Ahlak merkezli bir filozof

Emeti Saruhan
00:0018/08/2013, Pazar
G: 18/08/2013, Pazar
Yeni Şafak
Ahlak merkezli bir filozof
Ahlak merkezli bir filozof

Prof. Dr. İsmail Kara, ahlak merkezli bir filozof ve mütefekkir olan Nurettin Topçu'nun aynı zamanda bir edebiyatçı kimliğinin de bulunduğunu göz önüne almamız gerektiğini hatırlatıyor. Kara, bütün bu yönleriyle Topçu'nun bütünlüğü olan bir filozof olduğunu dile getiriyor.

Katıksız bir ahlak ve ideal adamı Nurettin Topçu'nun bibliyografyası Prof. İsmail Kara'nın titiz çalışması sonucu raflarda yerini aldı. Nurettin Topçu hocanın hayatına ve görüşlerine de yer verilen bibliyografyanın önemini Prof. Kara, 'Nurettin Bey Türkiye'de demokrasi metinleri ve tenkitleri açısından önemli hatta istisnai bir yerde durmaktadır. Fakat bu metinlerin çoğunun 60 İhtilali sonrasında yazıldıklarını bibliyografya sayesinde öğrendiğimizde daha fazla bir anlam kazanacaklardır' sözleriyle anlatıyor.

Bir aydını tanımak için bibliyografya ne anlam ifade ediyor diye başlayalım isterseniz…

Bibliyografyaya dışarıdan baktığınız zaman kuru künyeler ve kronolojiler görüyorsunuz. Fakat bunları bir kişiliğe, bir zamana, bir mücadeleye, bir ilişkiler manzumesine giydirdiğiniz zaman cansız künyeler konuşmaya ve rakamlardan ibaret belli belirsiz tarihler aydınlanmaya başlar. Bu aynı zamanda bir ilim, fikir ve sanat adamının hayatının ve fikirlerinin de aydınlanması, netleşmesi, bir yerlere oturması mânasına gelecektir. Çünkü bir alim ve mütefekkir bir dönemin tercümanıdır, bir tarihin içinden gelmektedir ve yazdıkları, savundukları o günün problemleri ve arayışlarıyla, akan tarihin ruhuyla doğrudan ilişkilidir. Bu sayede dönemsel olanla daha orijinal ve zamana dayanıklı olan unsurları da ayırdetme imkânına kavuşmuş oluruz.

ANTİKAPİTALİST MÜSLÜMANLAR TOPÇU'DAN BAHSETMİYOR
Bir iki örnekten bahsedebilir miyiz Nurettin Topçu özelinde?

Niçin olmasın! Meselâ Nurettin bey Türkiye'de demokrasi metinleri ve tenkitleri açısından önemli hatta istisnai bir yerde durmaktadır. Bu yazıları ve fikirleri tarihsiz ve dönemsiz olarak okuduğunuz zaman da bir anlamları var şüphesiz. Fakat bu metinlerin çoğunun 60 İhtilali sonrasında yazıldıklarını bibliyografya sayesinde öğrendiğimizde daha fazla bir anlam kazanacaklardır. Aynı şekilde Nurettin Topçu ahlâk anlayışının, kul hakkı davasının bir uzantısı olarak Anadolu Sosyalizmi, Ruhçu Sosyalizm, İslam Sosyalizmi, İslam Cemaatçiliği dediği bir görüşü savunmaktadır. Bu da hem Türk fikir hayatı fakat hususen muhafazakâr, milliyetçi, İslamcı kesim için fevkalade önemli bir husustur. Ara cümle olarak söyleyelim; bugünlerde antikapitalist olduğunu söyleyen dindar kişiler veya bunu söyleyenlere sıcak bakan çevrelerin Topçu'dan bahsetmemek için özel bir gayret sarfetmeleri dikkat çekicidir. Şimdi bakın, bu fikir de kronolojisiz ve tarihsiz olarak başlıbaşına önemlidir. Ama bibliyografyadan bu fikirlerin Demokrat Parti iktidarının ilk yıllarından itibaren yani Türkiye'nin ABD çizgisine ve Müslüman çevreler dahil nerede ise sağın bütün renklerinin komünizme karşı kapitalist dünya görüşüne doğru hareket ettiği bir tarih aralığında dillendirilmeye başlandığını öğrenmeniz meselenin tabiatını ve ciddiyetini değiştirir.

Nurettin Topçu Bey'in bibliyografyasını Ezel Erverdi Bey'le 1995'te hazırlamaya başlamışsınız. Neden böyle bir çalışmaya başladınız?

