Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TRT World Forum “Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” temasıyla başladı. Dünyanın farklı coğrafyalarından küresel düşünce liderlerini bir araya getiren TRT World Forum, iki gün sürecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, küresel düzeyde bunalımların yaşandığı böylesi bir dönemde, TRT World Forum’un sağladığı zemin sayesinde meseleleri bir araya gelerek konuşabilmeyi, tartışabilmeyi ve çözüm önerileri üretebilmeyi önemsediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın gerçekleştireceği Rusya seyahatine vurgu yaparak, “120 saatin büyük bölümü sona erdi. Yarın bizim Rusya seyahatimiz var. Bu seyahatte Sayın Putin ile bu süreci ele alacak ondan sonra da atılması gereken adımları inşallah atmış olacağız,” ifadelerini kullandı.
Demokrasi ve adaletin tesisinin, dünyadaki farklı sesleri bir araya getirmekten ve özgür bir tartışma ortamı oluşturabilmekten geçtiğinin üzerinde duran Erdoğan, “Daha önce katılacaklarını bildirdikleri halde, Barış Pınarı Harekâtını gerekçe göstererek programlarını iptal edenler, aslında bu büyük fırsatı kaçırmışlardır. Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için başlattığı Barış Pınarı Harekâtını protesto amacıyla konuşma yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum. Ve terör örgütlerine de destek verdiklerini düşünüyorum. Bunların teröre karşı olduklarını hiçbir yerde boşa anlatmalarına gerek yok. Eğer karşıysan işte platform burası. Gelirsin burada teröre karşı olduğunu bütün belgeleriyle ortaya koyarsın,” şeklinde konuştu.
Bağımsızlığını kendi gücüyle kazanmış, kalkınmasını kendi iradesiyle gerçekleştirmiş Türkiye gibi birkaç ülke dışında herkesin mutsuz, sıkıntılı ve zayıf olduğunun altını çizen Erdoğan, “Sınırları terle ve kanla değil de, masa başında cetvelle çizilerek oluşturulan devletlerin, hiçbir zaman gerçek devlet olamayacağı ortaya çıkmıştır. Özgürlüğün başkaları tarafından verilen bir lütuf değil; hak edilen, uğrunda mücadele edilen, yürek ve bilek gücüyle alınan, ölümüne bir kararlılıkla da korunan kutsal bir değer olduğunu bu süreçte bir kez daha gördük. Türkiye’nin, coğrafyasındaki diğer devletlerden farkı işte burada yatıyor,” dedi.
Karanlıkta göz kırpılarak perde arkasından toplumları yönetme devrinin kapandığının altını çizen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Diplomasinin sadece güçlülerin baskı aracı olarak kullanılmasına devam edilebilmesi mümkün değildir. Darbeler dahil her yol mubah sayılarak kurulan çarpık düzenin artık sonuna gelinmiştir. Özellikle de küresel sistemin en zayıf halkasını oluşturan e.konomik ilişkilerin, siyasi hedeflerin silahı haline dönüştürülmesi, adeta intiharla eş anlamlıdır.”
“Barış Pınarı Harekâtı: Türkiye’nin Güvenli Bölge Talebi” başlıklı ilk oturuma Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 35 saat vurgusu damga vurdu.
“ABD ile uzun müzakerelerin sonunda 13 maddelik bir mutabakata vardık. ABD bizim meşru endişelerimizi tanıdı. Güvenli bölge Türk ordusu tarafından kontrol edilecek. Onlar orada, sınırlarımızın hemen öbür tarafında fiilen bir terör devleti yaratmaya çalışıyorlardı ve biz bu oyunu bozduk,” diyerek ABD ile yapılan mutabakata değinen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, saatine bakarak, “35 saat kaldı. Bu 35 saat içerisinde geri çekilmezlerse operasyon tekrar başlayacak,” dedi.
TRT World Forum'da konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, her ne olursa olsun siviller konusunda hassas olduklarını belirterek, operasyona karşı iddiaların çoğunun uydurma olduğunu söyledi. Özellikle, YPG’nin yönelttiği kimyasal silah kullanımı iddiasının kara bir propaganda olduğunu belirterek, “Envanterimizde kimyasal silah bulunmamaktadır. Biz bu konuda çok hassasız. Askerimiz, ordumuz çok hassas. Burada yapılacak en ufak ihlali kabul etmeyiz” şeklinde konuştu.
İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, yükselen güçlerin üzerine sorumluluk düştüğünü, ticaretin artması ve birbirleriyle bağlarının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
“Geçmiş küreselleşme tecrübesinin olumlu özelliklerini koruyarak, adil küreselleştirme yolunda adımlar atmalıyız. Bir başka deyişle öteki dünya yani biz, küreselleşme bayrağını devralarak herkesin çıkarı için çalışmalıyız. Asimetrik ilişkiler yerine eşitler arası ortaklığa ve ilişkiye dayalı bir bakış açısı ortaya koymalıyız.”
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, İnsanı ve vicdanı merkeze alma kaygısının hep ön planda olduğunu, farklı sesleri bir araya getiren TRT World Forum’da da bu temel ilkeyi hep merkezde tuttuklarını söyleyerek, “Türkiye’nin bu “insani yaklaşımı” bize hep ilhâm oldu… Türkiye’nin ve dolayısıyla TRT’nin bu âlî gönüllü tavrı, binlerce yıllık medeniyet ve değerler mirasımızdandır. Fakat maalesef; güçlü yalanın, haklı gerçeğe galebe çaldığı bir çağdayız. Yalan haber ve bilgi çarpıtmanın dünyanın sayılı medya kuruluşları tarafından bile sürekli yapıldığına şahit olmaktayız. Biz TRT olarak, dünya kamuoyunun yanlış yönlendirildiği bu dönemde sadece ve sadece gerçeklere sadık kaldık. Bu nedenle de birçok zorlukla karşılaştık.” şeklinde konuştu.
“Sayın Cumhurbaşkanımızdan aldığımız ilhamla 7,5 milyar insanın kaderini, 5 ülkenin kararına bırakan sisteme itiraz ettik,” ifedesini kullanan Eren konuşmasını şöyle tamamladı: “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da TRT dünyanın neresinde olursa olsun mazlumun sesini, hakkı, hakikati, dünyada ve bilhassa bölgede olup bitenleri tüm gerçekleriyle uluslararası kamuoyuna duyurmaya devam edecektir.”
TRT World Forum'a emek veren TRT çalışanlarına ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a teşekkür eden Eren, "Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz bütün TRT World Forumları onurlandırarak bize destek ve ilham veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da bilhassa şükranlarımı arz ediyorum." diyerek konuşmasını sonlandırdı.