Darbe yapıldığı ilk geceden beri halkını yalnız bırakmayan ve vatanını korumak için meydanlardan ayrılmayan müzisyen Murat Kekilli, darbe gecesi sokağa çıktığında sanatçı arkadaşlarını da davet etmişti. Çektiği videodan ve attığı tweetlerden sonra sosyal medyada kendisi için FETÖ destekçileri tarafından linç kampanyası başlatıldı. Kendisine hakaret edenlerin Gezi eylemine destek veren sanatçı kitlesi olduğunu söyleyen Kekilli, "Sanatçı arkadaşlarım toplumda belli bir kitleye hitap ediyor. Ben de onları davet ederek takipçileriyle meydanlara gelmelerini bekledim.Ancak geziye destek verenler o gece yanımızda yer almadılar. Darbeyi görünce sustular" diyor. Biz de Kekilli ile darbe gecesini, FETÖ örgütünün sanatçıları nasıl örgütlediğini ve kendisine yönelik yürütülen linç kampanyasını konuştuk.
O gece arkadaşlarımla beraber Başakşehir'de bir mekanda oturuyordum. Sohbet esnasında yazar arkadaşlarımın telefonuna mesajlar gelmeye başladı. Biz ilk başta ne olup bittiğini anlayamadık. Sonra hepimiz meselenin ciddiyetini farkettik. O akşam astteğmen olan yeğenim de benimle beraberdi. Onlar da gün içinde askeriyede tuhaf şeyler yaşamış. Sürekli tatbikat için aşağı inmesini istemişler. Sonra yukarı çıkarmışlar. Bunları da anlatınca hemen toparlanmaya başladık. İlk önce evime gittim ailemi görmek için.
Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlara çağırdıktan sonra hemen hazırlanmaya başladım. Bir arkadaş telefonla arayıp "Darbe oldu. Sen kaybol senin gibi idealist adamları ilk önce toparlarlar" dedi. Vatanım elden giderken ben kaçamazdım. Arabama atlayıp ilk önce Başakşehir meydana gittim ama ne yapacağımı bilmiyordum. CNN Türk binasının işgal altında olduğunu duyunca hemen oraya hareket ettim. Halkımın yanındaydım. Milleti sokağa çağırınca ne müzisyen olduğumu düşündüm ne sanatçı. Bir vatandaş olarak attım kendimi sokaklara. Başkomutan emir verdi ve çıktık.
Evet yaşadım. 12 Eylül darbesinde 12 yaşındaydım. O zamanlar Adana'da yaşıyorduk. Pencereden bakarken bir adamın çocuklarına ekmek almak için fırına gittiğini görmüştüm. O sırada asker elindeki dipçikle vatandaşın kafasına vurdu ve ağzını burnunu kan içinde bıraktı, dişlerini döktü. Tek suçu çocuklarına ekmek almaya gitmesiydi. Bu kare benim hafızamdan yıllarca silinmedi. Darbenin ne demek olduğunu o manzaradan dolayı bildiğim için çok endişelendim. Darbe, ekmek almaya giden masum birinin bile ağzından burnundan kan gelene kadar dövülmesi demekti. Eğer bu teşebbüs halkımız tarafından engellenmeseydi çok kötü günler bizi bekliyordu.
Sokağa çıkar çıkmaz sanat camiasındaki arkadaşları meydanlara çağırdım. Sanat insanların fikirlerine yön vermektir. Her sanatçı kendi kitlesine ulaşsaydı şu an çok daha farklı bir duruş da sergileyebilirdik. Daha güçlü olabilirdik. Fakat benim bu çağrımı hükümete yalakalık olarak algıladılar. Tweeti atar atmaz küfürler gelmeye başladı. Ağza alınmayacak şeyler söylediler. Hiç tepki vermedim. İlerleyen saatlerde siyasi liderler açıklamalar yapmaya başlayınca sustular. Ben vatanımı kurtarmak için çağrı yaptım. Siyasi bir argüman kullanmadım. Gezi olaylarında sanatçılar hep en ön saflarda oldu. Milyonlarca insan dışarı çıktı ama söz konusu vatan olunca kimseyi göremedik. Darbeyi görünce geri çekildiler. Bir de üstüne küfür ettiler.
