İngiltere Kraliçesi 2. Elızabeth; Avrupa Birliği sürecinin dünya için son derece kritik bir zamanda Türkiye'yi, doğu ile batı arasında köprü haline getirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün resmi davetlisi olarak Ankara'ya gelen İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve eşi Edinburg Dükü Prens Philip onuruna Çankaya Köşkü'nde yemek verildi.
Çankaya Köşkü'nde verilen yemeğe katılan davetliler, Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrunnisa Gül ile Kraliçe Elizabeth ve eşi Prens Philip tarafından kapıda karşılandı. Yaklaşık 260 kişinin davet edildiği yemek için Cumhurbaşkanı Gül smokin, Kraliçe Elizabeth de taç giydi. Yemeğe TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Konukların karşılanmasının ardından salona geçildi ve masalara oturuldu.
Yemekte bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Elizabeth ve eşine Türkiye'ye yaptıkları ziyaret için teşekkür etti, "hoş geldiniz" dedi. Ziyaretin iki ülke ilişkilerinin güzel bir göstergesi olduğunu kaydeden Gül, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirdiğini belirti ve Atatürk'ün bu konudaki sözlerini dile getirerek iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin önemine vurgu yaptı.
Daha sonra konuşan Kraliçe 2. Elizabeth ise, kendilerini çok sıcak bir şekilde karşılayan Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür etti. Türkiye'ye gerçekleştirdiği ilk ziyareti hatırlatan ve Atatürk'e övgüler yağdıran Elizabeth, iki ülke ilişkilerinin çok güçlü olduğunu söyledi. Türkiye'nin coğrafi ve tarihi önemine değinen Elizabeth, "Bizim için Türkiye, her zaman olduğundan daha önemli bir konuma sahip" dedi. Kraliçe 2. Elizabeth, Türkiye hükümetine de iki ülke ilişkilerini geliştirme çabaları ve dünya sorunlarının çözümüne yaptığı katkılar nedeniyle teşekkür etti.
Çankaya Köşkü'ndeki yemeğe İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in eşi Prens Philip, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve eşi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve eşi, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve eşi, Kraliçe'nin Özel Kalemi Chiristopher Geid, AK Parti Milletvekili Lokman Ayva, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Müdürü Nuh Albayrak, yabancı misyon temsilcileri, medya kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı. Kraliçe Elizabeth ve Cumhurbaşkanı Gül, yemek salonundaki yenilenen bir Atatürk portresi önünde davetlileri karşıladı. Yemeğe katılıp katılmayacağı tartışılan Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan gelmezken, Cumhurbaşkanı Gül, görme özürlü milletvekili Lokman Ayva'yı Kraliçe'ye tanıttı. Bazı kadın davetliler de İngilizlere özgü reverans hareketi yaparak Kraliçe'yi selamladı.
Kraliçe'nin yeşil yapraklı kırmızı üzüm salkımları ile süslü beyaz bir elbise giydiği ve gümüş renkli ayakkabı ile çanta kullandığı görülürken, Cumhurbaşkanı Gül de ilk kez smokin giyerek kamuoyunun önüne çıktı. Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Elizabeth'in kendisine sunduğu İngiltere'nin en önemli nişanlarından biri olan Bath nişanının en üst kategorisindeki GCB nişanını sol yakasına takarken, Kraliçe'nin de Gül'ün kendisine sunduğu devlet nişanını sol yakasına taktığı görüldü. Hayrünnisa Gül de pembe ve gümüş renkli bir elbise giyerek, gümüş renkli ayakkabı ve çanta kullandı.
Yemek öncesinde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, sessizliği sağlamak için çatalı ile kadehine vurdu. Gül, sözlerine "Majesteleri, Altesleri, Türk milleti adına, en içten dileklerimle sizlere 'Türkiye'ye Hoşgeldiniz' demek istiyorum" diyerek başladı. Kraliçe Elizabeth'in Türkiye'ye bugün gerçekleştirdikleri bu ikinci devlet ziyaretinin Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki güçlü ilişkilerin harikulade bir göstergesi olduğunu, stratejik ortaklığı daha da geliştirecek bir özellik taşıdığını belirten Gül, Kraliçe'nin 1957 yılında ifade ettiği sözleri hatırlattı. Kraliçe'nin "Size savaş meydanlarında önderlik yapamam. Kanunları ben koymuyorum ve adaletin yerini bulmasını ben temin etmiyorum. Ama yapabileceğim başka bir şey var: Size yüreğimi ve bu yaşlı adalara ve uluslar kardeşliğimizin tüm halklarına olan sadakatimi verebilirim" sözlerini yineleyen Gül, gerçekten de Kraliçe'nin yarım yüzyılı aşan hükümranlığı boyunca Britanya ulusuyla özdeşleştiğini ve gündelik politikaları ve değişen zamanı aşarak, milli birliğin ve onurun odak noktası olduğunu büyük bir hayranlıkla gördüklerini kaydetti. Türkiye ve Birleşik Krallık halklarının tarihlerinin ayrılmaz bir biçimde iç içe geçtiğini belirten Gül, "Zaman zaman ordularımız karşı karşıya gelmişlerdir. Fakat aynı zamanda, evlatlarımız sayısız defalar ortak düşmanlara karşı cesaret ve azimle omuz omuza da yürümüşler, hayatlarını feda etmişlerdir. Ancak daha da önemli olan nokta şudur: Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler yüzyıllar boyunca Avrupa'daki olayların akışını belirlemiştir" diye konuştu.
