Yaptırımlar Rusları caydırabilecek mi?

00:0028/03/2022, Pazartesi
G: 27/03/2022, Pazar
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

İşgalin ardından ABD’nin Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları; Rusya’nın bankacılık sektörünü, zengin Rus iş adamlarını, işgalde sorumluluğu olduğu değerlendirilen Rus devlet adamlarını ve Rus şirketlerini hedef aldı.

Dr. Muhammet Koçak -
Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Ukrayna’da gerginliğin Rusya’nın sınıra yaptığı yığınak ile başladığı 2021 senesi sonlarından itibaren Rusya, ABD’nin Doğu Avrupa’daki stratejik ve askeri varlığını azaltması yönündeki isteklerini ABD ve NATO’ya resmi kanallardan iletmişti. Bir sonuç alması halinde Rusya, hem ABD’ye geri adım attıran büyük devlet hüviyetini kazanmış olacaktı hem de Avrupa güç dağılımında avantaj elde edecekti. Biden yönetimi Rusya’nın taleplerini kabul etmediklerini ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde ABD’nin sürece ekonomik yaptırımlar yoluyla etki edeceğini daha en başında deklare etmişti.

İşgalin ardından ABD’nin Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları; Rusya’nın bankacılık sektörünü, zengin Rus iş adamlarını, işgalde sorumluluğu olduğu değerlendirilen Rus devlet adamlarını ve Rus şirketlerini hedef aldı. Fakat işgal öncesi ABD tarafından dile getirilen yaptırımların caydırıcı bir etkisinin olmadığı işgalin başlamasıyla görülmüştü. Rus ordusunun Ukrayna topraklarında ilerlediği şu günlerde ABD’nin öncülüğünü yaptığı ekonomik yaptırımlar, Rus ekonomisine ciddi bir darbe vursa da Rusya’nın Ukrayna politikasını değiştirmek konusunda etkisiz kalıyor.

RUBLE KULLANIMI ARTIRILACAK

Rusya’ya yönelik yaptırımların en önemlisi Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılmasıyla, bu bankaları kullanan bireylerin ve şirketlerin, ulusal sınırların ötesinde işlem yapma imkanı kalmadı. ABD ayrıca, Rusya’nın başta Sberbank olmak üzere büyük bankalarına uygulanan yaptırımlar yoluyla Rusya’nın bankacılık varlıklarının yüzde 80’ini oluşturan en büyük finans kurumlarının dolar cinsinden yapılan işlemleri gerçekleştirmesini engelledi. Bu konuda Rusya ile ticareti daha güçlü olan Avrupa’nın tutumu önemliydi. Fakat Avrupa ülkeleri, Gazprombank gibi enerji alımlarında rol oynayan bankaları sistemde tutmayı sürdürdü. Rusya ayrıca enerji satışlarında sadece ruble kabul edeceğini bildirerek parasının değerinin daha da düşmesini en azından şimdilik engellemeyi başardı. Bunun yanı sıra yaptırımlar sonucunda Rusya’nın, dış ticaretinde üçüncü ülkelerle ruble kullanımını artırması doların küresel sistemdeki ağırlığını azaltacağı için Rus bankalarına uygulanan yaptırımların ABD tarafından ne kadar sürdürülebilir olduğu da tartışmalı.

ABD’nin Rus oligark ve devlet adamlarına uyguladığı yaptırımlar da beklenen etkiyi göstermedi. ABD’nin aldığı kararlar neticesinde birçok Rus iş adamının ABD bankalarındaki varlıkları donduruldu ve ülkeye girişleri yasaklandı. Yaptırıma uğrayan devlet adamları arasında başta Putin ve Lavrov olmak üzere, Putin’in basın sözcüsü Peskov, Kremlin elitleri ve aileleri ile Rusya’daki önde gelen şirketlerin yöneticileri yer alıyor. ABD ayrıca Rus iş adamları ve oligarklarının ABD’deki varlıklarına devlet tarafından el koyulmasının da gündeme alındığını duyurdu. Atılan bu adımlarla Kremlin tarafından desteklenen ve Ukrayna’nın işgali kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak rolü olan iş adamları ve siyasilerin cezalandırılması amaçlanıyor.

