Zanlıları yargıya teslim edin

Erhan Seven
00:004/11/2009, Çarşamba
G: 4/11/2009, Çarşamba
Yeni Şafak
Zanlıları yargıya  teslim edin
Zanlıları yargıya teslim edin

Başbakan Erdoğan, “İrtica ile Mücadele Planı”nın peşini bırakmayacaklarını belirterek, “Ama TSK yıpratılmamalıdır. Yönetici makamında olanların zanlıları yargıya teslim etmesi gerekir” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'dan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne çağrı: “Zanlıları ortaya çıkartın” Başbakan Erdoğan, TBMM Grup toplantısında “irticayla mücadele eylem planı” çerçevesinde gelişen hukuki olayları değerlendirdi ve yasal olmayan bu planın zanlılarının ortaya çıkartılması için Genelkurmay'ın gerekeni yapması gerektiğini belirtti. Erdoğan, “Bütün mesele oradaki zanlılar varsa bunların ortaya çıkarılması, hukuka teslim edilmesi gerekir. Yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi gerekir, rahatlıkla yargıya bunları teslim etmelidir, burada da rahat olacağız” dedi. Şehit ailelerine, “tahriklere kapılmayın” uyarısı yapan Erdoğan, Diyarbakırspor'un ligden çekilmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, Albay Çiçek'e ait olduğu iddia edilen imza tartışmasını şu sözlerle değerlendirdi:

BERAATİ ZİMMET ASILDIR:

Gerçeklerin gün yüzüne girmesi için adaletin işlediğini görüyoruz. Hiçbir şey karanlıkta kalmıyor kalmayacak da. Ancak bu süreçte gerek hukuk sisteminin gerek kurumlarımızın bir hedef haline getirilmesini, acımasızca eleştirilmesini son derece mahzurlu gördüğümü ifade etmek istiyorum. Hukuki süreç işlerken birkaç zanlı üzerinden ülkemizin köklü kurumlarımızın hukuk sistemimizin yıpratılması asla doğru değildir. Hukuka demokrasiye ülke ve milletimize de bunlar yarar sağlamaz. Biz suç sabit olmadıkça kimseye de sen suçlusun deme hakkına sahip değiliz. Büyüklerimizin ifade ettiği gibi beraati zimmet asıldır, biz böyle hareket ediyoruz.

HUKUKA TESLİM EDİLMESİ GEREKİR:

Bütün yanlışlar ortaya çıkmalıdır ve süreç hakkaniyet içinde devam etmelidir. Kim olursa olsun nerede olursa olsun bunların ortaya çıkarılması lazım. Bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalı, burada da hassas olmalı. Bu Silahlı Kuvvetler için güvenlik teşkilatları için, Emniyet Teşkilatı için gereklidir. Bütün mesele oradaki zanlılar varsa bunların ortaya çıkarılması, hukuka teslim edilmesi gerekir. Yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi gerekir, rahatlıkla yargıya bunları teslim etmelidir, burada da rahat olacağız.

KASIMPAŞALI MUSEVİ ARKADAŞIM:

Benim okul arkadaşım Kasımpaşalı bir Musevi. İsrail'de onu bulmuşlar, 'kırgınım' yokmuş buymuş… Ah keşke birarada olsaydık da bu kırgınlığını konuşsaydık, çünkü damdan düşmediğin belli. Orada fosforlu bombalarla tankla topla, karşıda böyle bir silah var mı yok. Onlar bize füze attılar, ben de sordum hep ya kaç kişi öldü sizden derdim. Plajdaki olayda bir aileyi yok ettiniz, bir kız çocuğu sağ kaldı, onun feryatlarını hiç duydunuz mu? Benim ülkemde Musevi vatandaşım var, hangisinin güvenliğine yönelik bir tehlike oldu. Antisemitizmi insanlık suçu ilan eden ilk lider benim.

DİYARBAKIRSPOR'A FENER ÖRNEĞİ:

Bir avuç kendisini bilmez bir şehre topluma mal etmek asla doğru değildir. Gaziantep'in tribünleri bir avuç kendini bilmezin ifadelerini paylaşmamıştır, münferit hadiseler var. Diyarbakırspor yönetici kardeşlerime sesleniyorum. Hissi değil serinkanlı bir şekilde, duygusal davranarak 'Diyarbakırspor çekildi' bunu demeye hakkın yok. Aynı Gaziantep de namağlup Fenerbahçe'yi uzatmalarda mağlup etti, sporun zaten güzelliği burada. Bu hafta Kayseri'de berabere kaldı, ne yani feryat mı edeceğiz. Önemli olan nedir, fair-play diyorlar mesele bu.


