Günümüzde artık birçok devlet siber uzayın teknik imkanlarını kullanarak istihbarat ve bilgi operasyonları yürütüyor. Özellikle İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi devletler, hem kendi yazılımlarını ve uygulamalarını hem de başka aktörlerden satın aldıkları siber silahları kendi çıkarları için kullanıyorlar. Siber silahların ve casus yazılımların yanında önemli bir diğer araç olan sosyal medya da yine bu gibi çıkarlara hizmet etmesi için kullanılmaktadır. Özellikle Twitter bu konuda devasa bir operasyon aracı olmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde Twitter’ın güvenlik araştırmacıları bu kapsamda ele alınan ciddi bir bilgi operasyonunu tespit etti. Twitter tarafından bu operasyon, bugüne kadar karşılaşılan en sofistike kampanya olarak değerlendiriliyor. Suudi Arabistan merkezli bu bilgi operasyonu Muhammed bin Selman (MbS) ve yönetiminin propagandasını yapıp İran ve Katar karşıtı paylaşımlar yapmak suretiyle gerçekleşiyordu. Twitter araştırmacıları yaklaşık olarak 32 milyon tweet’in 6 bine yakın bot hesap (her birinin yüz binlerce takipçiye sahip olduğu biliniyor) tarafından atıldığını tespit etti.
Twitter, güvenlik politikalarını ihlal ettiği gerekçesiyle engellediği bu kampanya hakkında bir doküman paylaştı. Araştırma ekibi tarafından yapılan soruşturmalar sonucu, ilgili devasa kampanyanın devlet destekli bir operasyon kapsamında Smaat adındaki bir sosyal medya danışmanlığı ve pazarlama hizmeti veren şirket aracılığıyla yürütüldüğü tespit edildi. Smaat şirketinin danışmanlık ve sosyal medya reklamcılığı üzerine faaliyet yürüttüğü görülüyor ancak soruşturmalar derinleştikçe işin aslının hiç de öyle olmadığı ortaya çıkıyor.
Smaat şirketinin Twitter’daki faaliyetlerinin yanı sıra birtakım kritik bağlantıları da bu süreçte tespit edilmişti. Buna göre Smaat’ın bot adı verilen sahte Twitter hesaplarını müşterileri adına oluşturduğu ve yönettiği görülüyor. Bu hesaplar aracılığıyla MbS ve rejim lehine paylaşımlar yapan, İran ve Katar aleyhine de karalama kampanyaları yürüten milyonlarca tweet atılmış. Ayrıca bu şirketin, yüksek kademedeki şahısların yanı sıra Suudi rejimindeki birçok devlet dairesinin Twitter hesaplarını yönettiği de ortaya çıktı. Bunun ardından Twitter, Smaat’ın ve üst düzey yöneticilerinin Twitter hesaplarını kalıcı olarak askıya aldığını ifade etti.
Smaat şirketinin bir de istihbarat operasyonları özelinde bağlantısı ortaya çıktı. Şirketin kurucu ortaklarından biri olan Ahmed Almutairi’nin, önceden Suudi istihbarat servisi için çalışan bir ajan olarak görev yaptığı ifade ediliyor. Almutairi’nin ismini geçtiğimiz Kasım ayında çıkan bir haberden hatırlıyoruz. Kendisi, ABD iç soruşturma bürosu FBI tarafından arananlar listesinde yer alıyordu. FBI, Suudi rejimine ajanlık yaptığı iddiasıyla Almutairi’yi arıyordu ancak Almutairi’nin çok önceden ABD’den kaçtığı anlaşıldı.
Almutari adının yer aldığı diğer önemli haber yine ajanlık faaliyetiyle alakalı. İddiaya göre Suudi rejiminin doğrudan Twitter’da işe yerleştirdiği iki isim vardı; Ahmed Abouammo ve Ali Alzabarah. Bu isimler Almutairi aracılığıyla Twitter’ın iç sistem veritabanında çalışmak üzere işe alınmıştı. Diğer çalışanlardan farklı olarak gizli görevleri vardı ve bu görev de Twitter’da Suudi rejimi ve MbS aleyhine tivit atanları tespit edip raporlamaktı. Daha da ilginci, bu iki ajan Cemal Kaşıkçı’nın Kanada’daki yakın arkadaşı Omar Abdulaziz’in Twitter hesabı üzerinden kişisel verilerine ulaşıp bunları Suudi istihbaratına gönderiyordu. Omar Abdulaziz, kendisinin İsrailli NSO Group’un ürünü olan Pegasus yazılımı ile takip edildiğini de geçmişte açıklamıştı. Kaşıkçı’nın kişisel verilerinin MbS rejimi tarafından elde edilmesinde de bu iki Twitter çalışanının payı olduğu ifade ediliyor. Bütün bunların tespit edilmesi üzerine ABD Adalet Bakanlığı harekete geçti ancak ajanlardan sadece Abouammo Washington’da yakalanabildi. Diğer iki ismin bugün Suudi Arabistan’da olduğu düşünülüyor.
Görüldüğü üzere Suudi rejimi, çıkarlarına uygun olarak Twitter gibi devasa bir büyük veri platformunu kullanarak istihbarat kapasitesini geliştirmektedir. Suudi istihbaratı, hem Twitter’a ajan sızdırarak içeriden veri elde etmiş hem de bir sosyal medya aracı olarak Twitter’ın her fonksiyonunu kullanmıştır. Bunları yaparken herhangi bir etik değeri ya da hak ve özgürlükleri dikkate almadan salt rejimin ve MbS’nin çıkarlarına göre hareket ettiği de açıkça ortada. Bu durum öncelikle Twitter için bir insider threat (iç tehdit) unsuru haline gelerek ciddi zafiyet oluşturmuştur. Genel manada ise başta tüm Ortadoğu ülkeleri olmak üzere bütün devletler için de bir tehdit halini almıştır.
Twitter’ın yanında Facebook’un da bu tarz bilgi operasyonlarını ve siyasi propaganda faaliyetlerini son zamanlarda değiştirdiği politikayla birlikte engellemeye başladığını biliyoruz. Örneğin Hong Kong protestoları sırasında yüzlerce sahte hesap kullanan Çin rejimine karşı harekete geçtiklerini ve devlet destekli bilgi operasyonu nedeniyle devlete ait medya kuruluşlarının reklamlarını da yasakladıklarını bir raporda açıklamışlardı.
Twitter ve Facebook’taki araştırmacılar son zamanlarda benzer kampanyalara ve sosyal medyadaki tartışmaların şekillendirilmesine yönelik devlet destekli operasyonlara dikkat çekmektedirler. Bu durum bize devletlerin siber uzayı savaşın beşinci boyutu olarak göz önünde bulundurmasının yanında özellikle sosyal medyayı bir operasyon alanı olarak kabul ettiğini göstermektedir.
Ayrıca bu tip devletlerin sadece sosyal medya değil, spesifik olarak mobil uygulamalar konusunda da ciddi çalışmalar yaptıklarını görmekteyiz. Nitekim BAE rejimi, 2017’de WhatsApp ve Facebook gibi platformları ülkesinde yasaklamıştı ve bunun ardından kendi platformlarını vatandaşlarına sunmuşlardı. Ancak ortaya çıkan bir skandal sonrası aslında rejimin tamamen istihbari veri elde etme amaçlı bu tarz uygulamaları geliştirdiği anlaşıldı.
Görüldüğü üzere, bu tarz devletler kendi büyük verilerini oluşturdukları gibi istihbarat kapasitelerini de geliştiriyorlar. Bu tür faaliyetlerin ilerleyen günlerde daha yoğun bir hale geleceğini söylemek yanlış olmayacaktır.