T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hüseyin HATEMİ

Kendi simgeleri ile neoconlar

İncil'de son kitap "Johannes (Yahya) Mükâşefâtı" veya Apokalypse (Vahiy) denen kitaptır. Bu kitaptaki geleceğe ilişkin simgeleri tamamen tepetaklak ederek okuyan bazı Amerikalı çılgın grupların, ırkçı Yahudilerle işbirliği yapması, Dünya'yı bugün korkunç bir savaş gailesine, bâdiresine, melhamesine sürüklemek üzeredir. Allah hepimizi korusun! Kendi gözlerini, kulaklarını ve gönüllerini mühürleyenlere söz anlatmak elbette kolay değildir. Yine de emr bil-ma'ruf ve nehy anil-münker vazifemi yerine getirmeye çalışacağım.

Bu Yahya Kitabı'nda, Kitabı nakleden Nebi, iki Canavar'dan bahseder. Şeytan (İblis, Leviathan, Ejderha) bu canavarlara "güç" vermiştir. (!) Birinci canavarın gücü, insanların gözünde o derecede büyüyecektir ki, O'na secde edecekler, kulluk edip boyun eğecekler ve biribirlerine diyeceklerdir ki: Bu canavarla kim savaşabilir ki? Onun gücünde kim var ki? (O tek süper güçtür!) (İncil, Son Kitap, 13-4)

İmdi ey Amerikan Fundamentalistleri! Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz ki, bu canavarı İran'da veya Afganistan'da ararsınız? Sarayınızda ayna da mı yok? Sorun aynaya: -Ayna ayna, kime canavar diyor ki Yuhanna? Aynadan sizin beklediğiniz "İran yönetimine!" sesi değil, "size!" sesi gelecek ve sizler Pamuk Prenses masalındaki cadı gibi herhalde aynayı kıracak ve "Küreselleştirme katliâmı"nı sürdüreceksiniz!

Yine Yahya (Yuhanna) Kitabı'nda, canavarın müttefiki olan ikinci canavardan söz edilir. Bu kim acaba? Usame mi? Taliban mı? Saddam mı? İran mı? (13, 11-18)

Daha sonra canavarın alâmetini taşımayanın ticaret alanında tutunamayacağı söylenir. Bu alâmet ne acaba? Haç mı? Gamalı haç mı? Canavarın sayı değerinin (666) olduğu söylenir. Yeni çağa kadar, Musevîler, Davud ve Süleyman peygamberlerin ömürlerinde hiç kullanmadıkları, Uzak Doğu'nun ve Mısır'ın sapmış büyü inançlarından gelen, tek gerçek İlâh olan Allah'a, -Yaratıcı değil yok edici Tanrı nitelemesi ile- aşağı yöndeki üçgenin simgelediği Şiva'yı ortak koşan bir inancı simgeleyen alâmet, iki üçgenin her birinin köşelerinin (3)'ü, (333) iki ile çarpılırsa, iki üçgen, (666) sayısını göstermez mi? Sitare kelimesinden (Ester, Star, Stern, Astre, Iştar vs.) türeyen yıldızı, Lucifer adı ile, İblis için de kullanırsınız. Sitare kelimesinin sayı değeri (666) etmez mi? Rahmetli Annemarie Schimmel, "Yahudilikle Davud'un yıldızının münasebeti sadece onyedinci yüzyıla kadar geri gider" diyor. Şu halde sayı değeri ile 666'yı temsil eden "Sitare", sakın Davud'a (A.S.) isnad ettiğiniz "yıldız" olmasın? Hiç araştırdınız mı? Uluslararası piyasada üstün olmak için tek geçerli alâmet olarak bundan başka hangi alâmet var? Bu alâmeti Davud veya Süleyman gibi iki yüce peygamber mîras bırakmadı ise, yoksa Mesih' (A.S.)'den mi kaldı? (Annemarie Schimmel, Sayıların Esrarı, çeviren: M. Temelli, İstanbul 1997, s. 126-130, s. 666).

Bâbil'in, Ye'cûc ve Me'cûc'un, donmuş ve binlerce yıl öncesinden kalmış içi boş terimler değil, yine simgeler olduklarını da anlamıyor musunuz? Yüce Sevgili'yi, hâşâ Canavar'ın yalancı peygamberi olarak nitelemeyi size kim öğretti? (Son Kitap, 19/20) Bu yalancı Peygamberi Amerika'ya toplayıp semirttiğiniz ipten-kazıktan kurtulmuş uluslararası kurtarıcılar arasında aramayı da mı akıl edemiyorsunuz? Vah yazık size ey -zararsız deli olarak kalsa idiniz- belki "sevimli" bile olabilecek bîçareler! Şimdi yüzünüze Beyrut'taki annelerin la'neti çöküyor ve canavarlaşıyorsunuz. Bir an önce Dağ Vaazi'ni dinlemek üzere Mesih'e koşsanız a!

Bizim delilerimiz de, "Yahyâ Mükâşefâtı" kitabını, okudukları mercimek çorbası tarifnamesinden düşman belledikleri kişileri öldürme emri çıkaran akıl hastalarına rahmet okutacak şekilde yorumlayan bu tehlikeli kişilerin "misyoner"lerine "gözün üstünde kaşın var!" demekten çekinirler. (Deliyiz dedikse zır deliyiz demedik ya!) Buna karşılık Yüce Sevgili'yi seven ve Kur'an-ı Kerim'de, "bize sevgide en yakın olanlar" diye nitelenen Hristiyanlara horozlanır, kostaklanırlar. Oysa zaman, Şark Hristiyanları ile, Ortodoks Kilisesi ile, -önceki Papa'nın bıraktığı çizgide duruyor iseler- Katolikler ile kardeşlik ve dayanışma zamanıdır.- Yakın mısın ey Fecr?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi