T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Karara tepkiler yükseliyor

Geçen gün verdiğimiz pilav tarifinde, o pilavın çok su kaldıracağını belirtmiştik.

Yanılmamışız.

Danıştay'ın bir öğretmenin başörtüsüyle ilgili kararı, birçok kesimden tepki toplamaya devam ediyor.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, sokakta kılık kıyafetine göre herkesin kontrol edildiği bir ülkeye demokratik ülke denilemeyeceğini belirtti.

MEHMET AĞAR: KARAR DEMOKRATİK DEĞİL

Ağar, şöyle konuştu:

"Bize göre özgürlük alanlarının genişletilmesinin söz konusu olması lazım. Özel yaşama müdahale alanını bu derece genişleten bir bakış açısına evet dememiz mümkün değil. Bütün sokakları kamusal alan haline getirirseniz, Türkiye baskıların değil özgürlüklerin genişletildiği bir ülke olmak yolunda ilerlemeli. Türkiye mevcut rejimini yasaklarla değil, özgürlüklerle güvence altına alacaktır. Millet cumhuriyet rejimine yürekten bağlıdır, kendi özgürlük alanlarına da saygı gösterilmesini beklemektedir.

Meseleyi böyle ele almak lazım. Aksi takdirde sokakta kılık kıyafetine göre herkesin kontrol edildiği bir ülkeye demokratik bir ülke denilemez. İşyerlerinin kendine özgü kuralları vardır buna kimsenin bir şey söylediği yok. Ama sokaktaki özgür yaşamı kurallar çerçevesine koyduğunuz zaman buna nasıl demokratik toplum diyebilirsiniz böyle bir şey olabilir mi?"

ŞEVKET KAZAN: ANAYASA'YA AYKIRI

SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan da kararın Anayasa'ya aykırı ve tamamen keyfî bir karar olduğunu söyledi.

Okullarda ne öğrencilerin ne de öğretmenlerin başörtüsü takamayacakları hususunda hiçbir kanunda yasak bulunmadığını belirten Kazan, yetkisini Anayasa'dan alan organlarca alınan kararlarda, "kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin özüne dokunmamak" ve "Toplumun huzurunu dikkate almak" mecburiyeti bulunduğunu ifade etti.

Kazan, "Danıştay bu kararıyla insan hakları sözleşmelerine ve Anayasa hükümlerine aykırı olarak ortaya atılan 'kamusal alan yasaklamasını' daha da aşırıya giderek, vatandaşın sokak ve caddelerdeki giyim ve kuşamına indirgemiştir. Bu karar Anayasa'ya aykırıdır, tamamen keyfidir" dedi.

ERKAN MUMCU: TEMYİZE GİDER

Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu, bir gazetecinin "Danıştay 2. Dairesi tarafından okula gidiş gelişlerde başörtüsü takan bir öğretmenin idarecilik yapamayacağı yönünde verdiği ararı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine "Ben yargıdan böyle bir karar çıkacağını düşünmüyorum" dedi.

*

Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kararı okumadım. Kararın öyle yorumlanması fevkalade yanlış olur. Kararın öyle yorumlanacağını zannetmiyorum. Zannederim kararın bir temyiz aşaması da var. Onun da tamamlanmasını beklemek lazım. Ama devlet memurlarının mesai dışında kılık-kıyafetini düzenleyecek bir yasa yetkisi, yönetmelik yetkisi yok. Bu temel İnsan Hakları'na aykırıdır. Dolayısıyla yargı kararının bu yönde olacağına ihtimal vermiyorum. Her ne kadar haberler böyleyse de bu, açık biçimde hukuka aykırı, ben yargıdan böyle bir karar çıkacağını düşünmüyorum. Yargının verdiği kararın haberleştirilmesi aşamasında bu biçime dönüşmesinden endişe ediyorum."

DANIŞILACAK KONULAR BELLİ OLDU


Önceki yazımızın başlığı, "Danıştay'a ne danışayım?" şeklindeydi.
Okurumuz Şevki Ünal danışılacak çok şey olduğunu belirtiyor.
"Mesela görevi dışında sigara içen öğretmenin müdür olup olamayacağı? Hafta sonunda kravat takmayan memurun, genel kurallara uymamasından dolayı görevde yükselip yükselemeyeceği..."

*

O halde sayalım bakalım.

Aşağıdaki listede belirtilen eylemleri tespit edilen memurlar yönetici olabilirler mi?
- Kırmızı ışıkta geçen
- Otobüste, vapurda, tramvayda yaşlı yolculara yer vermeyen
- Esnerken ağzını kapatmayan
- Faturasını zamanında yatırmayan
- Başkasına ait gazetenin bulmacasını izin almadan çözen
- Verilen selamı almasını bilmeyen
- Okuduğunu anlamayan
- Eski arkadaşlarına vefasızlık eden
- Akrabalarına iyi davranmayan
- Emanete sahip çıkmayan
- Gittiği yöne bakmayan, baktığı yöne gitmeyen
- Yalan söyleyen
- Burnunu karıştıran
- Çorba içerken üstüne döken
- Kaş yapayım derken göz çıkaran
- Komşunun tavuğunu kaz zanneden
- Başkasının hakkına tecavüz eden
- Hukuk diyeceği yerde guguk diyen
- Kış ortasında zincir, çekme halatı ve takoz bulundurmadan yola çıkan
- Elifi görünce mertek zanneden
- Elini yıkamadan sofraya oturan
- Sofradan kalkınca yine elini yıkamayı ihmal eden
- Dişlerini fırçalamadan yatan
- Sigara içen
- Kumar oynayan
- Ütüsüz pantolon giyen
- Yüz bulunca astar isteyen
- Cüzdan kullanmadığı için kâğıt paraları buruşturup çabucak yıpratan
- Şarkı türkü söylerken detone olan
- İstiklâl Marşı'nın tamamını bilmeyen
- Onuncu Yıl Marşı'nı söylerken şaşıran

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi