Kentte Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Peyzaj Mimarlığı bölümünden 2006 yılında mezun olan Seyyare Sungur, yüksek lisans ve kariyer yapma hayalini gerçeğe dönüştürmek için yurt dışına çıkmak istedi, durumu babasıyla paylaşıp yardım istedi. Sungur, babasının ‘Çalış, kendi paranı kendin kazan’ yanıtı üzerine pes etmedi, kollarını sıvayıp, işe koyuldu. Genç kadın ekonomik gelir sağlamak için babasının da ortak olduğu fındık fabrikasında çaycı olarak işe başladı.
Trabzon'da mimarlık fakültesinden mezun olduktan sonra yurt dışında lisans yapma hayalini gerçekleştirmek için babasının ortak olduğu fındık fabrikasında çaycı olarak işe başlayan Seyyare Sungur (35), yıllar içinde en iyi fındıklı çikolatayı üretmek için 'Fındık Ocağı' markasıyla şirket kurdu. 3 kız kardeşiyle bir ilke imza atan Sungur, ürettikleri el yapımı ürünleri, dünyaya ihraç etmeye başladı. Şirket çalışanlarının tamamının kadınlardan oluştuğunu belirten Sungur, “Zor oldu ama biz de inatçı Karadeniz kızlarıyız" dedi.
Yaklaşık 1 yıl çaycılık yapan Sungur, zamanla fındık seçme departmanı ardından da muhasebe servisinde çalışmalarını sürdürdü. Babasının sözü kendisinde doping etkisi yaratan, azmiyle de sektör basamaklarını tırmanan Sungur, dede-baba mesleği olan fındıkla en iyi çikolatayı üretmek için şirket kurmaya karar verdi. Çalışmalara başlayan Seyyare Sungur, her biri farklı alanlarda eğitim gören 3 kız kardeşlerini de yanına alıp, 6 yıl önce ‘Fındık Ocağı’ markasıyla kentte şirket kurdu.
Sungur, ürettikleri el yapımı ürünleri yaşadıkları kentin sınırlarını da aşarak dünyaya ihraç etmeyi başardı. Bölgeye katkı sunan şirkette içerisinde fındık olan 30’a yakın farklı ürün, yurt içinin yanı sıra yurt dışında da talep görüp, beğeni topluyor. Seyyare, Sinem, Demet ve Kübra Sungur kardeşler; ‘Fındık Ocağı’ markası ile Türkiye'nin dünya ticaretinde lider olduğu fındığı çikolata ile buluşturmanın gurunu yaşıyor. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) üyesi olan Seyyare Sungur, azmi ve başarısıyla kadın girişimcilere de örnek oluyor. Bölgede fındık hasadının yanı sıra harmanlama, seçili fındıkların işlenmesi ve çikolata ile birleştirilip ambalajlanmasına kadar olan pek çok süreçleri de düzenlendikleri ‘fındık hasadı şenliği’ ile meraklılarıyla paylaşan Sungur kardeşler, birçok batılı ülkeden ziyaretçileri de ağırlıyor.
Başarı dolu yaşam öyküsünü anlatan evli ve 1 çocuk annesi Seyyare Sungur, “Mimarlık fakültesinden mezun oldum. Mezun olduktan sonra yurt dışına gidip yüksek lisans yapma hayalim vardı. Yurt dışında eğitimime devam etmek için paraya ihtiyacım vardı. Babamdan istediğimde ‘Çalış, kendi paranı kendin kazan ve o parayla git yurt dışına’ dedi. Bunun üzerine babamın ortak olduğu bir fındık fabrikasında çaycı olarak işe başladım. Çünkü gıda sektöründe bildiğim hiçbir iş yoktu. Mimar olarak mezun olduğum bölümümden çaycı olarak işe başlamış olduk. Yaklaşık 6 ay boyunca çaycı olarak çalıştıktan sonra fabrikada bir üst kademe olan fındık seçme elemanlığına terfi ettim. Derken böyle 10 yılım çalışıp kademe atlayarak geçti. Yıllar sonra fabrikada yönetime kadar yükselmeyi başardım” dedi.
Fındıkta kadınların emeğinin ve alın terinin olduğunu söyleyen Seyyare Sungur, “Bu kadar kadın gücünün aktif olduğu bir işletmede neden yönetici olarak hiç kadın yok diye düşündüm. Çünkü fındığı kadınlar bahçeden toplayıp fabrikalarda işliyorlardı. Fındığın ihraç ürünü olana kadar geçen aşamalarda hep kadınlar vardı. Erkekler yönetimde çok aktifti. Bu açığı görerek işe koyuldum ve ne yapabiliriz diye düşündük. Fındığı kırıp satmak yerine, fındığı katma değerli bir hale getirerek kazanç sağlamak istedik. Bunun için üç kardeşimle beraber 6 yıl önce Fındık Ocağı markasını oluşturduk ve fındığı çikolata ile buluşturduk. Fındığa farklı bir vizyon kattık. Fındıkla çikolatayı biz Leyla ile Mecnun’a benzetiyoruz. Bunu bu topraklarda el yapımı çikolata ile yaptık. İçerisinde ham maddesi fındık olan 30’a yakın ürün yaptık. Şimdi bu yolculuğumuzda yurt dışında biz bir marka oluşturduk ve ihracat yapmaya başladık. Mimarlık mesleğini geliştirmek için kurduğum yurt dışı hayalini kız kardeşlerimle oluşturduğum marka ile dünyaya açılarak gerçekleştirdim. Bunun üzerine fındıkta hasat şenlikleri yaparak fındık bahçelerimizde birçok ülkeden turistleri ağırlıyoruz” diye konuştu.
İlklere imza attıklarını belirten Sungur, “Yaşadığımız coğrafya zor ve insanlar önyargılı olduğu için kabul ettirmek çok zor oldu ama biz de inatçı Karadeniz kızlarıyız. Bu yörenin kültürüyle, insanıyla büyüdüğümüz için her zorluğa direncimiz yüksek. Fındık ağacı bile görmemiş birçok insana bahçelerimizi açtık. Workshop’lar yaparak topladıkları ürünlerini çikolataya çevirme imkânı sağladık. Bunu yaparken kültürümüzü, yemeklerimizi, kıyafetlerimizi de misafirlerimize yaşatıp tanıttık. Dükkânımızda sadece fındık değil, yöreye ait birçok değeri çikolata ile buluşturarak sunuyoruz. Dünyada hiç denenmemiş çikolata çeşitleri yaparak ilklere imza atıyoruz ve bölgemize değer katıyoruz” ifadelerinde bulundu.