T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Cevdet AKÇALI

Bir densizliğin ağır blançosu

Danimarka'da hazreti peygamberi terörist olarak gösteren karikatürün yayınlanması sadece İslam ülkelerinde değil dünyanın bir çok ülkesinde tepkiyle karşılanmıştır. Bu olayın dikkate değer aktörleri vardır.

Bu aktörlerden bir tanesi, karikatürü çizen kimsedir. Onun için söylenecek çok şey yoktur. Şu denilebilir: Karikatür bir mizah türüdür. Mizahın zarif olması ve bir espri taşıması gereklidir. Adı geçen kişi bu yönüyle o kadar fukaradır ki, espri yapmak yerine sadece halt etmiştir.

Bu karikatürü yapan kişinin kafasında bir çok yorumcuların düşündüğü gibi herhangi bir plan mevcut değildir. Olsa olsa Zemzem kuyusunu pisleten bedevi gibi bu yolla meşhur olmaya çalışmıştır.

Bu karikatür olayında asıl aktörler başkalarıdır. Bunlardan bir tanesi Danimarka Başbakanı Ramüssen'dir. Bu yakışıksız olayı kınayacak yerde, onu fikir hürriyeti kılıfıyla savunmak istemiştir. Düşünmemiştir ki, bu hürriyet başka kimselerin, kitlelerin haysiyetiyle oynamak hakkı vermez.

Bu konuda kötü rollerden birisi, Danimarka basın kuruluşları adına açıklama yapanlardır. Bunlar da Avrupa basınını, basın hürriyetini savunmaya çağırmıştır. Konuyu daha çok ağırlaştıran olay da bu olmuştur. Bu davranış adeta İslama karşı bir meydan okuma gibidir.

Bütün bunlardan sonra, Avrupa ülkelerindeki bazı basın organları inadına bu karikatürü yayınlamak suretiyle içlerinde birikmiş bir kini açığa vurmuşlardır.

Avrupa basınında bu olayı tenkit eden pek çok yazı çıkmıştır. Ancak en güzel yorumu Avrupa konseyi Başkanı yapmıştır. Demiştir ki, bu olay fikir hürriyeti içinde olsa bile etik sınırları aşmıştır.

Karikatür konusuyla insan ister istemez, batının kafasının arkasındaki bir saplantıyı hatıra getirmektedir. Bu saplantı, İslam düşmanlığıdır. Amerikan Cumhurbaşkanı Bush, 11 Eylül olayına haçlı benzetmesi yaptığı zaman da bu saplantı hatırlara gelmişti.

Karikatürü çizen kişinin yaptığı bir densizliktir. Diğer aktörlerin yaptıkları ise birer basiretsizliktir. Olayı büyütmüş ve adeta ateşin üzerine benzin dökmüştür. Bu olaylardan sonra kaç tane Müslüman gencin Bin Ladin safına geçebileceği hesaplanmamıştır.

Yetkililerimizin çok yerinde belirttiği gibi, Müslümanlar haklı iken yanlışlar yaparak haksız duruma düşmemelidir. Ancak bundan almamız gereken dersler vardır. Biz Avrupa Birliğine girmeye çalışırken yanlış bir yaklaşım içindeyiz. Bizim layık ve hoşgörülü İslam anlayışımızı öne çıkararak batılıların sempatisini kazanacağımızı sanmaktayız.

Şu gerçeği bilmemiz gerekir ki, bir çok batılının kafasında İslamın ılımlısı, hışımlısı yoktur. İçlerine sinmiş öyle husumet vardır ki, Müslüman olduğumuzu her hatırlattığımızda içgüdüleri depreşmektedir.


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi