Danıştay'ın gerekçeli kararının kendilerine ulaşmasını beklemeyen YÖK, itiraz dilekçesi için hazırlıklara başladı. Önümüzdeki Cuma günü itirazda bulunması beklenen YÖK, başörtüsünün kişinin tanınmasını engellemeyeceği vurgusunu yapacak.
Danıştay 8. Dairesi'nin, 2010 Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) Sonbahar Dönemi Kılavuzu'ndaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemelerin yürütmesini durdurmasının ardından Yükseköğretim Kurulu da (YÖK) karara itiraz için dilekçe hazırlama çalışmalarına başladı. Danıştay'ın gerekli kararının önümüzdeki hafta başında YÖK'e ulaşması, itirazın ise önümüzdeki hafta Cuma gününe kadar yapılması bekleniyor. YÖK'ün hazırlayacağı itiraz dilekçesinde ise "başörtüsünün kişinin tanınmasında bir engel teşkil etmeyeceği" ifadesine vurgu yapacağı öğrenildi. Kişi hak ve özgürlüklerinin öneminin altını çizecek olan YÖK, başörtüsünün sınav güvenliğini tehdit eden bir unsur olmadığı ifade edecek.
Danıştay 8. Dairesi'nin oy birliği ile aldığı yürütmeyi durdurma kararına tepkiler ise büyüyor. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 'fiziksel teşhiste sorun olabilir' gerekçesiyle alınan kararın, Türkiye için "utanç verici" olduğunu söyledi. Gündoğdu, "Böylece başörtülü adayların sınavlara girişinin engellenmesi, demokratikleşme adımlarının ardı ardına atıldığı bir Türkiye'ye yakışmamaktadır" dedi. Kararın ortaya çıkardığı sorunun ilk olmadığına dikkat çeken Gündoğdu, anti-demokratik uygulamalarla sürekli tekrarları yaşanan, ideolojik saplantılarla dokunmuş bir "akıl örtüsü" sorunu yaşayan zihniyetin ürettiği benzer sorunların, 28 Şubat süreci ile birlikte hayatımıza girdiğini hatırlattı. Gündoğdu, dünyanın birçok ülkesinde başörtüsü sebebiyle bir güvenlik sorunu ve endişesi yaşanmazken, Türkiye'de böyle bir dayatmaya gidilmesini de 'aklın kabul sınırları dışında' olduğunu ifade etti.
Öte yandan, Mazlum-Der üyesi yaklaşık 20 kişi, Danıştay binası önünde kararı protesto etti. Grup adına açıklama yapan Mazlum-Der Genel Sekreteri Avukat Şerife Gül Arıman, Danıştay'ın başörtüsü saplantısının tahammül edilir olmaktan çıktığını söyledi. Arıman, yasağı sürdürmenin 'hukuki cehalet' olduğunu kaydetti.
Danıştay'ın kararını değerlendiren hukukçular, uygulanır olmadığını söyledi. İzmir Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Ali Ulusoy, “Anayasa Mahkemesi daha önce üniversitelerde öğrencilerin türban takmasını laikliğe aykırı buldu. Dolayısı ile bu Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile de çelişir. AYM'nin önceki kararı sadece üniversite öğrencilerini kapsayan bir karar. Oysa ALES'e girenlerin büyük çoğunluğu üniversite öğrencisi değil, mezun ve herhangi bir kamu görevine de girmeyenler. Dolayısı ile Anayasa Mahkemesi'nin üniversite öğrencisi olmayan vatandaşın, türban takmasını laikliğe aykırı bulan bir kararı yok” dedi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop, “Danıştay, kılavuzda yer alan bir hükmü iptal etmiyor. Kılavuzda, başörtülü sınava girilebilir diye yazsaydı ve bunu iptal etseydi, iptal edilen kısım kılavuzdan çıkartılırdı. Yani böyle bir karar uygulanabilir. Fakat kılavuzda başörtülü girilebilir diye bir ifade yok. Sadece fotoğrafın nasıl olacağına dair ölçüler getirilmiş. Ölçüler içinde başı açık olma diye de bir şart gözükmüyor. Danıştay, 'bu şartı buraya koyacaksınız' diyor. İdare mahkemesi, idarenin yerine geçerek bir karar tesis edemez” şeklinde görüş belirtti.