Yazar Halide Alptekin, 90 bin askerin şehit olduğu Sarıkamış Harekatı'nı ve yaşanan acıları “Sarıkamış Kar Bozgunu” romanında anlatıyor.
Daha önce Çanakkale Savaşları'ndaki liseli öğrencilerin efsanevi yiğitliklerini “Şehadetname” romanında anlatan Alptekin, bu kez Sarıkamış Şehitleri'nin destansı öyküsünü kaleme aldı.
Alptekin, Yitik Hazine Yayınları'ndan çıkan yeni romanında, Enver Paşa'nın, kışa dair hiçbir hazırlığı olmayan Türk ordusunu, insan boyunu aşan karlarıyla ünlü Allahuekber Dağları üzerinden Sarıkamış'a yöneltmesiyle başlayan ve 94 yıldır hafızalardan silinmeyen trajediyi farklı bir açıdan kaleme aldı.
Kitabını, “Allahuekber Dağları'na düşen kar kelebeklerinin, soğuktan yanan yüreklerin, aziz şehitlerin hikayesi, dağları inleten şehit çığlıklarının sıladaki yankısı, merminin, soğuğun, hastalığın, acının, yardan düşenlerin yar gönlünde açan yarası...” olarak tanımlayan Alptekin, vatanı uğruna her türlü emre itaat eden, mermi bile sıkmadan şehit olan bu adsız kahramanların yaşadığı acı ve duygularını roman karakterleriyle canlandırıyor.
Sarıkamış'ın kendisi için özel yeri olduğunu belirten yazar, öğretmenliğe ilk burada başladığını söyledi. “Bu romanla 38 sene sonra Sarıkamış'a bir romanla da olsa döndüğüm için mutluyum” diyen Alptekin, kitabıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Kar Bozgunu, bir manada önceki kitabım Şehadetname'nin önsözüdür. Çünkü Sarıkamış'ta bu dram yaşanmasaydı Çanakkale olmayabilirdi. Şehadetname yazıldığı için Kar Bozgunu'nu yazmaya kendimi mecbur hissettim. Nitekim, Sarıkamış Harekatı denilince yıllar yılı soğuktan donan askerlerden başka bir şey bilmedik. Son yıllarda yapılan araştırma ve yayınlarla Sarıkamış'ın üzerindeki kar ve buz kalkmaya ve bir bozgun içinde yaşanan kahramanlıklar, destansı direnişler gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu romanı, bir avuç buğdayla yalın ayak Allahuekber Dağları'na tırmananların hatırası, eksi 38 derecede her türlü imkansızlığa rağmen itaatlerinden hiçbir şey kaybetmeyen inanç abidesi şehitlerimize bir vefa borcu olarak kaleme aldım.” Sarıkamış Harekatı'nın tüm ayrıntılarını romanında işleyen Alptekin, öğretmenlik yıllarında Sarıkamışlı ihtiyarlardan dinlediği olayları da romanına eklemiş.
Yazar Alptekin, “Romanda soğuğun en tahammül edilmez anlara ulaştığı, imkansızlığın had safhaya çıktığı anlarda dahi Türk askerinin gözünü kırpmadan, yılmadan usanmadan ölümüne bir itaat ile Rus'un üzerine yürümesi var. Romanın sayfalarında Köprüköy'de Ruslarla savaşıyorsunuz, Azap'ta düşman kovalıyorsunuz, Allahuekber Dağları'nda soğuğun gök ekini biçer gibi biçtiği şehitlerimizin yanı başında kendinizi buluyorsunuz” dedi.
Yazar, kitabının arka kapağında da şu sözlere yer veriyor:
“Düşman güçlü, mevsim zemheri, bir soğuk savaştır yaşanan... Tipinin en çetini, tifüsün en zalimi, çaresizliğin soğuk yüzü, soğuktan da beter üşütür askeri... Hatalar, bir zincir gibi peş peşe gelir. Bu zincir, kapatır yolları; bu zincir, ayaklara pranga olur; Allahuekber'e bağlar on binlerce canı. Şehitler, bu zincirin birer halkasıdır, uzanırlar kilometreler boyunca... Şehitler, bu toprakların asıl sahibi olduklarını haykırırcasına vurulur mühür gibi dağlara. Ölümüne itaatin resmi çizilir Köprüköy'e, Bardız'a, Allahuekber'e, Sarıkamış'a...”