Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Işıkara, İstanbul'da olası bir depreme, hastanelerin hazır olmadığını, öne sürdü.
Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, İstanbul'da olası bir depreme, hastanelerin hazır olmadığını, afet sonrasında bunun ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabileceğini öne sürdü.
Işıkara, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu belirterek, depremden korkmak yerine depremin er ya da geç yaşanacağı gerçeğiyle yüzleşilmesi ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini söyledi.
Bilim adamları tarafından, İstanbul'da büyük şiddetli bir depremin olacağının tespit edildiğini anımsatan Işıkara, zamanı kesin olarak vermenin mümkün olmadığını, ancak 2010 yılından sonra görülebilme olasılığının yüksek olduğunu kaydetti.
Işıkara, bir ülkenin afetleri en az zararla atlatabilmesi için, afet öncesi, afet sırası ve sonrası programlarının uygulamaya hazır olması gerektiğini ifade ederek, özellikle hastanelerin depremden zarar görmeyecek şekilde yapılması ya da güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
İstanbul'daki hastanelerin çoğunun beklenen olası depreme hazır olmadığını iddia eden Işıkara, 'Şu anda depreme dayanıklı çok az sayıda hastane yapıldı' dedi.
Işıkara, afetlerde can kaybının az olmasının, tıbbi müdahalenin hızlı yapılabilmesine bağlı olduğunu, vakit kaybetmeden mevcut hastanelerin depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
İstanbul'da güçlendirilmesi gereken çok sayıda hastane binası olduğunu ifade eden Işıkara, şunları kaydetti:
'Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçen yıl Kızılay Kan Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada, bundan sonra yapılacak hastanelerin hepsinin temel izolasyonlu, deprem hareketine dayanıklı olacağını açıklamıştı. Nereden başlarsak kar. Bu yıl 2 hastane, yarın 2 hastane daha güçlendirelim, bu geçen zaman içinde deprem olmaması durumunda 5-6 yıl sonra İstanbul'da bütün hastaneler depreme hazır hale getirilmiş olabilir.
Henüz depreme hazır çok az hastane yapıldı ama güçlendirilmesi gereken çok sayıda hastane var. Hastane derken kampüs olarak bakılmalı, yani 38-40 kampüs ve bunların içindeki 250-300 hastane binası.'
Kocaeli Tıp Fakültesi Hastanesinin Marmara depreminde yıkıldığını hatırlatan Işıkara, 'Siz arama kurtarma çalışmalarında çok başarılı olabilirsiniz ama yaralılara tıbbi müdahale edemezseniz can kayıpları olur. Hemen 1 saat içinde müdahale edilmesi gereken hastalar, müdahale edilemediği için yaşamını yitirebilirler' uyarısında bulundu.
'DEVLET, SAĞLIK BAKANLIĞI'NA EL VERMELİ'
Hastane binalarının yıkılmamış olmasının, hastanenin kullanılabilir durumda olacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Işıkara, 'Doktor ve hemşire olmasına rağmen, hastanedeki tıbbi cihazların ve ameliyathanelerin kullanılamaz ve ilaçların kırık olması, hizmet verilememesine neden olur ve diğer basamaklarda yapılan her çaba etkisizleşir' diye konuştu.
California'da 1984 yılında meydana gelen depremde bir çok hastane binasının sağlam kalmasına karşın, bina içindeki tıbbi cihazların ve malzemelerin kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle tedavi ve yardım hizmetinin verilemediğini anımsatan Işıkara, 'California eyaleti, hastane binaları içerisindeki tüm tıbbi cihazların ve malzemelerin depremden zarar görmeyecek şekilde sabitlenmesi için kural koydu' dedi. Işıkara, aynı kuralın Türkiye'de de uygulanması gerektiğine işaret ederek, Üsküdar Devlet Hastanesinde tüm tıbbi cihazların sabitlenme yöntemiyle güvence altına alındığını söyledi.
Üsküdar Devlet Hastanesi'nin, İstanbul'daki tüm hastaneler tarafından örnek alınması gerektiğini dile getiren Işıkara, 'Kimi özel hastaneler de böyle. Sağlık Bakanlığının bu konuya vakit kaybetmeden el atması lazım, ama kaynak yok. Bu konu, Bakanlar Kurulu'na getirilmeli ve diğer bakanlıklar da özveride bulunmalı. Güçlendirilmesi mümkün olmayan hastaneler yıkılarak yenisi yapılmalı, devlet konuya el koymalı ve Sağlık Bakanlığına el vermeli' dedi.
