Ayrıştıran değil kaynaştıranız

Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, 2010'da dünyada birçok ülkenin krizlerden nefes alamaz halde olduğunu hatırlatırken, Türkiye'nin ise bütçe dengeleri başta olmak üzere, ekonomisinde çok önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi. Seçim yılı 2011'e ilişkin Türkiye içinde bir risk beklemediğini vurgulayan Yılmaz, Ak Parti'nin başlattığı komşularla sıfır sorun politikasının kendilerinden önce başlamamasına üzüldüğünü belirtti. Yılmaz, “O zaman 2023 yılı hedeflerine daha erken yaklaşırdık” dedi.

Bakan Yılmaz, Yeni Şafak'a 2010'daki gelişmeler ile 2011 yılına yönelik hedefleri değerlendirdi. Ekonomideki iyileşme sonucu faiz oranlarının yüzde 7'lere kadar gerilediğini hatırlatarak, enflasyondan arındırıldığında reel faizin ise yüzde 1-2'lere düştüğünü belirten Yılmaz, 2001-2002'de yüzde 14.8 oranında milli gelire nispetle ödenen faizin şimdilerde yüzde 5'lerin altına gerilediğini kaydetti.

Ekonomide ve siyasi istikrarda yakalanan ivmenin önümüzdeki yıllarda devam etmesinin önemli olduğunu söyleyen Yılmaz, “Ekonomik anlamda 2011 yılı, yüksek büyümenin üzerine büyümemizi gerektiren bir yıl olacak. Bu da daha iddialı olunması gereken bir yıl olacağını gösteriyor. Bu ivmenin devam etmesi büyümenin de motoru olacak” tespiti yaptı. Bölgesel politikaların da yepyeni bir döneme girdiği sürecin başlatıldığını dile getiren Yılmaz, İstanbul'un da, Hakkari'nin de, Trabzon'un da, Mersin'in de kalkınmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Hükümet olarak bundan sonra önlerine “bir seçim dönemine” yönelik hedef koymayacaklarını dile getiren Yılmaz, “2023 yılı hedeflerini daha detaylı hale getiriyoruz. 2023'de dünyanın ilk 10 ekonomi arasına girme hedefimiz vardı. Bunu çok daha detaylı ayrıntılı hale getirip, bunun üzerine seçim beyannamemizi ve ileriye dönük yol haritamızı oluşturacağız. 12-13 yıllık bir pers-pektifle hedeflerimizi belirleyeceğiz artık" dedi.

Bakan Yılmaz, komşu ülkelerle maksimum düzeyde işbirliği, minimum düzeyde sorun öngören anlayışın daha önceki yıllarda olmasının çok daha önemli olduğunu dile getirirken, “Bu aslında çok gecikmiş bir anlayış. Keşke, Ak Parti hükümetlerinin çok öncesinde, böyle bir politika ve yaklaşım hayata geçirilseydi. Türkiye'ye çok zaman kaybettirildi. Çünkü komşunuzla siz ilişki kurmadan, ticaret yapmadan gelişebilmeniz mümkün değil” dedi. Komşuluk ilişkileri kapsamında GAP İdaresi'nin Suriye ile turizm güzergahları destinasyonları düzenleyen bir proje geliştirdiğini söyleyen Yılmaz, o proje sayesinde Suriye ile ortak planlama yapıldığını, sınırdaki bölgelerin birlikte geliştirildiğini kaydetti. Yılmaz, “Bu sınır bölgelerini artık ülkeleri ayıran değil kaynaştıran alanlara dönüştüren projeleri hayata geçiriyoruz. Şuna inanıyorum, 2011 ve sonrasında giderek bazı ülkelerle sınırlarımız ekonomik anlamda 'anlamsız' hale gelecek" dedi.

“Ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda huzur güven ortamı pekiştikçe, özel yatırım gelecektir. Dolayısıyla şiddeti kim hangi amaçla meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın, şiddete hep birlikte karşı olmalıyız." diyen Bakan Yılmaz şöyle devam etti: " Değişik partilerden olabiliriz, değişik dünya görüşlerine sahip olabiliriz ama bu konuda anlaşmamız lazım. Ekonomik, sosyal, psikolojik olarak en büyük zararı terörün yaşandığı bölgedeki insanlar gördüler. Artık o bölge için bir atılım dönemi başlamalı. Özgür iradesiyle fikirlerimizi söyleyecek, tartışacağız ama şiddeti gündemimizden çıkarmamız lazım.”

Seçim yılı olan 2011'de bir risk görüyor musunuz? yönündeki soruya Yılmaz, seçim sonuçlarının halkın takdiri olduğunu belirterek, “Halkımız hangi yönde tercihini kullanırsa, her zaman ona saygılıyız. Bizim beklentimiz bu siyasi istikrarın devam edeceği yönünde. 2011 Türkiye için olumlu bir yıl olacak. Bir taraftan seçimlerle birlikte siyasi istikrarını sürdürecek, bir tarafta da ekonomide ve demokraside yakaladığı gelişim seyrini devam ettirecek” diye konuştu.

Bölgesel politikada DAP, KOP ve GAP programlarının başarıyla sürdürüldüğünü, 2011'de de aynı ivmenin olacağını belirten Bakan Yılmaz, GAP'ta 600 kilometre sulama kanalı ve 2 milyon hektar toplulaştırma projelerinin 2013'te tamamlanmasıyla bölgenin farklı bir cazibesinin olacağını kaydetti. Terörün ateşinin düşmesi bölgeye yönelik çalışmalarınızı nasıl etkiledi? yönündeki soruya Yılmaz :“Bölgenin önemli potansiyeli bulunuyor. Ortadoğu pazarına yakın, genç bir nüfusu var. Türkiye'nin gelişmesine, kalkınmasına katkı verecek bir bölge. O nedenle bölgeye yapılacak en önemli teşvik, huzur ortamının sağlanması, terörün minimum seviyeye düşürülmesidir. Örneğin, Mardin'de Hilton beş yıldızlı otel yaptı. Gaziantep'te 4 adet OSB'de yer bitti, 5'inci OSB inşa ediliyor. Urfa'da, Diyarbakır'da 2'inci OSB inşa edili-yor" cevabını verdi.