CHP'li Kulkuloğlu, anayasa görüşmelerinde kürsüye gelerek Başbakan Erdoğan'a hakaret içeren bir döviz gösterdi. AK Partili Kılıç'ın Kulkuloğlu'na cevabı sert oldu: Çirkin ve ahlaksız saldırı
CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'nun, TBMM Genel Kurulu kürsüsünden gösterdiği döviz, tartışmalara yol açtı. Kulkuloğlu, Genel Kurulda görüşmeleri devam eden Anayasa değişikliği teklifinin 16. maddesinde verdiği önerge üzerine söz aldı.
Kulkuloğlu, konuşmasının sonunda, 'Ben kıvırtan bir başbakan istemiyorum' diyerek, elinde 'Kıvırtan bir başbakan istemiyorum, ya sen?' yazılı dövizi kaldırdı. Bu döviz üzerine AK Parti'liler tepki göstererek, Kulkuloğlu'nun özür dilemesini istedi. AK Parti'li TBMM İdare Amiri Hüsrev Kutlu, sinirlenerek kürsüye kadar geldi. Kulkuloğlu, Genel Kurul Salonundan ayrılmak üzereyken, başta AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı olmak üzere, bir grup milletvekili 'Kaçma, cevap ver' diye bağırdı. AK Parti'li milletvekilleri, CHP'lilere, 'Yaşından başından utan', 'ayıptır' diye tepki gösterdi. AK Parti ile CHP'li milletvekillerinin birbirinin üzerine yürümesi üzerine araya İdare Amirleri Orhan Erdem, Ahmet Küçük ve Sırrı Sakık'ın da bulunduğu bazı milletvekilleri girdi. Tartışmanın üzerine Şahin, birleşime ara verdi.
Bileşimin ardından söz alan Başkan Şahin, 'Özellikle son pankart, asla Meclis adabına, hiçbir milletvekili arkadaşımıza yakışmayacak ifadeler taşıyordu. Meclisin mehabetine çok ciddi gölge düşürmüştür' dedi. Daha sonra yerinden söz alan Kulkuloğlu, 'kıvırtma' sözünü hakaret anlamında kullanmadığını öne sürdü. Kulkuloğlu “Haddini aşan, kötü söz sahibine, yani bana aittir' diye konuştu. Genel Kurul oylaması ile Kulkuloğlu'na kınama cezası verildi.
Kulkuloğlu'nun ardından sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç sert ifadeler kullandı. Kulkuloğlu'nun, kabul edilmesi mümkün olmayan hakaretlerde bulunduğunu ifade eden Kılıç 'Eğer özür dilemiş olsaydı, bu cevap hakkını kullanmayacaktık' dedi. Hazreti Mevlana'nın öğüdüne riayet edilseydi 'çirkin ve ahlaksız saldırının' olmayacağını belirten Kılıç, şöyle devam etti:
'Hazreti Mevlana'ya, gelen eleştiriler üzerine, onu sevenler, 'Bunca eleştiriye karşı söylenecek sözünüz yok mudur?' diye sormuş. Söylediği şudur: 'Suskunluğum asaletimdendir. Yoksa, her söze verilecek bir cevabımız vardır. Ama önce söylenene bakarım laf mı diye, sonra söyleyene bakarım adam mı diye.' Ne laf var ortada, ne adam var maalesef. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarının herhangi birine ve özelde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a o çirkin ve seviyesiz, sahibinin düzeyinden gelen suçlamalar, tarafımızdan reddedilmektedir. Bizim semtimizde, mahallemizde kıvırtmak yoktur. O sözün sahibine soruyorum: Anadolu solu deyip de bugün onu unutanlardan mı öğrendiniz kıvırtmayı? Başörtülülere, çarşaflılara 6 oklu CHP rozeti takıp da Mersin'de o rozeti yırtarken mi öğrendiniz kıvırtmayı?'
TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa Değişiklik Teklifi'nin Anayasa Mahkemesi bölümü görüşüldüğü gün muhalefet Meclis'i germek için elinden geleni yaptı. Genel Kurul'da geçmiş dönemdeki yolsuzluklar gündeme gelince MHP Mersin milletvekili Kadir Ural, "Şeref yoksunusunuz. Hepiniz ş....sizsiniz" diye bağırdı. AK Partili milletvekilleri Ural'a tepki göstererek, MHP sıralarına yöneldi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Ural'ı uyararak özür dilemesini istedi. Ural, da "Söylediğim, ş....siz kelimeleri, 'iddiaları ispat etmezseniz' şeklinde değiştirir ve tutanaklardan çıkartılırsa memnun olurum. Yanlış anlaşıldıysam özür diliyorum" dedi. Paketin 17. maddesi üzerine söz alan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın konuşması sırasında da gergin anlar yaşandı. Konuşmasında 'Demokratik açılım" projesine eleştirince TBMM Başkanı Şahin, Şandır'ı konu dışına çıktığı gerekçesiyle uyardı. Konuşmasına devam etmesi üzerine Şahin, Şandır'ın mikrofonu kapatarak yerine geçmesini istedi. MHP'li milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak Şahin'i protesto etti.
TBMM Genel Kurulu'nda dün anayasa değişiklik paketinin 16, 17 ve 18. görüşüldü. 16. madde 337, 17 madde de 331 kabul oyuyla kabul edildi. Gazetemizin baskıya girdiği saatlerde 18 maddeye ilişkin görüşmeler devam ediyordu. Teklifin 16. maddesiyle, Anayasanın 'Askeri Yargı' başlıklı 145. maddesinde değişiklik yapılıyor. Askeri yargının görev alanı yeniden belirleniyor. Buna göre, askeri yargı, askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülecek. Askeri mahkemeler, asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli olacak. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her durumda adliye mahkemelerinde görülecek. Siviller, savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacak. 17 ve 18. maddeler ise Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşu, görev ve yetkileri ile üyelerinin görev sürelerinin düzenlenmesini öngörüyor.