T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 7 ŞUBAT 2006 SALI | ||
|
Körfez sermayesi, körfez ülkelerini büyük ölçüde dönüştürmeye başlamış durumda. Bölgeyi ziyarete gittiğinizde edindiğiniz ilk intiba, şehirlerin büyük bir şantiyeye dönüşmüş olduğu izlenimi. Bu, sadece Dubai gibi Ortadoğu'nun ticaret merkezi ve Bahreyn gibi finansal merkezi olan bölgelerle sınırlı da değil. Özellikle son dönemlerde önemli doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu anlaşılan Katar da muazzam derecede değişen yerlerden. Körfez'de biriken sermayenin çevre ekonomileri de etkisi altına alması kaçınılmaz. Bu meyanda özellikle bu ülkelerle ticari veya taahhüde dayalı hizmet ilişkisi bulunan ülkeler, bölgedeki bu yükselişten nasipleniyor. Yine bu çerçevede bu ekonomilere yavaş da olsa bir sermaye akışı gözlemleniyor. Ancak Körfez sermayesi, sahilden olta atarak yakalanacak bir balık değil. Ülkemiz için anahtar kavramlardan biri haline gelen bu kaynağı, ülke ekonomisine kazandırmanın yolu ilişkilerin pekiştirilmesinden geçiyor. Araplar genelde yatırımlarını kolay nakde çevrilebilen araçlara yöneltmeyi tercih ediyor. Yine bu çerçevede gayrimenkul, tasvip edilen bir yatırım aracı. Bir kısım tasarruf sahibi ise, bölge piyasalarındaki yatırım araçlarında yaşanan yüksek getiri ve fiyat artışlarına rağmen, bu artışların hayli gerisinde kalan çok daha az riskli banka mevduatlarına yöneliyor. Arap sermayesi içinde doğrudan sınaî veya ticari bir yatırıma yönelecek kısım hayli cüzi. Bölge insanı nezdinde, geçmiş iktisadi tecrübesi pek de istikrarlı olmayan bir Türkiye'ye yatırım, özellikle de nakde çevirme potansiyeli dar veya aracın performansını şeffaf bir şekilde izleme imkânı kısıtlı ise, pek cazip gözükmüyor. Bunu yıkmanın tek yolu güven tesis etmek. Bu ise uzun vadeli ve hata kabul etmeyen bir süreç. Bu konuda öncelikle devletin yapması gerekenler var. Türkiye'nin bölge insanına tüm detayıyla anlatılabilmesi gerek. Başta devletin borçlanma ve gelir senetlerinin bölgeye ihracı, bölge insanının Türk yatırım araçlarına ısınmasını temin edecektir. Yine Hazine garantili kimi projelerin bölgede tanıtılması ve pazarlanması, yabancılık eşiğinin aşılmasına katkı sağlayacaktır. İkinci aşamada Körfez bankaları ile Türk bankalarının karşılıklı iletişiminin gelişmesi gerekir. Birbirine yabancı iki bankacılık piyasasının olduğu bir ortamda, bireysel yatırımcıların yekdiğerinin yatırımına destek olmaya çalışması fazla anlamlı olmayacaktır. Bu arada özel kesimin de Körfez'e yönelmesi sağlanabilir. Bölge finansal piyasalarına tahvil, varlığa dayalı menkul kıymet, hisse senedi ihracı, tahmin edildiği kadar zor değil. Birkaç büyük şirketin öncülüğünden sonra bu araçlarla önemli miktarlarda talep gelebilir. Yine mümkün gözüken bir yol da, gayrimenkule dayalı projelerin buralarda pazarlanmasıdır. Tematik tatil köyleri, iskâna yönelik siteler, hastaneler ve alışveriş merkezleri ilgi çekecektir. Sıkça yaptığımız bir hata var: Kısa yoldan köşe dönmek. Böyle bir yaklaşımla geçmişte Rus pazarını kaybetmiş, Arap turistleri ülkemizden kaçırmıştık. Arap sermayesi bu yaklaşımı hissettiği anda başka yatırım bölgelerini tercih edecektir. Körfez'de fısıltı gazetesi muazzam hızlı çalışıyor. Oyunu bu kez kuralına uygun oynayalım. Gerekiyorsa, bel altına vuranı biz cezalandıralım.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |