Diyarbakır'da, 6-7 Ekim 2014'te Kobani (Ayn el Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesiyle ilgili 17'si tutuklu 34 sanığın yargılandığı davaya dün devam edildi. Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine nakledilen davanın duruşmasına tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar, maktullerin yakınları ve tarafların avukatları katıldı. Mahkemenin geçen celse yaşanan olaylar üzerine duruşmaların kapalı yapılmasına karar vermesi nedeniyle şikayetçilerin birinci, ikinci ve üçüncü derece yakınları, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Fatma Benli ve Mehmet Metiner, Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz, bazı HÜDA PAR yöneticileri, gazeteciler ve hakim ve savcı stajyerleri dışında izleyici alınmadı.
Şikayetçi avukatlarından Mehmet Mahmut Doğan, Yasin Börü'nün bedeninin öldürüldükten sonra çöpe atıldığını, ailesinin üç gün sonra cenazeye ulaştığını anlattı. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tasarısının TBMM'de bulunduğuna işaret eden Doğan, “HDP'li yöneticilerin azmettirici olarak dosyaya dahil edilmesini istedik. Eğer mahkeme HDP yöneticilerini bu dosyaya dahil etmezse tren kaçacak” dedi. Bunun üzerine Heyet Başkanı Numan Kılıç, “Bu yetki bizde mi avukat bey?” diye sordu.
MOBESE görüntülerinin sorulduğu Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün, “kameraların arızalı olduğu ve görüntülerin temin edilemediği” yönünde cevap verdiğini belirten Doğan, oysa Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünün, iki celse önce, “en fazla 20 günlük verinin disk ünitelerinde tutulabildiği, sistemin bu süreden sonra mevcut verilerin üzerine kayıt yaptığı”na ilişkin yazı gönderdiğini anlattı. Doğan, “Bütün bürokrasiye kanser gibi yayılmış FETÖ terör örgütü dediğimiz grup üzerinde her gün yeni soruşturma yapılıyor. Eğer delillerin toplanmamasından bu grup sorumluysa, neden haklarında soruşturma yapılmıyor? Neden heyet bunlar hakkında suç duyurusunda bulunmuyor? İstanbul'da 54 hakim savcı hakkında iddianame hazırlandı” dedi.
Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “FETÖ ile alakalı hakim ve savcılar yargılanırken, Diyarbakır Emniyetinde kimi koruyoruz? Neden heyet Cumhuriyet tarihinine geçmiş bir olaya ilişkin görüntüleri muhafaza edememekten dolayı soruşturulmuyor? Bu görüntüler nasıl silinir? Emniyet yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulsun, azmettiriciler dosyaya eklensin.” Duruşmada hazır bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının avukatı Serpil Penez Şahin, davaya müdahillik talebinde bulundu.
Sanık avukatlarının tahliye taleplerinin ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi. Bazı tanıkların ifadelerinin alınması için gönderilen talimat yazılarına cevap gönderilmesinin beklenmesini kararlaştıran heyet, Diyarbakır Emniyeti'nden gönderilen, olaylara ilişkin MOBESE kayıtlarının olup olmadığı yönündeki çelişkili yanıtlar üzerine, görüntülerin sağlanması konusunda ihmali olan görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya müdahillik talebini kabul eden heyet, duruşmayı 6 Haziran'a erteledi.