Ergenekon davasının dünkü duruşmasında emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın savunmasına geçildi. Duruşmanın talepler bölümünde söz alan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, hastaneye sevkiyle ilgili sitem dolu bir mesaj verdi. Küçük şöyle konuştu:
Ben Kandıra cezaevindeyken prostat için hastaneye kaldırıldım. Kalbimde ana damarlarından birinin yüzde 80 diğeri ise yüzde 30 tıkalıydı. Stent takıldı. Üç ay sonra kontrol edilmeli dediler. 10 ay geçti hastaneye gidiyor dedirtmemek için bekledim. Duracaksam bu vatan için dik duracağım. Öleceksem bu vatan için öleceğim. Yukarıdan talimat geliyor 'Veli Küçük'ü sevk ettirtmeyeceksiniz' diye. Ben 35 sene bu ülkeye hizmet ettim. Eğer bu vatana bir diyet ödetilecekse bunu ben ödüyorum. Paşa paşa yatıyorum. Beni rahat bıraksınlar.
Emekli Albay Karadağ ise Küçük ile emir komuta ilişkisinin olmadığını, Semih Tufan Gülaltay ve Muzaffer Tekin'in bürosunda görüştüğü iddiasınının yalan olduğunu ileri sürdü.
Karadağ, Kuvvai Milliye Derneği'ndeki 'silah üzerine ölme ve öldürme' yeminiyle ilgili olarak da “Yeminde ne var? ölümle öldürmeyle alakalı hiçbir şey geçmiyor. Mersin'de o zaman duyguyla arada yemine bir öldürme kelimesi ilave edilerek söylenmiş bir sözdür. Ne var bunda” dedi.
Atatürk'ün bir numaralı varisi olduğunu ileri süren Karadağ, “Atatürk'ü en iyi anlayan ve özümseyen benim. İstiklal savaşında dahi sıkıyönetim ilan edip meclisi kapatmamıştır. Aklının ucundan dahi geçirmemiştir. Askeri müdahaleye herkesten çok ben karşıyım” dedi.
Duruşmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Veli Küçük'ün muayane ve tetkik belgelerinin ivedi istenmesine hükmetti.
