Modern teknolojide yaşanan atılımla birlikte savunma sanayisinde ortaya çıkan insansız sistemlerin ve otonomi ile yapay zeka teknolojileri savaşın karakteristik özelliklerini de önemli ölçüde dönüştürüyor. İnsansız sistemler konusunu jeopolitik atlım fırsatı olarak gören Türkiye'nin bu yaklaşımı askeri operasyonlarda sağladığı başarının ötesine geçerek bölgesel üstünlük sağlamasını da beraberinde getirdi. Taktik silahlı İHA sistemlerinin en başarılı üreticileri ve kullanıcılarından biri olan Türkiye, insansız platformları teçhiz eden akıllı mühimmatların üretiminde de üstün bir yetenek sergiledi. Bu bağlamda,
Bayraktar TB-2
taktik silahlı insansız hava sistemi ve
ROKETSAN
üretimi hassas akıllı mühimmatlar Türkiye'nin yürüttüğü askeri harekat ve operasyonlarda sonucu belirleyen kabiliyetlere sahip. Özellikle, insansız hava sistemleri ve insansız kara sistemlerinin müşterek görevler icra etmesi, Türkiye'nin caydırıcılık gücünü pekiştiren kuvveti de beraberinde getiriyor.
Türkiye'nin dış siyaset ekseninde her zaman ağırlığını koruyan
stratejisi bölgedeki yeni enerji kaynaklarının keşfiyle Türkiye ve Yunanistan arasındaki güç mücadelesine ABD, Avrupa, Rusya ve bölge ülkelerini de dahil etti. Türkiye, Yunanistan'ın tek taraflı girişimlerine karşılık sondaj gemileri ve askeri olarak bölgeye ağırlığını koydu. Temmuz ayında Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmaları yapan Barbaros Hayrettin Paşa ve Fatih, savaş gemileri ve uçakların yanı sıra 10 adet Bayraktar TB-2 SİHA tarafından da korunmaya başlanmıştı. SİHA'lar Ege açıklarında, Kıbrıs semalarında ve sondaj faaliyetinin yapıldığı bölgede uçuş yaparak, gemilere havadan eşlik ediyor. Bölgede dengeleri değiştiren Türkiye'nin bu hamlesinden 3 ay sonra
Yunanistan, Ege’de Türkiye'nin yoğun hava operasyonuna karşılık vermek için İsrail’le masaya oturdu.
Yapılan anlaşmaya göre 2020’de İsrail Yunanistan'a 3 adet HERON sistemi kiralayacak. Toplam üç yıl boyunca hizmet verecek sistem için Yunanistan İsrail’de 39 milyon dolar ödeyecek. Yunanistan bir taraftan da ABD’den Reaper sistemi almak üzere çalışma yapıyor. Toplam üç adet Reaper ve yer sistemleri için Yunanistan toplam 50 milyon dolar ödeyecek.
Uzmanlara göre Yunanistan'ın bu haberleri güvenilir değil. Zira Şubat 2019’dan beri bu tür haberlerin yayılması bu haberlerin güvenilirliğini sorgulamamıza neden oluyor. Yunanistan'ın insansız hava aracı alma girişimini yenisafak.com’a değerlendiren Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, Türkiye'nin insansız teknoloji üretimiyle Yunanistan ve bölge ülkeleri üzerinde taktik hatta stratejik bir üstünlük sağladığı analizini yapıyor. Türkiye kendi İHA’larını çalıştırdığında Yunanistan'ın bunları engellemek için savaş uçağı görevlendirmek zorunda kaldığını belirten Oğuz, “Bu da sürdürülebilir bir karşı çıkış değil. Birinin saatlik operasyon maliyeti 700 dolarsa, diğerinin 16 bin dolar. Üstelik sadece bir tane uçak da kalkmıyor her gün ikili kol halinde uçuyorlar.
” dedi.
