T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bekir HAZAR

Artık at inenin mi?

Bir öğrendim ki, koskoca dünya starımız Tarkan, belediyelere fena halde dadanmış... Popstarımızın patronu olduğu şirketin elemanları, belediye belediye gezip "Biz Tarkan'ın ahalisindeniz. Size festival düzenleyelim" diyormuş... Ve epey de belediyeyi ikna etmişler...

Tarkan kardeş sadece kendisi çıkmıyor bu festivallerde sahneye... Başka sanatçıları da çıkarıyor...

Tarkan imzalı festivalleri dolaşan gazeteci arkadaşlarla muhabbet ettim biraz. Tarkan'ın paraya mı ihtiyacı vardı da belediye festivalleri organizatörlüğüne kadar düşmüştü acaba?

Gazeteci dostlar bırakın Tarkan'ı, onun yanında çalışan elemanların bile yatları olduğunu iddia ediyorlar...

E o zaman bu görüntü ne?...

Dünya starı niye yurtiçi belediye festivallarinden medet umuyor..?

Dünya starı, niye Star televizyonu ile anlaştı da, bir anda şov programı yapmaya hazırlanıyor?...

Acaba belediye başkanlarını çok seviyor da, onların halkla bütünleşmesi misyonunu üstlenip, bir nevi amme hizmeti yapmayı rüyasında mı gördü?... Ve bu rüya içinde dünya starlığını bir kenara atıp, tv şovmenliği yaptığı ve bunun kendisini sevgili halkımızla tek vücut haline getirdiği olayı da mı var?...

Rüyadan uyanıp, sabah yataktan kalkar kalkmaz festival starı ve tv şovmeni olmaya mı karar verdi?..

Yardımcılarının bile atı-katı-yatı olan bir star, neden attan iniyor?

Eskiden at binenin, kılıç kuşananındı...

Şimdi at binenin değil, inenin mi oldu?

Sahibi olduğu onlarca katı ve yatı artık onu açmıyor mu?

Sevgili Tarkan iki satır yazıp cevap verse de, biz de aydınlansak...

* * *

Beyaz'ı izledim televizyonda... Bir dönem şöhret sarhoşluğuna yakalanmış, ayakları yerden kesilmiş, raydan çıkıp fena dağıtmış... İşte o dönemde köyüne gidiyor Beyaz... Bütün köylü meydanda düğünde... Yan masadan iki genç kalkıyor, yanına gelip "Beyaz abi, biz dağın arkasındaki köyden sırf seni görmek için geldik, izin verirsen şimdi dönmek istiyoruz. 13-14 saat yolumuz var. Gece tehlikeli olur" diyorlar...

Onu görmek için yürüyerek dağ aşan iki genç... Ve sadece yan masadan bakıp gören...

Sonrasında saatlerce tehlikeli yolculuk için izin isteyen iki genç...

Beyaz hüngür hüngür ağladığını söylüyor. Bu olay kafasına dank etmiş... Şörhet sarhoşluğundan kurtaran, hayatına çeki düzen verdiren en önemli faktör olmuş.

Beyaz'ı dinlerken samimi olduğunu, içten anlattığını hissettim.

Yüzü siyah değildi

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi