Dünya genelinde her geçen gün görülme sıklığı artan kanserler arasında erkeklerde ilk, kadınlarda ise dördüncü sırada yer alan akciğer kanseri, tanı ve tedavi yöntemlerindeki gelişmelere rağmen ciddiyetini koruyor.
Türkiye'de de kansere bağlı ölümlerde, akciğer kanseri erkeklerde yüzde 40 ile birinci, yüzde 8 ile kadınlarda dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye'de yılda yaklaşık 20 bin kişiye akciğer kanseri tanısı konulurken yaklaşık 15 bin kişi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Sigara kullanılmaması gibi basit ve maliyeti olmayan bir önlemle akciğer kanserinin yüzde 85-90 oranında engellenebileceği vurgulanarak, günde 25 veya üzerinde sigara içen 35 yaşındaki erkeğin, 75 yaşına gelmeden önce yüzde 13 olasılıkla akciğer kanserinden, yüzde 10 olasılıkla kalp damarları hastalığından veya yüzde 28 olasılıkla sigaraya bağlı diğer hastalıklardan dolayı hayatını kaybedeceğine dikkat çekiliyor.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve 9. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi'nin de başkanlığını yürüten Prof. Dr. Fadıl Akyol, yaptığı açıklamada, kanserin dünya genelinde ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını belirterek, 2007 dünya istatistiklerine göre akciğer kanserinin erkeklerde birinci, kadınlarda ise dördüncü sırada ve her iki cinste de en öldürücü kanser türü olduğunu söyledi.
Sıralamanın geçtiğimiz iki yıl ve bu yıl içinde değişmesinin öngörülmediğine dikkati çeken Akyol, 'Yaşamın herhangi bir döneminde akciğer kanserine yakalanma oranı erkekler için yüzde 8, kadınlar için yüzde 6 olarak hesaplanmaktadır. Türkiye'de erkeklerde yüzde 35 oranı ile en sık görülen, kadınlarda yüzde 6 ile beşinci sırada yer alan kanser, akciğer kanseridir' diye konuştu.
Akyol, görülme sıklığı ve ölüm oranlarının gelişmiş ülkelerde sigara içme alışkanlığına bağlı olarak erkeklerde azalma gösterirken, kadınlarda arttığını vurguladı. Teknoloji ve tıptaki gelişmelere karşın 1974-2001 arasındaki veriler incelendiğinde, akciğer kanserinden ölüm oranlarında bir azalma olmadığına işaret eden Akyol, 'Türkiye'deki kansere bağlı ölümlere bakıldığında, akciğer kanseri erkeklerde yüzde 40'la birinci, kadınlarda ise yüzde 8 ile dördüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizde yaklaşık yılda 20 bin kişiye akciğer tanısı konulmakta ve yaklaşık 15 bin kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir' dedi.
Akyol, kanser tedavisinde tıptaki yeniliklere rağmen, asıl önemli olanın korunma olduğunu belirterek, tütün ve tütün mamullerinin kullanımının ve pasif içiciliğin akciğer kanseri için önemli bir etken olduğunu söyledi.
Akciğer kanserinin yüzde 85-90 oranında tütün ve tütün mamulleri kullanma alışkanlığından kaynaklandığına dikkati çeken Akyol, ABD'de 1960'larda başlayan etkili propaganda ve yaptırımlar sayesinde sigara kullanımının azaldığını ve buna bağlı olarak 1990'lardan sonra erkeklerde hastalığın görülme sıklığının düştüğünü bildirdi. Akyol, Türkiye'de de son yıllarda bu konuda önemli adımlar atıldığını, 19 Mayıs 2008'de sigara kullanımına kısıtlamalar getiren kanunun ilk aşamasının başladığını ve bunun halka açık kapalı mekanlardaki yasakların takip ettiğini hatırlatarak, bunların yararlarının önümüzdeki nesillerde çok belirgin ortaya çıkacağını, sigara kullanımına bağlı kanser türlerinde azalma olacağını, farkındalığın artmasıyla birlikte tütün kullanımının azalacağını dile getirdi.
Son istatistiklere göre, Türkiye'de sigara içme oranının erkeklerde yüzde 50, kadınlarda yüzde 18 olduğunu belirten Akyol, 'Bu oran, çocuk ve gençler arasında erkeklerde yüzde 11, kızlarda ise yüzde 4'tür. Sağlık çalışanlarının da yüzde 42'si sigara içmektedir. Bu durum, ele alınması ve çözülmesi gereken en öncelikli konudur' diye konuştu.
Sigaranın içinde yaklaşık 5 bin civarında zehirli madde saptandığını ifade eden Akyol, bunlar arasında radyoaktif madde, radyoaktif gaz, alkol, tiner, akü ve pil metali, tüp gaz, böcek öldürücü, 2. Dünya Savaşı'nda Alman toplama kamplarında kullanılan zehirli gaz, oje ve boya sökücüsü ASETON, güve öldürücü, arsenik zehiri, amonyak tuvalet temizleyicisi, karbonmonoksit ve katran bulunduğunu belirtti.
Akyol, 'Akciğer kanserlerinin yüzde 85-90'ının, kronik bronşitin yüzde 75'inin ve kalp hastalıklarının yüzde 25'inin sigaradan kaynaklandığına' dikkati çekerek, ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, günde 25 veya daha fazla sigara içen 35 yaşındaki bir erkeğin 75 yaşına gelmeden önce yüzde 13 olasılıkla akciğer kanserinden, yüzde 10 olasılıkla kalp damarları hastalığından veya yüzde 28 olasılıkla sigaraya bağlı diğer hastalıklardan dolayı yaşamını yitireceğini bildirdi.
Sigaranın, akciğer kanserinin yanı sıra gırtlak, ağız boşluğu, yemek borusu, pankreas, mesane, böbrek, mide ve rahim kanserlerinin de en önemli nedenleri arasında yer aldığını ifade eden Akyol, gemi, metalurji, maden, boya ve kimya sanayilerinde mesleki olarak maruz kalınan asbest, radon, aromatik hidrokarbonlar,krom, ve nikel gibi bazı kanserojen maddelerin de akciğer kanserine yol açtığına dikkati çekti.
HÜ Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve 9. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi'nin de başkanlığını yürüten Prof. Dr. Akyol, 'Gelişmiş ülkeler, kalite güvenilirliği, çevre ve toplum bilinci ile bu sanayi kollarında çok sıkı önlemler almakta ve hatta bu sanayilerdeki yatırımlarını giderek gelişmekte olan ülkelere kaydırmaktadır' dedi.
Fadıl Akyol, akciğer kanserinin öldürücülüğünün yanı sıra tanı ve tedavisinin de oldukça zor ve pahallı olduğunu belirterek, önümüzdeki yıllarda dünyadaki devletlerin ve sigorta şirketlerinin tedavi ödemesini yapmada çok zorlanacağını söyledi.