Türkiye ve İngiltere'nin müttefikler olarak Avrupa'da özgürlük ve demokrasinin savunulmasında siper olduklarını belirten Gül, Avrupa'daki gelişmelerin akışına yön vermekte ve harekete geçmekte ne sorumluluğu hafife aldıklarını, ne de fırsatlara seyirci kaldıklarını söyledi. Gül, "Bugün, Türk ve Britanya halkları birçok benzerliklere sahiptir: Her iki ulus da geçmişiyle, öz değerleri ve ulusal kimlikleriyle gurur duymaktadır. Bununla beraber, bugün bizi birbirimize bağlayan unsurlar sadece şanlı geçmişimiz ya da üzerine titrediğimiz ortak değerlerimiz değildir. Aynı zamanda, Avrupa'nın ortak sorumlulukla şekillendirmekte olduğumuz geleceği de bizleri birbirimize bağlamaktadır. Bu gelecek, küresel çapta daha güçlü bir istikrar ve refahın, daha demokratik bir anlayışın, özgürlük ve barışın hakim olması vizyonuna dayanmaktadır. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine doğru yürüyüşünde Birleşik Krallık en sadık destekçilerimizden olagelmiştir. Bu tereddütsüz ve daimi desteğinize müteşekkiriz. Bu desteğinizin katılım sürecindeki ilerleyişimizde süreceğinden eminiz" şeklinde konuştu.
Gül, daha sonra davetlileri 'Majeste Kraliçe ve Altes Edinburgh Dükü şerefine ve halkların dostluğu ve ortak değerleri' için kadeh kaldırmaya davet etti. Bunun üzerine tüm davetliler ayağa kalkarak kadeh kaldırdı. Gül ve Kraliçe Elizabeth kadeh tokuşturduktan sonra Kraliçe içeceğini içmezken, Gül kadehinden bir yudum aldı.
Daha sonra bir konuşma yapan Kraliçe Elizabeth, 36 yıldan uzun bir süre sonra yeniden Türkiye'de bulunmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Kendileri için Türkiye'nin her zaman olduğu gibi bugün de son derece önemli olduğunu ifade eden Kraliçe Elizabeth, şunları kaydetti:
"Yurtiçinde Avrupa Birliği'ne üyelik olasılığı şimdiden ülke vatandaşlarının hayatını iyileştiren değişimlere ilham kaynağı olmayı başardı. Yurtdışında ise, gerek Avrupa Birliği için gerekse tüm dünya için son derece kritik bir zamanda Türkiye, Doğu ile Batı arasında eşsiz bir köprü haline geldi. Medeniyetler İttifakı inisiyatifi aracılığıyla duyurduğunuz sesiniz Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan Erdoğan, bir ılımlılık ve uzlaşı çağrısıdır. Dünyanın en sorunlu bölgelerinden bazılarında, barışın teşviki, siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma için kilit rol oynamaktasınız. Ve Afganistan'da ülkelerimiz, bu sıkıntılı ülkede yürütülen NATO görevinin ortaklarındandır."
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki bu ortaklığın, ister enerji temininde güvenliğin sağlanması olsun, ister uyuşturucu veya insan kaçakçılığıyla mücadelede olsun birçok farklı alanda ve şekilde kendisini gösterdiğini ifade eden Kraliçe Elizabeth, tüm bu nedenlerden dolayı iki ülke başbakanlarının imzaladıkları stratejik ortaklık anlaşmasından da anlaşılacağı üzere Birleşik Krallığın Türkiye ile ilişkilere azami önem atfettiğini kaydetti. Konuşmasının ardından Kraliçe Elizabeth de, 'Türkiye Cumhuriyeti ve halkına' diyerek davetlileri ayağa kalkarak kadeh kaldırmaya çağırdı. Tüm davetliler kadehlerindeki suyu içmelerinin ardından yemeğe geçildi.
Can Atilla'nın ve Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası'nın konseri eşliğinde yenilen yemekte davetlilere, zeytinyağlı enginar dolması, peynirli su böreği, kuzu tandır, perde pilavı ve patlıcana sarılı beğendi ile mevsim salatası, meyveli gül baklavası, sakız muhallebi ve Türk kahvesi ikram edildi. Yemeğe başlamadan önce Kraliçe Elizabeth ve Hayrünnisa Gül, kısa bir süre sohbet etti. Yemek daha sonra basına kapalı olarak devam etti.