Ezel Erverdi Nurettin Topçu'nun eserlerinin ortaya çıkması ve Hareket dergisinin yayınlanmasında, bir Hareket Ekolü'nün oluşmasında büyük emekleri olan biridir. Hareket ve Dergâh Yayınları'nın da kurucusu o. Hoca'nın 1975'te vefatından sonra bazı harici sebepler yüzünden eserlerini yayınlama imkânımız olmadı. 1995'te bu imkân doğar doğmaz Ezel beyle birlikte külliyatı yeniden ele aldık ve bir program dahilinde 2005 yılında tamamladık. 21 kitaplık bir külliyat. Bu süreçte neler yaptıklarımızı kitapta anlattığım için burada tafsilatına girmemize gerek yok zannederim. Fakat sorunuzla irtibatlı olarak şunları söyliyeyim: Bu yeni neşirde her yazının sonunda ilk defa nerede yayınlandığını, varsa başka neşirlerini, değişiklikleri belirttik. Bu tesbitleri ve kayıtları aynı zamanda bir bibliyografyaya varacak şekilde düşünerek yaptık. İşin bu tarafıyla sadece ben uğraştım. Elbette Ezel Bey başta olmak üzere kitapta ismini zikrettiğim bazı ağabeylerimin, arkadaşlarımın ve talebelerimin şükranla andığım destek ve katkıları oldu.

GÖRSEL ZENGİNLİK
Sizin hazırladığınız bibliyografya sadece künyelerden ibaret de değil ayrıca…

Evet, kitabın üçte biri Nurettin Topçu hocanın hayatına ve görüşlerine ayrılmıştır. Tabii muhtasar olarak. Ayrıca seçerek ve itina ile kullandığımız, renkli basıldıkları için de ayrı bir hissiyata ve fonksiyona bürünen görsel malzeme eşlik ediyor okuyucuya. Fotoğraflar, kartpostallar, dergi kapakları, el yazıları, makalelerin dergi neşirleri, imzalar, mektuplar, notlar… Kitabın grafik tasarımı da buna göre düşünüldü ve uygulandı. Akif Emre buradaki bir dergi kapağından, kendisini çocukluğuna götüren bir görselden yola çıkarak güzel bir yazı yazdı.

Nurettin Topçu'nun keşf ve inşa etmeye çalıştığı yeni bir insan, millet, devlet tasavvurundan bahsediyorsunuz. Bu nasıl bir yapı idi?

Nurettin Topçu'nun ahlâk merkezli bir filozof ve mütefekkir olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bir hikâye kitabı ve romanı olan bir edebiyatçı. Üslup sahibi… Bu bütünlüğü olan bir düşünürle karşı karşıya olduğumuz mânasına gelecektir. Soyuttan somuta doğru inerek söyleyecek olursak bir mütefekkir metafizik ve varlık meselelerinden başlayarak bilgi meselesiyle, değerler sistemiyle, dinle, ahlâkla, sosyal sistemle, buradan insanla, bireyle, milletle, devletle, geleneklerle, tarihle, mekânla, sanatlarla ciddi olarak ilgilenmek zorundadır. Başka bir ifadeyle söylersek bu meselelerin her biri diğerlerini davet eder, aksi halde bütünlüğe kavuşamaz.

İnsan, millet ve devlet tasavvuruna intikal edersek sanıyorum altını çizmemiz gereken ana terim, Topçu'ya ait bir kavramsallaştırma olarak da görebileceğimiz isyan ahlakı olacaktır. İsyan ahlâkı deyince de Topçu'nun sistemi gereği irade ve hareketi hatırlayacağız. Anadolu'yu yurt edinen Müslüman Türk milleti, din olarak İslâmiyet ve tasavvuf bu yapının çatısını, tabir caizse üst yapısını oluşturur.

BEN YÜKSELİŞİNİN ÖRNEĞİ PEYGAMBERİMİZ

Millet ve devlet 'ben' olmak, ene'l-hak demek isteyen insanın sonsuzluğa, mutlak hakikate doğru hareket ederken, yücelirken uğrayacağı kademelerden biridir. Kıymeti ve önemi varsa buradan gelmektedir. Ben'in bu irade ve hareketinden bağımsız olarak millet ve devlet olsa olsa insanı sınırlayan, daraltan, yukarıya değil aşağıya çeken bir anlama sahip olabilir. Bunun içindir ki Topçu, insanı cemaatin-cemiyetin-toplumun mahkumu kabul eden, 'iyi vatandaş' peşinde olan Durkheimci-Gökalpçi çizginin tam karşısındadır. Bir makelesi 'Hakikat düşmanı üç felsefe: Pozitivizm-Pragmatizm-Sosyolojizm' başlığını taşımaktadır.

