması noktasında bir çalışmayı başlatmış olacağız."
Çiçek, esas olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetleri olarak geriye dönük olarak 20'den fazla ayrı yerde BM Kararlarına uygun olarak, uluslararası meşruiyetin sağladığı imkanlarla barışı korumak ve Türkiye'nin menfaatlerini korumak amacıyla yurt dışına asker gönderildiğini anımsattı. Dolayısıyla bunun ilk kez olmadığını kaydeden Çiçek, bir kısım değerlendirmelerin sanki Türkiye ilk kez asker gönderiyormuş gibi yapıldığına işaret etti. Çiçek, şöyle konuştu:
"Bunu söyleyişimin sebebi şudur: Sanki Türkiye ilk defa yurt dışına asker gönderiyor. Şayet yurtdışına asker gönderirse içerdeki bir kısım asayiş ve güvenlik sorunları sebebiyle sanki bir zaafa uğrayacakmış gibi hiç de doğru olmayan devletimizin büyüklüğüne yakışmayan değerlendirmeler yapılmaktadır. Bunların hiçbirisi doğru değil. Nitekim bu ülkelere kuvvet gönderilirken yine Türkiye'nin bölge sorunları vardı ve bunların hiçbirisi zaafiyet olarak telakki edilmemişti. Bunlar belli ki, objektif değerlendirmeler değil, daha çok politik zaruretlerden ve iç politika beklentilerinden kaynaklanan değerlendirmeler olarak görülmektedir. Hükümet olarak da değerlendirmemiz budur. Yarından itibaren bu çalışmayı tamamlamış olacağız. En kısa süre içerisinde TBMM'yi toplantıya çağırmış olacağız."