Rejim yapmak sabır ister. Önce iyi bir diyetisyene gidin. Sağlık kontrolünden geçin. Hedeflerinizi belirleyin. Sihir ve mucize zayıflama sözlerine asla kanmayın
Bir uzmana başvurmadan sağdan soldan duyduğunuz ya da bir arkadaşınızın size tavsiye ettiği şekilde diyete başladıysanız, şimdiden söyleyeyim, bunun yürümesi mümkün değil. O arkadaşınız, diyetisyene gidi-yor ve siz de onu mu örnek alıyorsunuz, yine başarılı olamazsınız… Neden mi? Bir defa arkadaşınızdaki yağ oranı, kilosu, boyu sizinle bir mi? Metabolizması sizinle aynı mı çalışıyor? Bunları bilmeden kendi kafanıza göre diyet yapmak, aslında kendi vücudunuza vereceğiniz bir cezadan, zarardan başka bir şey değildir? Aç mı kalıyorsunuz? Öğün mü atlıyorsunuz? Light ürünlerle mi besleniyorsunuz? Hepsini unutun ve gerçekten zayıflamak istiyorsanız, ilk önce mutlaka bir diyetisyene başvurun, ona görünün. Yukarıda saydığım diyet hatalarına düşen çok sayıda insan var. Sizler de duymuşsunuzdur, “Diyete girdim… Rejimdeyim… Diyet yapmam gerek…” Bu tür söylemler oldukça yanlıştır. Böyle diyerek birçok insan bu kelimelerin tutsağı oluyor ve pazartesi başlanan diyetler salı günü son bulu-yor! Çünkü diyet yapmak, sonuçları uzun sürmeyen kısa süreli bir taktiktir. Diyet yapma kavramı suçluluk, zorunluluk, yapamamak gibi birçok olumsuz düşünceleri beraberinde getirir. Hatta birçok insan için diyet yapmak, “Başarısızlık” demektir. Diyetisyen Selma Önelge Gür, diyet hataları konusunda bakın hangi tavsiyelerde bulunuyor:
Lahana; içinde demir, bakır, magnezyum, iyot, gibi çok çeşitli mineral ve vitamin içerir. Bu değerli sebze, vücudun mineral ve vitamin ihtiyacını karşılar. Antioksidan değeri yüksek oranda fito besin içeriğinden bağışıklık sisteminin korunmasında rol alır. Ancak yine tek başına zayıflatmaz. Bazı diyetlerde gün boyu sadece bu besinin verildiğini
duyuyor ve şaşıyorum. Çünkü gerçek diyetisyenler böyle bir duruma asla taviz vermez. Bu tür “diyet”lerde lahana çorbası dışında bir şey yenilmediğinden lahana çorbası zayıflatıyor zannedilir. Oysa ki, günlük alınan enerji ciddi oranda azaltıldığı için kilo kaybı olmaktadır. Kaybedilen kilonun da yağ olduğu tartışmalıdır, bu süreçte vücuttan fazla oranda su ve kas kaybedilme riski var.
Su içmek kendinizi tok hissetmenizi sağlar. Vücut, susuz kaldığında beyine açlık hissine benzeyen sinyaller gönderir. Bol su içmek vücudun su istediği zamanlarda yemeğe yönelmenizi önler.
Yiyecekleri uzun süre çiğnemek; beyine, vücuda giren besinleri algılaması için fırsat vermek anlamına gelir. Daha az porsiyonla daha fazla doyum sağlanır. Aşırı yemekten kaynaklanan sindirim sorunları yaşanmaz.
Bu güne kadar yapılan araştırmalarda değişik tatlarla bu duyunun tatmin edilmesinin, küçük porsiyonla yetinmemizi sağladığı belirlenmiş. Sıklıkla aynı yemekten yemenin ise tat alma mekanizmasını duraksattığı bilinmekte. Bu durumda kendinizi sanki hiç yemek yememiş gibi hissedebilirsiniz. Bu nedenle yemeklerinizi taze yeşillikler ve baharatlarla tatlandırmalısınız.
Gün içinde sık ve az öğünler yemek, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yoludur. Yine de arada atıştırma arzusu duyabilirsiniz ama miktar çok az olacaktır. Böyle bir durumda atıştırmak için mevsim meyveleri en iyi seçenek. Liften zengin olmaları yavaş sindirilmelerini sağlamakta, kan şekeri düzeyini yavaş yükselterek uzun süreli bir tokluk hissi verir.
Düşük glisemik gıdalar yüksek glisemikli gıdalara göre daha uzun süre tok tutarlar ve bu nedenle sonraki öğünde daha az yemeyi sağlarlar. Bir yemekteki glisemik oranını % 50 azalttığınızda doygunluk hissinde % 50 artma olmaktadır.
Egzersiz, güç harcanarak yapıldığında vücut ısısı artar ve daha fazla kalori yakılır. Bu durum egzersiz sonrası bir kaç saat iştahın bastırılmasına neden olur. Kısacası öğün saatinden bir kaç saat önce özellikle sabah egzersiz yapmak en doğrusu. Çünkü öğün saatinde spor yapmanın verdiği etkiyle iştah daha az olacaktır. Asla öğün atlamayın, geciktirmeyin. Kan şekeri düşer, bir süre sonra aşırı yeme isteği duyarsınız.
Ortalama 6-8 saat kaliteli uyku, gün içi yorgunluğu ve uyuklamayı ortadan kaldırır. Böylece dikkat toplamak için fazla enerji veren atıştırmalara ihtiyaç duyulmaz.
Zayıflamaya karar verenleri hemen hepsinin ilk yaptığı ekmeği kesmek olur! Halbuki ekmek özellikle tam buğday unundan yapılmış ekmekler en masum karbonhidrat kaynaklarıdır. Karbonhidratlar en ekonomik enerji kaynaklarıdır. Vücudumuz için gerekli olan enerjinin yaklaşık % 55-60'ının karbonhidratlardan gelmesi gerekir. Yağ içermemesi, tok tutması nedeniyle ekmek rahatlıkla tüketilebilir; ancak tam tahıl veya kepekli olup ihtiyaçtan fazla yememek kaydıyla… Çünkü ekmek tek başına şişmanlığın nedeni değildir. Zayıflama programlarında yeterince ekmek seçeneklerine yer verilmezse sağlıklı kilo verilmez.
Her besinde olduğu gibi makarna da doğru şekilde ve yeterli miktarda tüketildiğinde şişmanlatmaz. Yani 'makarna şişmanlatır' düşüncesi yanlıştır. Makarna tüketilirken; tüketilen miktar, pişirme şekli, sosunun özelliğine dikkat edilmelidir.
Atalarımız her istediği yiyeceği hemen bulamıyordu. Avlanacak hayvan olmadığında ve henüz buğday ekmeyi bilmediği dönemlerde, yiyecek bulduğunda bir kısmını yağa dönüştürerek gelecekteki yokluk dönemi için saklamak zorundaydı. Sahip olduğu kalorileri yavaş yavaş harcamak, bedenin var oluşunu sürdürmesi için gerekliydi. Atalarımızdan gelen bu genetik bilgi, halen bedenimizde aktif faaliyet gösteriyor. Diyet yaptığınızda “Eyvah kıtlık baş gösterdi” kaygısıyla harcadığı kaloriyi -uyurken bile- azaltıyor. Kıtlık yani diyet uzun sürdüğünde beden harcadığı kaloriyi iyice azaltıyor. Üç günden fazla süren diyet (kıtlık) bu kısır döngüyü başlatıyor.
Sabah kalkınca susuz kalan bedenin su ihtiyacının karşılanması gerekir, bu nedenle suya sıkılacak birkaç damla limon, suyun aromasını değiştirdiğinden, ferahlatıcı olabildiğinden önerilebilir. Ancak bazı kişiler zayıflatıcı özelliği olduğu iddialarında bulunsa da bu uygulamanın herhangi bir bilimsel kanıtı yoktur.
Zayıflama çayları sadece su kaybettirir, kişi kendini zayıflamış gibi hisseder. Vücut kaybettiği sıvıyı ye-rine koyduğunda ise kilolar geri alınmış olur. Uzun dönem kullanımı bazı kabızlık gibi kronik bağırsak hastalıklarının da nedeni olabilmektedir.
Zayıflama eşofmanları, iştahı baskılayan gözlükler, küpeler, elektrikli masaj aletleri, yağ bağlayıcılar, yağ eriten kremler kilo vermeyi cazip hale getirmek için tasarlanmışlardır. Hepsi “Diyet Pazarı”nın ürünleridir. Kolay yolları denemeyi seçen bireylere sadece para ve zaman kaybettirir.
Kırmızı biber zayıflatır, ancak... Ticari zayıflama TV programlarına kanmayın