Ben'in yükselişinin örnek kişileri, büyük kahramanları da var: Hz. Peygamber, Hz. Ömer, Hallac-ı Mansur, Nizamülmülk, Alparslan, Mevlâna, Yunus Emre, Yıldırım Bayazıt, Fatih, Yavuz, Mimar Sinan, Fuzuli, İbn Kemal, Akif, Hüseyin Avni…

Nurettin Topçu fikriyatının kalbi diyebileceğimiz bir eseri var mı? Hangi kitabı onun düşüncelerini özetler?

Bu soru hem kolay hem zor. Yarınki Türkiye kitabı onun fikriyatını özetler dersek ana hatlarıyla doğru bir cevap vermiş oluruz zannederim. Ama eksik bir cevaptır bu aynı zamanda. Meselâ ahlâk merkezli okuma yapmak isteyen İsyan Ahlâkı'na, İradenin Davası'na, Ahlâk Nizamı'na başvurmadan yol alamayacaktır. Eğitim meseleleriyle uğraşanların ilk durağı muhtemelen Türkiye'nin Maarif Davası olacak. Siyasi düşünceye odaklananlar için Devlet ve Demokrasi ve Büyük Fetih'le tanışmadan olmaz. Peki ya tasavvuf? O zaman da İslâm ve İnsan'a, Mevlâna ve Tasavvuf'a yolumuz çıkacak. Mehmet Akif ve Millet Mistikleri Topçu'nun nasıl bir insan tipi ve yaşama üslubu, mücadele tarzı aradığına dair ipuçlarıyla dolu.

YARINKİ TÜRKİYE'SİZ TOPÇU OKUMASI OLMAZ
O zaman soruyu şöyle soralım: Nurettin Topçu'yu yeni okumaya başlayacaklara nasıl bir yol haritası çizersiniz?

Ben oldum olası okuma listelerini sevmem. Bizim talebelik yıllarımızda her grubun okuma listesi vardı, hiçbirine itibar etmedim diyebilirim, başkalarının benim ne okuyacağıma karar vermelerine razı olmadım. Hoca olduktan sonra da her dönem talebelerime bir okuma dersi yaptım sayılır ama katı bir liste vermek asla! Bana göre gerçekten okuyan adam kendi yolunu bulacaktır, bulmalıdır. Ve elbette kendine göre, kendi ilgi ve zevklerine, meselelerine göre bulacak, bulsun diye düşünürüm. Nurettin Topçu okumaları için de böyle. Herkesin Topçu'su, Topçu okuması aynı olmak zorunda değil, gerekmez de.

Buna rağmen sorunuz üzerine bazı tavsiyelerde bulunmakta bir mahzur yok: Birinci husus şu: Adının cazibesine kapılarak İsyan Ahlâkı ile başlamak iyi bir tercih olmayabilir. Çünkü akademik bir metindir ve zor bir konudur. Bir hazırlık ister. Deneme seviyorsanız Var Olmak'la başlayın derim. Harika bir kitaptır. Felsefe, edebiyat, din, kâinat, insan, ahlâk, hissiyat içiçe. İki: Yarınki Türkiye'siz Topçu okuması olmaz. Onunla başlayabilir veya onunla devam edebilirsiniz. Üç: Ondan sonra çekinmeden istediğinize uzanın. Mesleki tercihlerinize göre öncelikleriniz değişebilir tabii. Felsefe grubu ders kitaplarını bile öne doğru çekebilirsiniz.

Madem yarım da olsa reçete yazmaya başladık şunu da ilave edelim: Topçu gibi çok yönlü ve derin mütefekkirler bir okuyuşta kuşatılamaz ve anlaşılamaz. Kendinizi hazır hissettiğiniz ilk fırsatta tekrar dönün ve bir daha okuyun. Eserlerin muhtevası da sizin yaklaşımınız da mutlaka değişecektir; birkaç basamak yukarıya çıkacaksınız.

Bugünlerde İrade Hareket İsyan başlıklı bir Nurettin Topçu biyografisi yayınlandı, entelektüel bir biyografi. İsterseniz bibliyografya ile birlikte onu da kendinize rehber edinin.

Kitabın Künyesi:

Nurettin Topçu Hayatı ve Bibliyografyası

İsmail Kara

Dergah Yayınları

2013

133 sayfa