12 Şubat’ta Azerbaycan’ın Zengilan bölgesi istikametinde Ermeni keskin nişancı bir Azerbaycan askerini yaraladı. Ardından Azerbaycan sınır birlikleri "Misilleme Harekatı"nda Ermeni karakolunu imha etti. Bu olay, barış görüşmeleri için Azerbaycan ile Ermenistan arasında uzun zamandır başarıyla devam ettiği ve olumlu bir havanın hakim olduğu bir dönemde yaşandı. Olayın ardından Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada sorumluluğun tamamen Ermenistan’ın siyasi ve askeri gücüne ait olduğunu söyledi. Ermenistan soruşturma başlattı ve Ermenistan genelkurmay birinci yardımcısı görevden alındı.
TERÖR ÖRGÜTÜ YERKRAPA SINIRDA
Azerbaycan ordusunun "Misilleme Harekatı" sonrasında Ermenistan savunma bakanlığı yaptığı açıklamada 4 Ermeni askerinin öldüğünü açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, öldürülen Ermenilerin yaş aralığı 40-66 arasında değişiyordu. Bu da aslında bunların düzenli ordu askerleri ya da devlete bağlı profesyonel askerler olmadığını ortaya koyuyordu. Buna paralel olarak Yerkrapa silahlı örgütü de sınırda öldürülenlerin onların üyeleri olduğunu açıklayarak aslında ateş edenin düzensiz bir silahlı terör örgütü üyesi olduğunu ortaya koydu.
"Yerkrapa" örgütü, 1993 yılında kurulan, Karabağ’ın işgali sırasında sivillere ve esirlere karşı katliamlar yapan gönüllü Ermeni askerlerini birleştiren bir terör örgütüdür. Ermenistan Savunma Bakanı olan Vazgen Sarkisyan tarafından kurulan örgütün başlangıçta 6.000 üyesi vardı. Fakat sonrakı yıllarda üye sayısı 30 bine kadar ulaştı. 90'lı yıllardan itibaren Ermenistan iç siyasetinde de aktif rol alan Yerkrapa'nın üstlendiği iki görevi var: Azerbaycan ve Türkiye'ye karşı Ermeni gençleri arasında “askeri ruhu” canlı tutmak ve silahlı örgüt üyelerini sivil hayata entegre etmek. Örgütün sadece Ermenistan'da değil, Rusya’nın hemen hemen tüm bölgelerinde, ayrıca Kaliforniya (ABD) ve Marsilya’da (Fransa) da şubeleri bulunmaktadır.
Nikol Paşinyan’ın 2018 yılında Başbakan seçilmesinin ardından örgüt ona bağlılığını ve desteğini ilan etmiş, Paşinyan da başbakan seçildikten sonra örgütün 12. Olağanüstü Kongre’sine katılmıştı. Ayrıca İkinci Karabağ Savaşı`ndan sonra da Paşinyan, Ermenistan Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı, Parlamento Başkanı ile birlikte Yerkrapa Terör Örgütü'nün 30. kuruluş yıldönümüne katıldı ve örgütün kurucusu Vazgen Sarkisyan’ı överek şunları söyledi. “Vazgen Sarkisyan, Üçüncü Ermenistan Cumhuriyeti’nin kuruluşu için ölmeye hazır 500 gönüllü oluşturdu”. Bunun yanı sıra Paşinyan, Taşnaklarla birlikte 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Anadolu ve Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yapan Ermeni silahlı örgütlerine liderlik eden Andranik Ozanyan'ın mezarını Ermenistan'a getirmesi nedeniyle de Sarkisyan'ı övdü.
İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra Paşinyan örgütün silahlı birliklerinin Azerbaycan’la olan sınıra yerleştirdi veya yerleşmesine izin verdi. Dolayısıyla Paşinyan, aslında kanlı geçmişi olan, Azerbaycan’a karşı nefret suçları işleyen ve hiçbir sorumluluğu olmayan düzensiz silahlı bir örgütü Azerbaycan sınırına yerleştirerek son yaşanan saldırıya neden olmuştur. Bu örgütün eski Karabağ klanı ile yakın bağları üzerinden yola çıkanlar, Rusya’nın da örgüt üzerinde nüfuzunun olduğunu iddia ediyor.
BİNOKÜLER DİPLOMASİ
Son saldırı 2022 yılından bu yana Ermenistan-Azerbaycan sınırında faaliyet gösteren AB gözlemci misyonunun bulunduğu bölgede yaşandı. Ancak, AB misyonu olayla ilgili bir açıklama yapmadı. Olaydan birkaç gün önce Ermeni basınının verdiği bilgiye göre emekli Fransız general, Ermenistan-Azerbaycan sınırına gelerek Avrupalı gözlemcilerle görüşmüş ve oradan dürbünle Azerbaycan tarafını izlemişti. Azerbaycan’ı tehdit etmek için Ermenistan’da bulunan birçok yabancı ülke temsilcisinin, özellikle de Batılı temsilcilerin, Ermenistan sınırından Azerbaycan’ı dürbünle izlemesi artık bir gelenek haline geldi ve “binoküler diplomasi” adını aldı.
AVRUPA’NIN SORUMLULUĞU
AB misyonunun Ermenistan'a gelmesine ilişkin ilk anlaşma Avrupa Siyasi Topluluğu'nun Kasım 2022’de Prag’da yapılan zirvesinde elde edilmişti. Fakat ondan sonraki dönemde AB hem misyona dahil olanların sayısını hem de görev süresini tek taraflı olarak artırdı. Genellikle emekli Alman ve Fransız jandarmalardan oluşan heyete daha sonra Kanada da katıldı. Fransız generalin bölgeye geldiği haberinin ardından Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan AB`nin Azerbaycan temsilcisi, Ermenistan'dakı AB misyonunun anlaşmaları ihlal etmesi ve görev alanı dışına çıkması nedeniyle nota verildi. İlginç bir şekilde buna son zamanlarda AB'nin Ermenistan›ı silahlandırması da eklendi. Ermeni askerleri sınırda bir Azerbaycan askerini yaralarken, Brüksel›de AB Dış Politika ve Güvenlikten Sorumlu yüksek komiseri Josep Borrell ile görüşen Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Azerbaycan›ı suçladı, Borrell de ona destek verdi.
Sonuç olarak, özellikle 7 Aralık'ta iki ülke yönetimi tarafından yayınlanan ortak bildiri, sınırların netleşmesine ilişkin komisyonların baş-başa görüşmesi ve son beş ayda çatışma olmaması ülkeler arasında barış anlaşması ve bölgesel normalleşme açısından olumlu bir atmosfer yaratmıştı. Nitekim, son olaydan birkaç hafta önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan-Azerbaycan sınırında uzun süredir silahlı çatışma yaşanmadığını belirterek, bunu barış görüşmelerine olumlu bir katkı olarak değerlendirmişti. Fakat yaşanan son olay bu sürece ve atmosfere zarar verdi. Buradakı temel soru yaşanan normalleşme sürecine kimin zarar vermek istemesidir. Bunun doğrudan sorumlusu aynı zamanda Azerbaycan'la devam eden barış görüşmelerinden rahatsız olan ve revizyonist bir bakış açısına sahip silahlı örgüt üyelerini sınıra yerleştiren Ermeni hükümetidir. Ancak bölgedeki AB gözlemci misyonu, Azerbaycan askerinin yaralanmasına tepki göstermedi ve bu konuda pasif bir tutum sergileyerek revizyonistlere destek vermiş oldu.