İslam dünyası Ramazan ayı boyunca oruç ibadetlerini yerine getirecek. Rahmet, bereket ve paylaşım ayı olan Ramazan 11 Mart'ta başladı. Ramazan ayı boyunca imsak ve akşam ezanı saatini, iftarın saat kaçta yapılacağı, orucun Niğde'de ne zaman açılacağını, iftarın saat kaçta olacağını, akşam ezanı kaçta okunacağını imsakiye sayfamız üzerinden öğrenebilirsiniz. İşte Niğde imsakiye 2024. Niğde iftar saati, Niğde imsak saati ile ilgili ilgili tüm bilgiler.
On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’in manevi iklimine girdik. 2024 Ramazan ayının birinci günü 11 Mart 2024 Pazartesi gününe denk geldi. İlk teravih 10 Mart akşamı yatsı namazıyla birlikte kılındı. O gece de ilk sahura kalkıldı. Diyanet 2024 Ramazan imsakiyesi yayımlanmasıyla birlikte Niğde İmsakiyesi 2024 belli oldu. İşte 2024 Niğde Ramazan imsakiyesi imsak, sahur, iftar, akşam ezan saati.
Niğde Ramazan imsakiyesi 2024 imsak, sahur, iftar, akşam ezan saati
Sahur Nedir?Sahur ne demek?
Sahur nedir kısaca anlatalım: Kelime açısından incelendiğinde sahur anlamı, oruç tutmak için imsak vaktinden önce uyanıp yemek yenmesi ve su içilmesidir. Oruç için yapılan hazırlıkları ifade eder. İmsak vaktinden önce, sünnet olan, oruç için yeme – içme hazırlığıdır.
Oruç tutmakla yükümlü olmanın şartları nedir?
İslâm’a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla bu şartlar, oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle Müslüman ve âkil-bâliğ olması gerekir (Kâsânî, Bedâî’, 2/87).
İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı hâlde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte, ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları teşvik edilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını önermiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 26 [494-495]; Tirmizî, Salât, 182 [407]).
Oruç tutacak gücü olduğu hâlde tutmayan bir kimse, bu oruçlarının fidyesini vererek oruç borcundan kurtulmuş olur mu?
Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabenin uygulaması, fidyeden bahseden âyetteki “oruç tutmakta zorluk çekenler.” (el-Bakara, 2/184) ifadesinin yalnızca yukarıda sayılan kimseleri kapsadığını göstermektedir. Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Buhârî, Tefsîr (Bakara), 26 [4507]; Müslim, Sıyâm, 149-150 [1145]).
Mazeretsiz oruç tutmayanların, tutmadıkları oruçları kaza etmeleri ve tövbe istiğfar etmeleri gerekir. Ayrıca, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, fidye vermiş bile olsalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları Hanefîler'e göre kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyeler oruç borcunu düşürmez (Kâsânî, Bedâî’, 2/105; Merğinânî, el-Hidâye, 1/124).
Ramazan aylarında birden fazla oruç bozulması durumunda bu oruçların her biri için ayrı ayrı keffâret gerekir mi?
Farklı Ramazan aylarında da olsa bir kimsenin meşru mazereti olmaksızın kasten bozduğu bütün oruçlar için bir keffâret ödemesi (peş peşe iki kamerî ay veya altmış gün oruç tutması) yeterlidir. Ayrıca bozduğu her orucu kaza etmesi gerekir. Ancak keffâretin ödenmesinden sonra başlanıp kasten bozulan Ramazan orucu için yeni bir keffâret gerekir (İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 2/338-340).