Renklerle şiir yazan şair

Sevda Dursun
04:0020/10/2022, Perşembe
G: 20/10/2022, Perşembe
Yeni Şafak
​Renklerle şiir yazan şair.
​Renklerle şiir yazan şair.

“Kelimelerle resim çizer, renklerle şiir yazar” denilen şair Sohrab Sepehri’nin “Bütün Şiirleri” İsmail Söylemez çevirisiyle Kapı Yayınları’ndan çıktı. Fars modern şiirini ve Sepehri’yi konuştuğumuz Söylemez, Afganistan ve İran’da modernleşme dönemi şiirinde Türkiye’nin etkisinin büyük olduğunu belirtti. Sohrab’ın şiirlerinde ise İkinci Yeni’nin etkisi olsa da Uzak Doğu’nun mistisizminin baskın olduğunu vurguladı.

“Bir şair gördüm, konuşurken bir zambağa ‘siz’ diyordu.”

Modern İran şiirinin en önemli beş şairinden biri olan Sohrab Sepehri’nin “Bütün Şiirleri”, İsmail Söylemez çevirisiyle Kapı Yayınları’ndan çıktı. Ressam olması sebebiyle kendisine “Kelimelerle resim çizer, renklerle şiir yazar” denilen şair, Furûğ’dan etkilense de kendi türküsünü söylemesiyle meşhurdur. 1928 yılında doğan Sepehri, 1980 yılında lösemi nedeniyle vefat ettiğinde 52 yıla tam dokuz şiir kitabı sığdırmıştı. Daha önce toplu şiirlerinin Türkçe’ye kazandırıldığını, ancak piyasada pek bulunmadığını belirten Söylemez, yeni bir çeviriye ihtiyaç duyulduğu için bu kitabı yayınladıklarını ifade etti. Sohrab Sepehri üzerine çalışmaları olan Doç. Dr. İsmail Söylemez’le Sepehri’yi ve modern Fars şiirini konuştuk.

ELLİDEN FAZLA DİLE TERCÜME EDİLDİ

Söylemez, Sepehri’nin İran edebiyatının modernleşme döneminin en önemli beş şairinden birisi olduğunu söyleyerek şu değerlendirmede bulundu: “Sohrab’ın özelliği hem yeni tarzda şiirler kaleme alması, hem de kendisinden sonraki şairlere ilham kaynağı olarak adeta bir ekole dönüşmüş olmasıdır. Dünya üzerinde başta Türkçe olmak üzere elliyi aşkın dile de tercüme edildi.Sohrab şiirlerini Türkiye şiiriyle kıyaslarsak ‘İkinci Yeni’ye denk düşer. Dolayısıyla dönemin sosyal yapısını da şiirine yansıttığını görüyoruz. Ayrıca Sohrab’ın ressam olması da şiirini etkiler. Sepehri, şiirde ve resimde aynı ustalığa ulaşmış, aynı derecede beğenilmiş ender isimlerden birisidir. Tabloları İran, Amerika, Avrupa ve Asya’da onlarca sergide sergilendi. Kendisi de birçok fuara katıldı, adına çok önemli şiir geceleri düzenlendi, üzerine onlarca kitap kaleme alındı, yüksek lisans ve doktora tezleri yapıldı. Benim de yüksek lisans tezimin konusudur.”

HER SANATÇI GİBİ DERDİ VARDI

Modernleşme dönemi şiirinin Türkiye şiirinden ciddi anlamda etkilendiğini belirten Söylemez, “O dönemde hem Türkiye hem de İran benzer sosyal koşulları yaşıyordu. Modernleşme süreci İran ve Türkiye arasında çok sayıda ortak öge taşır. Bu ögeler aynı zamanda sanattaki ve edebiyattaki dönüşüme de yansıyor. Sohrab’ın kapalı bir şiiri var, ideolojik ya da sloganik değil. Ama bunun yanı sıra her sanatçı gibi derdi var, çok ciddi bir sosyal eleştiri içerir, mesaj verme kaygısı çok güçlüdür. Hem şiirlerinde hem de resimlerinde bunu çok net bir şekilde görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

UZAK DOĞU MİSTİSİZMİNİN ETKİSİ

Doçentlik tezi olarak da modern Afganistan şiirini çalışan Söylemez, klasik şiir geleneğimizin çok canlı olduğunu ve kendisinden sonraki dönemleri de etkilediğini anlatıyor. Türkiye’de yaşanan reddi miras olayının İran ve Afganistan’da yaşanmadığı için, bu klasik damarın modern damarı da etkilediğinin altını çizen Söylemez, “Sohrab Sepehri’inin en fazla etkilendiği üç isim, Hafız, Mevlana ve Attar’dır. Üçü de klasik gelenekten gelir. Afganistan edebiyatı bilinenin aksine hem İran edebiyatını etkilemiştir hem de Anadolu coğrafyasındaki edebiyatı etkilemiştir. Ancak Tanzimat sonrası dönemde modern Türkiye edebiyatı ve modern Türkiye şiiri hem İran şiirini hem de Afganistan şiirini etkilemiştir. Modern İran edebiyatının başlangıcında da hem Garip Şiir Akımı’nın etkisi hem de çok net bir şekilde Nazım Hikmet’in etkisi görülür. Daha sonra da İkinci Yeni’nin etkilerini görebiliyoruz. Sohrab’a gelirsek, klasik şiir geleneğinden modern şiire doğru evrilirken, şekilsel olarak bir etkilenme varsa da içerik olarak daha çok Uzak Doğu mistisizminin etkisinde kalmıştır” dedi.

#Sohrab Sepehri
#Fars
#Şiir