Prof. Dr. Işıkara, başta Milli Eğitim Bakanlığının ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığına bağlı olan Karayolları Genel Müdürlüğünün gerekli hazırlıkları yaptığını ifade etti.
Işıkara, 'İstanbul'da viyadüklerin, bağlantı köprülerinin ayakları güçlendirildi. Bu önemli ölçüde tamamlanmış ve hala devam ediyor. Okulların da yaklaşık yüzde 75'i Marmara depremine hazır durumda. 1999 yılından sonra yapılan okulların çoğu depreme dayanıklı yapıldı, bazıları güçlendirildi, geriye kalanlar için de kaynak gerekiyor' dedi.
'İyi afet yönetimi, zararları azaltmakta çok önemlidir' diye konuşan Işıkara, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ve Türk Kızılayı'nın, afet dönemlerinde müdahale ve iyileştirma çabalarının çok etkili olduğunu kaydetti.
Işıkara, afet döneminde, karayollarının en kısa zamanda kullanılır duruma getirilebilmesi, borsanın 3 gün içerisinde açılabilmesi, ilk yardımın ulaşabilmesi ve diğer illerden göçün engellenebilmesi için bölgede 'sıkı yönetim ilan edilmesi' gerektiğini kaydetti.
TSK'ya, İstanbul'da olası bir deprem durumunda tam yetki verilmesi gerektiğini savunan Işıkara, 'Afet yönetimi, geçici süreyle TSK'nın kontrolünde olmalı, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte yönetilmeli. Sonrasında da yetkileri artırılmış bir valilik tarafından iyileştirme çabaları sonuçlandırılmalı' diye konuştu.
İstanbul Sağlık Müdürlüğü yetkilileri konuyu ilişkin AA muhabirine yaptıkları açıklamada, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin depreme karşı güçlendirmesi için çalışmalar yapıldığını kaydettiler. Yetkililer, İstanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi, Dünya Bankası kredisi ile depreme güçlendirme analiz ve çalışmalarını yürüttüğünü bildirdiler.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, proje kapsamında, Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Süleymaniye Doğum ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Semiha Şakir binası ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 4. ve 5. blokları ile Paşabahçe Devlet Hastanesi bloklarından bazılarının güçlendirilmesi tamamlandı. Beykoz Devlet Hastanesi ile Prof. Dr. Mazhar Osman Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları-EAH AMATEM ve Nevroz Klinikleri'nin binalarındaki çalışmalar devam ediyor.
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 1. ve 2. bloklarının da İl Özel İdaresi yatırımlarına alındığı ve güçlendirmesinin yıl içinde yapılacağı kaydedildi.
Ayrıca, Haydarpaşa Numune, Haseki ve Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk eğitim ve araştırma hastaneleri ile Lütfiye Nuri Burat, Pendik, Bayrampaşa, Çatalca, Sultanbeyli, Validebağ, Üsküdar ve Paşabahçe devlet hastanelerinin 'deprem güçlendirme inceleme proje ihalesi' tamamlandı. Bu hastanelerin binalarının güçlendirilmesi çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlanacak.
Proje kapsamında, Dr. Lütfi Kırdar Kartal, Göztepe ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma hastaneleri için deprem yönetmeliğine uygun yeni binalar yapılacak. Yeni binaların tamamlanmasının ardından eskileri yıkılacak.
Koşuyolu Kalp Damar Cerrahisi-EAH eski binalarının yıkımına karar verildiği, buraya deprem yönetmeliğine göre yapılacak Çocuk Hastanesi için de proje ihalesinin sonuçlanarak çizimlere geçildiği belirtildi.
Öte yandan, Şişli Etfal, Taksim, Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları eğitim ve araştırma hastaneleri ile Kartal Yazuz Selim Devlet hastanesinin 'deprem güçlendirme inceleme proje ihalesi'nin hazırlandığı bildirildi.
İstanbul'daki hastanelerden inşaatı tamamlanıp hasta kabul etmeye başlayan Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Esenler Başakşehir Devlet Hastanesi'nin deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı kaydedildi.