Mazlum-Der, Türkiye'de yaşayan farklı inanç gruplarının yıllar boyu maruz kaldığı "dini ayrımcılığı" raporlaştırdı. Sünniler'in 47, Aleviler'in 20, Caferiler'in 11, gayrimüslimlerin de 23 konuda "bitsin artık bu ayrımcılık" çağrısı yaptığı raporda, özgürlük kısıtlamalarına, dinle barışık olmayan katı laik anlayışın yol açtığı belirtiliyor.
Sünni, Alevi, Caferi ve gayrimüslim tüm inanç gruplarına yönelik ayrımcılık uygulamaları, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) tarafından araştırılarak raporlaştırıldı. Buna göre, Türkiye tarihi boyunca Sünniler 47 ana konuda ayrımcılığa uğrarken, Aleviler 20, Caferiler 11, gayrimüslimler de 23 alanda ayrımcılığa maruz kalıyor.
Mazlum-Der, "Türkiye'de Dini Ayrımcılık Raporu" yayımladı. 565 sayfalık raporda, Cumhuriyet'in kurulmasından itibaren Türkiye'deki tüm inanç gruplarının yaşadığı ayrımcılık uygulamaları ele alındı. Raporda Sünni Müslümanların din ve vicdan özgürlüğü ile temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği belirtilerek, buna devletin kuruluş ideolojisi olan katı laik, dinle barışık olmayan, dinin sadece vicdanda yeri olduğuna dair anlayışın neden olduğu kaydedildi.
Sünniler'in karşılaştığı ayrımcılık uygulamaları 47 ana başlıkta toplanırken, bunlardan bazıları şöyle:
"Devletin dini eğitimde tekeli olup, dine müdahalesi bulunmaktadır. Din insanlarının devlet memuru olmak zorunda bırakılması açık bir ihlaldir. Çalışma hayatında 'din dışı kalma zorunluluğu' dini özgürlüklere müdahaledir. Başörtüsü yasağı gereği kadınların eğitim hakkı, çalışma hakkı ve sosyal alanda var olma özgürlüğü ihlal edilmektedir. Kişilerin inandıkları dini yaşama hakaret edilmekte, bazı yetkililer bu durumu engelleme çabasına girmemektedir. Dindarlar haksız şekilde fişlenmiş, özel ve mesleki yaşamlarına müdahale edilerek mağdur edilmişlerdir. Kur'an kurslarına katılım yaşını devlet belirlemekte olup kişilerin kursa kaydı için en az 14 yaşında olması istenmektedir."
Raporda Aleviler'in maruz kaldığı 20 ayrımcılık alanı sıralanırken, "Devletin Aleviler'i tanımaması, zorunlu din dersi, cemevlerinin, ibadethanelerin faydalandığı desteklerden faydalanamamaları, Alevi okulu, ilahiyat fakültesi açamama sorunu ile Aleviler kendi dini liderlerini seçememektedir" denildi. Caferiler için ise, "Caferilerin camilerini kendileri yaptırdığı halde camilerin sahibi devlettir. Caferiler Diyanet İşleri Başkanlığı'nı bu şekilde kabul etmemektedirler" ifadesi yer aldı.
Mazlum-Der'in raporunda, gayrimüslimlerin uğradığı ayrımcılıklarla ilgili olarak ise, “göç sorunu, varlık vergisi, zorla çalıştırma, yakın zamanda düzenlenen bazı saldırılar, 'gavur', 'dönme' şeklindeki hakaretler, kalıp yargılar ve kuşkuculuk gibi bazı haksız fiiller” yer aldı.