Müzik hayatında çıkardığı solo albümler, proje albümleri ve 2004 yılında kurduğu Orient Expessions albümleriyle üç koldan ilerleyen Cem Yıldız çıkardığı son albümü Hü'de Alevi kültürünün zengin deyişlerine yer veriyor
Sinema filmlerine ve televizyon dizilerine yaptığı müziklerle adını sık sık duyduğumuz Cem Yıldız, son albümü Hü'de Alevi halk türküle-rine yer veriyor. Bestesini yaptığı, Kapalıçarşı dizisinde Olgun Şimşek tarafından yorumlanan Üflediler Söndüm isimli türkü ile geniş bir dinleyici kitlesi tarafından beğeni toplayan Yıldız, Muro, Ay Lav Yu ve önümüzdeki Mart ayında vizyona girecek olan Saklı Hayatlar gibi filmlerin de müziklerini yaptı. Müzik hayatına solo albümler, proje albümleri ve 2004 yılında kurduğu Orient Expessions albümleriyle üç koldan ilerleyen Yıldız, Hü projesinin somut ürünü olan bu albümde Alevi türkülerini elektronik altyapıyla seslendiriyor. Fransız müzisyen Jean Pierre Smadj ile Özbek müzisyen Rustam Mahmudzade de ona bu albümde eşlik ediyor. Alevi kültürüyle ilgili öğrenilmesi gereken her şeyin Alevi deyişlerinde ve türkülerinde bulunduğunu belirten Yıldız, “Aleviler geleneksel mevzuatlarını hep türkülerle taşımışlar. Alevilikle ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsak sözlere bakmalıyız” diyor.
Smadj'la daha önceden tanışıklığımız vardı. Ama ilk çalışma Muro filmiyle oldu. Filmin müziklerini onunla beraber yaptık. Rüstem de yaklaşık iki senedir Türkiye'de. Benim stüdyoma gelmişti orada tanıştık. Onunla da ayrıca albümler yaptık. Aklımda bir proje vardı. Film çalışmasından sonra bu projeden Smadj'a bahsettim. Repertuarı hazırladıktan kısa bir süre içende Rüstem de dâhil oldu. Ve kayıtlara başladık.
Bağlama dışında setar, tar, cümbüş, tanbur, yaylı tanbur, gitar perküsyon çalıyorum. Bu albümde sadece Ötme Bülbül'de perküsyon çaldım. Albümde kaval, perküsyon, klavye, ud ve bağlama var. Bir de elektronik altyapı var. Bu albümde enstrümanları sa-bitledik. Albüm nasılsa sahnede de aynı şeyi çalalım dedik ve dışarıdan enstrüman almadık.
Türküleri seçerken repertuardaki türküleri tek tek dinleyip sözlerine veya melodik altyapısına bakmadan içlerinden ritmi, melodisi hoşuma gidenleri seçiyorum. Seçmiş olduğum yaklaşık onbeş tane türkü içerisinden bu türkülerde karar kıldık. Çok uzun bir zamanımı almadı ama repertuar için epey CD topladım. Albümün tamamı Alevi türkülerinden oluşuyor. Anadolu dediğimiz toprak bir sürü kültürü içerisinde barındırıyor. Bu kültürlerden biri de Alevi kültürü. Alevilerde yazılı kaynak son onbeş yirmi senedir daha fazla olmaya başladı. Ondan öncesine ait yazılı kaynak çok az. Aleviler geleneksel mevzuatlarını hep türkülerle taşımışlar. Alevilikle ilgili birşeyler öğrenmek istiyorsak sözlere bakmalıyız. Dolayısıyla müzik Alevi kültürü içerisinde önemli bir yere sahip. Ben de bunu bir albümle anlattım.
Benim derdim, alternatif bir şeyler yapmak, çünkü alternatif olan şey mutlaka ileriye dönük iyi bir şeydir. Senin yaptığın müzik kulakları çok rahatsız etse de “bu müzik güzel değil, bunun safı daha güzel” diyecekler ve ileriye dönük iyi bir şey ortaya çıkacak. Artık hayatımız elektronik olmuş durumda. Müziğe bunu da katmak gerekiyor. Bir de şu önemli: Halk müziğinin içine elektronik de koysanız, klasik de koysanız onun ruhunu asla bozamazsınız.
Evet yeni albümler devam edecek. Ne zaman çıkarırız bilmiyorum ama kayıtlara yakında başlayacağız. Kırık Kalpler'den daha değişik bir çalışma olacak. Daha hareketli ve daha tribal bir şey düşünüyoruz.
Bu albüm bir proje albümü olduğu için bunun ikincisinin aynı konsepte olup olamayacağını bilemiyorum. İkinci bir albümde bambaşka bir konsept uygulayabilirim. İlahiler yapabilirim, mehter yapabilirim. Mehter müziğinin altyapısıyla bir çalışma yapmak da düşündüğüm projelerden biri.