Rus iş adamlarına yönelik yaptırımlar, bu şahısların ve şirketlerin dolar kullanımında ve ABD pazarında zorluklar yaşamasına sebep olabilir. Fakat siyasilere yönelik yaptırımlar, hedefteki siyasilerin birçoğunun ABD’de ciddi bir yatırımı bulunmadığından büyük oranda sembolik seviyede kalacaktır. Maddi varlıklarının büyük çoğunluğu Rusya’da bulunan ve Kremlin’in kontrolündeki oligarklardan ise ABD’deki varlıklarının tehlikeye girmesi dolayısıyla taraf değiştirmesi beklenmemelidir.

FATURA RUS HALKINA ÇIKTI

ABD, Rus ekonomisi için kritik öneme sahip şirketlerin ABD pazarındaki işlemlerini de büyük ölçüde kısıtladı. Bu şirketler arasında dünyanın en büyük doğal gaz şirketi Gazprom, Rusya’nın en büyük petrol üreticisi Gazprom Neft, petrol boru hattı grubu Transneft ve Rusya’nın en büyük enerji şirketlerinden RusHydro, ülkenin en büyük iletişim operatörü Rostelecom ve dünyanın en büyük elmas madenciliği şirketi Alrosa bulunuyor. 8 Mart günü yayınlanan kararname ile Rus kömür, petrol ve doğal gazının ABD’ye girişi yasaklandı. ABD, Rusya’dan ABD’ye ihraç edilen başta petrol ve doğalgaz olmak üzere elmas, deniz ürünleri ve alkollü içeceklerin ülkeye girişine de yasak getirdi. ABD’nin Rusya’nın ticari ortakları arasındaki payının yüzde 5 civarında olduğu düşünülürse bu adımların da Rusya’yı zorlayıcı sonuçlarının olması beklenmemelidir.

Rusya’ya uygulanan bu yaptırımların faturası büyük oranda Rus halkına çıktı. Yaptırımların etkisiyle Rus Rublesi’nde yaşanan sert düşüş birçok temel ihtiyaç maddesinin tedarikinde aksaklıklar meydana geldi. Bu durum halkın alım gücünü ciddi oranda etkiledi. Birçok Batı menşeili firmanın ülkeyi terk etmesiyle tüketim alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalan Rus halkı alternatif bulmakta zorlandı. Yaptırımların etkisine rağmen, halk şimdiye dek Kremlin yönetimine karşı yönetimin değişmesini sağlayacak derecede bir tepki göstermedi. Bunda tabii ki yönetimin polis ve mahkemeler yoluyla kurduğu baskılar da etkili oldu.

ABD’nin, İran ve Küba’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlar, bu iki ülkenin dış politika angajmanlarında on yıllardır ABD’nin arzu ettiği yönde bir düzelme getirmemişti. Rusya’da da süreç benzer şekilde işliyor. Yaptırımların kısa ve uzun vadede Rus ordusuna Batı tarafından sağlanan ara ürünler ve savunma sanayii ürünlerini etkilemesi halinde Rusya’nın savaşma kabiliyetine önemli bir negatif etki yapacağı beklenebilir. Yaptırımların etkisinin önümüzdeki aylarda daha da yaygınlaşması halktaki tepkiyi de artırarak halk arasında savaşa karşı duruşu güçlendirebilir. Fakat yaptırımların ordunun savaşma kabiliyeti ve halkın savaşa olan desteği üzerindeki etkilerini kısa vadede göremiyoruz.

#Rusya
#Ukrayna
#ABD
#SWIFT
#Gazprom Neft
#Alrosa
#ruble