GDO'ya AB standardı getirdik

Grup konuşmasında Tarım Bakanlığı'nın eleştiri alan genetiği değiştirilmiş gıdalar (GDO) konusundaki yönetmeliğini de savunan Erdoğan, “Bu yönetmelik teşvik eden değil engelleyen bir yönetmeliktir, dikkatli okusunlar. Biz genleriyle oynanmış gıda ürünleri noktasında hassasız, bu konuda kesinlikle AB standartlarının dışında 'ABD böyle istiyor' hayır, AB dışında bir standardı zaten kabul etmedik, yönetmelik de buna amirdir, sadece duyduklarıyla bunları yazıyorlar, bunlar yanlış bilgilendirmedir” dedi.

Şehit yakınlarına da seslenen Erdoğan, “Benim şehidimin annesi bu tahriklere boyun eğerse o terör baronlarını sevindirir, benim gazi arkadaşımın madalyasını yere atarsa terör tacirlerini sevindirir. Herkese her kesime sabır, sağduyu telkin ediyorum. Biz şehit ailelerinin akan kanı durdurun yakarışı üzerine biz bu yola çıktık” diye konuştu.


Aşı olmak zorunlu olmamalı

Başbakan Erdoğan, gündemdeki domuz gribi konusunda da, “Lütfen öpüşmeyin; tokalaşın. Eğer imkanınız varsa tokalaştıktan sonra ellerinizi yıkayınız. Dezenfekte imkanı varsa dezenfekte ediniz” dedi. Erdoğan, domuz gribi aşısının tüm öğrencilere zorla yaptırılması konusunda Sağlık Bakanı Recep Akdağ'la aynı görüşü paylaşmadığını da belirterek, şöyle konuştu: “Kimseyi icbal edemeyiz(zorlayamayız). Bu konuda vatandaşım kendi isteğine bağlı olarak böyle bir yolu tercih ederse eyvallah, ama etmiyorsa 'muhakkak yaptırmanız gerekir' diye böyle bir kampanyanın sürdürülmesi doğru değildir yanlıştır. Bu konuda eğer ebeveyn kalkıp da 'ben bunu istiyorum' diyorsa bu olmalıdır.”

“FATURASI SİYASİ İRADEYE KESİLMESİN”

Bu alandaki otoritelerin de farklı görüşler öne sürdüğünü ve kiminin “aşı olunmalı' derken, kiminin de “şart değil” dediğini anımsatan Erdoğan, “Bunu isteğe bağlı hale getirmektir. Yarın bunun siyasi iradeye faturasını kesmesin. İsteğe bağlı olarak hazırlıklarımızı yaptık, arzu edene isteyene yapılıyor, yaptırılıyor ücretsiz olarak. Bizim görevimiz de bu” diye konuştu.


Bu benim tercihim

Başbakan Erdoğan Türkiye'nin gündeminde önemli bir yer tutan domuz gribi aşısıyla ilgili olarak net bir ifade kullandı ve domuz gribi aşısı olmayacağını söyledi. Erdoğan, Türkiye'ye getirilen ve önceki günden itibaren yapılmaya başlanan domuz gribi aşısının kendisine de yapılacağı yönünde Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın açıklamalarına TBMM kulisinde tepki gösterdi. Partisinin grup toplantısından çıkışta gazetecilerin “Domuz gribi aşısı olacak mısınız” sorusuna Erdoğan, “Ben aşı olmayacağım. Bu bir tercih meselesi” cevabını verdi. Erdoğan, salon çıkışında kuliste yanında bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a dönerek, sert bir üslupla, “Bu sabah benim haberim yokken Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte aşı olacağımı söylemişsin. Bunu hemen düzelt” talimatını verdi. Başbakan'ın bu sert çıkışı üzerine kısa bir süre şaşkınlık geçiren Sağlık Bakanı Akdağ, “Hayır efendim, öyle değil” ifadelerini kullandı.