FED Başkanı Bernanke'nin para politikasının daha da gevşetilmesi gerekebileceğini söylemesi üzerine piyasalar coştu. Dolar diğer para birimleri karşısında tarihi düşük seviyelere gerilerken, emtia fiyatları zirve yaptı. Yabancı alımlar ile desteklenen İMKB ise, Orta Vadeli Plan'ın da etkisi ile tarihi rekor seviyesi olan 70 bini geçti
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, geçen hafta yüksek işsizlik ve düşük enflasyonun para politikasının daha da gevşetilmesine ihtiyaç olduğunu gösterdiğini söyledi. Bernanke, FED'in varlık alım programını genişletebileceğini ifade ederek, ne kadar agresif davranılacağına karar verilirken ortaya çıkacak maliyetler ve faydanın göz önüne alınması gerektiğine vurgu yaptı. Bu açıklamalar ile dolar geriledi, altın fiyatları yükseldi. Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları ise 81 dolar seviyelerine kadar düştü.
FED'in ekonomiye destek için kullanacağı yönteme karar vermediği, ancak daha fazla uzun vadeli Hazine tahvili alma yolunun ağır bastığı konuşuluyor. FED daha önce finansal krizle mücadelesi çerçevesinde 1,7 trilyon dolar tutarında uzun dönemli Hazine kağıdı ve mortgage destekli tahvil alımı gerçekleştirmişti. FED'in bu hamlesi faiz oranların uzun süre sıfıra yakın düzeyde tutma politikasını da desteklemişti. FED'in tahvil alımıyla ilgili yapılan değerlendirmelerde, bunun finansal sistemi çökmekten kurtardığı ve ikinci bir Büyük Buhran yaşanmasını engellediğine vurgu yapıldı.
Türkiye'de ise FED'in bu adımı TL'nin değerini yine tartışma konusu haline getirdi. Bütün ülkeler para birimini düşük tutarak ihracat odaklı büyümeyi tercih ederken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın bu durum karşısında sessiz kalması kurumu eleştirilerin odağı haline getirdi. Uzmanlar, dolardaki bu düşüşün ABD merkezli olduğu konusunda birleşirken, “kur savaşlarında” daha önce de sessiz kalarak ihracatçıyı zor durumda bırakan Merkez Bankası'nın en kısa sürede bu düşüşü yavaşlatacak önlemler konusunda harekete geçmesini bekliyor.
Uluslar arası piyasalarda doların değer kaybı devam ederken bu emtia fiyatları ise zirve yaptı. Altının ons fiyatı bin 387 dolara kadar yükseldi ve pamuk ise 140 yılın zirvesine yerleşti. Dolardaki bu düşüşün altın ve diğer emtialardaki yükselişi tetiklediği vurgulanırken, belirsizliğin devam ettiği sürece altındaki değer artışının da süreceği belirtiliyor.
FED'in daha önceki parasal gevşeme politikaları amacıyla attığı adımlara rağmen ekonomi istenilen seviyeye ulaşamadı. Bu yüzden kurumun atacağı adımlar bir takım endişeleri de berabarinde getiriyor. İşte bu endişeler:
Kura müdahale ve borsayı kontrol altında tutmak, sürekli devam edecek bir önlem değil ve zaman FED'in artık müdahalesine bir son vermesi gerektiğini işaretlerini veriyor. FED'in sağladığı aşırı likidite, faizlerin çok aşağıda kalmasına neden oluyor. Bu da piyasanın normal işleyişinin önüne geçiyor.
Bu konuda bir de karşıt endişe mevcut. FED, yeni bir parasal gevşeme paketini devreye alması durumunda miktarın az olması da kimseyi memnun etmeyecek. Analistler, yarım trilyon dolarlık müdahalenin, gayrisafi yurtiçi hasılanın büyümesine sadece çeyrek puanlık katkı sağlayacağını öngörüyor. FED'in müdahale miktarının yetersiz kalması durumunda, piyasalarda Ekim ayı boyunca yaşanan yukarı hareket terse dönebilir.
Bernanke'nin konuşmasında da belirttiği üzere piyasaya büyük miktarda bir para aktarımının gerçekleşmesi piyasada yeni bir balonun oluşmasına neden olabilir. Bernanke, uzun bir durgunluk döneminden sonra sağlıklı sayılabilecek bir seviyedeki enflasyonun sağlanması konusundaki amacını açıkça ortaya koydu. Ancak bu noktadaki endişe, enflasyonun yeniden başlaması durumunda bunun önüne geçmenin yaratacağı zorluktan kaynaklanıyor.
İkinci parasal genişleme paketinde, birincisinde olduğu gibi bankacılık sektörünün destekleyecek çok fazla desteğin bulunmaması bu sektörün piyasalardaki son yükselişteki performansının sınırladı. FED'in destek konusunda yetersiz kalmasının, halihazırda sıkıntılı olan bankacılık sektörüne daha büyük zarar vermesinden endişe ediliyor.
FED'i destekleyenler, merkez bankasının önünde çok fazla seçenek olduğunu söylese de, parasal gevşeme paketi etkisini yitirdikçe ve FED'in bilançosu 3 trilyon dolara yaklaştıkça, bankanın önündeki seçenekler de azalıyor.
ABD Doları, 1,39 liraya kadar gerileyerek son iki yılın en düşük seviyesine düştü. FED'in piyasaya akıtacağı öngörülen likiditenin bunun en büyük sebebi olduğu belirtilirken, düşüşün bir süre daha devam edeceği söyleniyor. Ünlü Analist Billl McLaren, uluslar arası ticarette en fazla kullanılan 6 para biriminden oluşan Dolar Endeksindeki düşüşün süreceğini ve 29 Ekim'de 72'in altına düşebileceğini iddia etti. Düşüşün piyasaları gerçek bir paniğe sürükleyeceğini belirten McLaren, "71'in altını düşünemiyorum" açıklamasında bulundu. Dolar, 2008 krizinden önce ağustos ayında 1,14 lira seviyelerine kadar inmişti. Uzun süredir kalıcı bir yükseliş gösteremeyen dolar, 2009 yılı başından sonra artışa geçerek, daha önce Mart 2003'te gerçekleştirdiği 1,77 zirvesini aştı. 9 Mart Pazartesi günü 1,82'lere kadar çıkarak TL karşısındaki rekorunu yenileyen dolar, Merkez Bankası müdahalesiyle gerileyerek, yıl ortasına gelindiğinde 2009 başındaki seviyelerine tekrar geri döndü. İstanbul serbest piyasada ise 2009 yılı 1,50'nin altında tamamlayan dolar bu yılın ilk ayını 1,45-1,50 bandında kapattı. Dolar-TL paritesi, eylül ayı ortalarındaki 1,50'nin de altına inerek şu sıralar 1.40 seviyelerinde seyrediyor.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası hem Orta Vadeli Plan hem de FED'in açıklamaları ile bankacılık hisselerinin ardından holding ve sanayi şirketlerine gelen alımlarla tarihinde ilk defa 71 bin seviyesine yaklaştı. Endekste işlem gören hisse senetleri geçen hafta ortalama yüzde 4,29 oranında değer kazandı. Endeksin yıl başından bu yana getirisi ise 32 bin ulaştı. Uzmanlar endeksin 70 bin seviyesini geçmesi halinde 73 bin seviyelerinin haftalık işlemlerde hedef alınabileceği belirtiliyor. Hafta içinde bu seviyenin kırılması halinde ise endekste satış baskısının ivme kazanacağı kaydediliyor.
Hisse Değişim %
En fazla değer yitirenler
Hisse Değişim %