Evet, Gezi Parkı olaylarının yaşandığı süreçte orada bulunan sanatçıların kitleleri tarafından küfür yedim. Sonra da o sanatçıların bir kısmı 7 Ağustos tarihinde Yenikapı mitingine gitti. Ben o gece psikolojik savaş verirken onlar beni dışladılar. Samimi olduklarına inanmak istiyorum, onları affediyorum.
Darbe eğer gerçekleşseydi benim bu yaptığım bir suçtu. Çünkü insanları meydanlara döktüm ama ben bunun doğuracağı sonuçları hiç düşünmedim. Ülkemiz bu haldeyken onu düşünemezdim. Hesapsız bir şekilde çağrı yaptım. Duygusal bir refleksti. Devletin bekâsı için meydanlara çıktım.
Halkımızın yanında olmak bana gurur veriyor. Her gün ilçelerin meydanlarında nöbete gittim. Çok güzel geçti. Ben müziği para için yapmıyorum. İyiyi ve güzeli göstermek için yapıyorum. Ben bu birlikteliği görebilmek için müzik hayatımın 15 yılını verdim. Eğer yıllarca böyle olunsaydı 2023 yılını öne almıştık bile. FETÖ üyeleri de Türk halkının gücünü gördü. Şehitlerimizin ve halkımızın hakkını ödeyemeyecekler. Ben ve ekibim bu yapılanma yüzünden bir dönem çok zor günlerden geçirdik.
2000'li yıllarda beni Yedirenk Sanat Vakfı'nda sanatçılara özel hazırlanan sohbetlere çağırıyorlardı. Sanat Vakfı diye gidiyorduk ama altından farklı şeyler çıkıyordu. Sanatçıların topluma yön verdiğinden bahsedip bizden fazlasıyla bağış ve kurban istiyorlardı. O dönemlerde bağış da yapmıştım. Hollanda'ya konser için gittiğimde aldığım ücretin yarısını onlara Allah rızası için bağışlamıştım. Bizimle özel istişareler yapıyorlardı. 'Siz özelsiniz' diyerek bizi yönlendirmeye çalışıyorlardı. Onların amacını bilmiyordum. 2 yıl önce devlet aleyhine yapılanmalar başlayınca bana hâlâ konser teklifleri getiriyorlardı. Kanallarından teklifler geliyordu. Fazlasıyla para teklif ettiler ama kabul etmedim. Çok zor durumda olmama rağmen onların bu teklifine evet diyemezdim. Son 2 yıldır kan kusturdular bize. Sohbet gecelerine katılmam için sürekli ısrar ediyorlardı. İstanbul'u tapusuyla verseler ben devletimi satmam.
“Seni biz yarattık, biz yok edeceğiz” diyerek tepki gösterdiler. “Müziği bizim sayemizde yapacaksın” dediler. Ben tekliflerini kabul etmeyince anında başka bir ismi ortaya çıkarmaya başladılar. Kliplerimin televizyon ve müzik kanallarında dönmesini engellediler. Şu anda Kral Tv'de benim şarkılarımı göremiyoruz. Çünkü onların adamları bu kliplerin dönmesini orada da engelliyor. Bundan bir kaç yıl önce bira reklamında oynamamı istediler. Eğer bira reklamında oynasaydım İngiltere'de Wembley Stadyumu'ndan konser ayarlayacaklarını söylediler. Benim ve diğer sanatçıların üzerinden dünyaya açılmayı planlıyorlardı ama bira reklamında oynamayı kabul etmedim. Benim bir dönem maddi durumum çok kötüydü. Her zor durumumda bir teklifle geliyorlardı. Maddi durumumun kötü olduğunu telefonlarımı dinleyerek öğreniyorlardı. Konserlerine gittiğimde cemaat olduklarını söylemiyorlardı, oraya gidince öğreniyorduk. Bizimle yıllarca oyun oynadılar.
15 Temmuz Marşı'nı aslında Mavi Marmara Şehitleri için yapmıştım. Daha sonra bu olaylar olunca iki cümle değiştirerek 15 Temmuz şehitlerimize hediye etmek istedim. Sanatçı olarak değil, bir vatandaş olarak yazdım bu marşı. Klipte de kardeşliği anlatmak istedik. Barışçıl olduğumuzu ve Türk halkının kimseye zarar vermediğini göstermeye çalıştık.