Yunanistan'ın kiralama yöntemine gidebileceğini söyleyen Oğuz, “Mantıken Yunanistan'ın Ege için böyle bir şeye ihtiyacı var. Çünkü Türk İHA’ları çok fazla çıkıyor. Üç tane İHA ile bu iş yapılabilecek bir şey değildir. Baktığınız zaman her üçlü gruplar bir bölge için havada kalması demektir. Bir tanesi görev yerindeyken diğeri dönüyor olur. Üçüncüsü de alanda kalkışa hazır bekler. İHA’ların görev yerinde 24 saat durabilmesi için bu şekilde kullanılması gerekir” dedi. Türk Deniz Kuvvetlerinin 10 tane Bayraktar TB-2, 3 tane ANKA görevlendirdiğini hatırlatan Oğuz, “Hava kuvvetlerinden de destek alabileceğini düşünürseniz Türkiye aynı anda Ege ve Akdeniz’de denizlerimiz üzerinde 10-15 taneye kadar İHA uçurabilir, Yunanistan'ın aynı anda bir tane uçurabilmesi ihtiyacını karşılamayacaktır” değerlendirmesini yaptı.
Oğuz konuyla ilgili analizlerine şöyle devam etti:
İkincisi almayı planladığı şeyler silahlı değil. Başka ülke zaten SİHA kiralamaz. Böyle bir riskin altına girmez. Yunanistan'ın SİHA değil keşif gözetleme amaçlı İHA’lar kullanabileceği görülüyor. Üçüncüsü Türkiye şuan bölgede Sentetik Açıklıklı Radar ‘da kullanıyor. Bulutlu havalarda standart İHA’lar görüntüleme yapamaz. Sentetik Açıklıklı Radar bir kamera olmadığı için gece-gündüz, yağmur-kar hiçbir şey fark etmez. Türkiye'nin bir avantajı da budur. Hepsini değerlendirdiğimizde
Yunanistan'ın taktik açıdan birden çok İHA alması gerekmektedir.
Eğer Türkiye’ye bir karşı tedbir alması gerekiyorsa.
Mevcut İHA’larda olmayan hava-hava radarıyla AKINCI, daha uzaktan çok daha fazla düşmana angaje olabilecek. Hava-hava füzelerini taşıyor olacak. Savaş uçaklarında olabilecek imkanı biz bir İHA’ya yüklemiş olacağız. İlk çıktığında değil ama 2-3 yıl sonra bu özellikleri de kazanacak.
Bunu Yunanistan para verse de alamaz. Bir seyir füzesini üzerinde taşıması taktiğin çok daha üzerinde stratejik üstünlük sağlayacak. Kendi İHA’larımız üzerine sinyal istihbaratı kodları koyabiliyoruz. Dünyada hiçbir ülke böyle bir İHA’yı satmıyor. Para da verseniz alamazsınız. Yunanistan istese de bunu yapamaz. Sadece üzerinde kamera olan 30 km öteden görüntü alabilir. İki üç sene sonra akıncı ile aradaki farkı daha da açacağız. Çok kısa vadede İHA, hatta helikopterleri vurabilecek insansız hava araçlarına sahip olacağız. Dolayısıyla bu Yunanistan'ı korkutuyor. Yunanistan'ın bunu kırabilmek için ABD’nin emekliye ayırdığı Kiowa Warrior helikopterlerini biraz bakım yaptırarak almasından bu durumu anlayabiliyoruz. Bunlarla biraz dengeyi sağlamaya çalıştı. Halbuki biz bunu insansız teknolojiyle çok daha ileri düzeyde yapıyoruz. AKINCI ile onların bu insanlı helikopterlerini vurabilecek insansız araçlarımız olacak.
Bu karşıdaki ülke için çok korkutucu bir şey.
Onlar dengeyi sağlamaya çalışıyor ama bu mümkün değil. Çünkü yeni şeyleri milli ve yerli imkanlarla geliştiriyoruz. Bunlar sahada fark yaratıyor.