Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Haldun DOMAÇ hdomac@yenisafak.com.tr

Fenerbahçe ne zaman olumsuz bir sonuç alsa, Daum'un elinde iki bahanesi var; Birincisi futbolcuların işin ciddiyetini anlamadığı, ikincisi kadrosunun dar olduğu... Sakın Alman hocanın bir maçtan sonra "Ben hatalıyım" diyeceğini hayal etmeyin. Sözgelimi Erciyesspor maçında tel tel dökülen Fenerbahçe, Ç. Rizespor maçına Volkan-Rüştü değişikliği dışında aynı kadro ile çıktı ama Daum alınan sonuçtan kendisine en ufak bir hisse çıkarmadı. O futbolcularına vurdukça vurdu: "Umut ediyorum herkes, şampiyonluk yarışında maçların ilk saniyesinden itibaren yüzde 100 konsantrasyon ve mücadele gerektiğini anlamıştır.''

Peki Daum'a yaptığı hataları kim söyleyecek?

Deniz'in savunmanın solunda başarısız, Anelka'nın tek forvet çaresiz, Nobre'nin sağ kanatta yetersiz olduğunu görmüyor mu Daum? İnadından vazgeçip, Ç. Rizespor maçında doğru bir yerleşim planı yaptığında 10 dakika içinde tam 6 pozisyon üretildiğini görmedi mi? Ancak onun vazgeçemediği oyuncuları var. İyi de olsalar, kötü de, oynuyorlar. Anelka, Nobre, Alex bu takımda dokunulmazlığı olan futbolcular. Oysa iyi futbolcu da kötü oynayabilir. Bazen kenara çekildiğinde iştahlanır.

Daum bir de tutturmuş "Kadrom dar" diye. Hani geline sormuşlar; "Neden oynamıyorsun", yanıt vermiş; "Yerim dar"... Daum da yeni gelin gibi. Song, Saidou Afrika Kupası'nda, Ayhan cezalı ve Ergün sakat olmasına karşın Gerets, Aydın ve Ferhat'la Malatya deplasmanında oynuyor, şikayet etmiyor, Daum'un dili pençe gibi.

Üstelik öylesine cinlikler yapıyor ki akıllara ziyan. Alex'in alternatiflerinin Olcan ve Gürhan olduğunu söylüyor. Bu iki oyuncuya mesaj yolluyor; "Sizin bu takımda oynama şansınız yok"

Haydi diyelim ki onlar Alex gibi bir yıldızı bekliyor. Peki Mahmut Hanefi ne bekliyor? Ümit Özat'ın yokluğunda Deniz'den sol kanat oyuncusu yapılacaksa Mahmut neyi bekler onu anlamış değilim. Özetle Fenerbahçe futbol fakiri bir görüntüye sahip. Ne yazık ki Daum yönetiminde bu futbolun güzelleşmesi mümkün görünmüyor.

Sonra "Taraftar maça neden gelmiyor" diye yönetim kara kara düşünüyor. Ç. Rizespor maçında yeni yapılan tribüne neden seyirci alınmadığını sorduğumda çarpıcı bir cevap aldım. "Buraya alacak kadar taraftarımız yok ki." İşte gerçek bu. Taraftara iyi stat yapmak güzel ama oraya geleni tatmin edecek bir futbol olmazsa, tribünlerin boş kalması kaçınılmaz. İşin doğrusu; bu futbola bu taraftar çok bile...

Appiah ve şov zamanı

Fenerbahçe'nin Aureilo ve Selçuk gibi orta alanın iki önemli oyuncusunun yokluğunda Appiah'ı Afrika Kupası'ndan özel uçakla Gençlerbirliği maçına getirmesini Aziz Yıldırım'ın rakip takımlara karşı bir gövde gösteri olarak değerlendirmiştik. Yıldırım bizi bu konuda yanıltmadı. Appiah'ı 48 saatliğine getiren Fenerbahçe, Gana'nın 1 Şubat'ta kupaya veda etmesine karşın bu oyuncuyu iki gün sonra oynanan Ç.Rizespor maçına zamanında yetiştiremedi. Ancak maç günü öğlen getirebildi. Kuşkusuz Fenerbahçe Appiah demek değil ama, insanın aklına "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" sözü geliyor.

İmparatorlar da değişir ama...

"Son 10 yılda fikirlerinizde değişiklik olmamışsa nabzınızı kontrol edin, kalbiniz çarpmıyor olabilir." Üstelik "İmparator" olsanız bile... Türkiye-İsviçre maçı sonrası Mehmet Özdilek, kurban edildi, Terim'den çıt yok. Milli takımlar Başsorumluluğu, A Milli Takım Teknik Direktörlüğü'ne dönüştürülmek üzere, Terim yine sessiz. Kamuoyu bastırdı, Hakan Şükür, Alpay ve Ergün'e Milli Takım yolu kapandı, Fatih hocanın isyanı yok. Eski Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı görev teklif etmek için Bodrum'a ayağına kadar gitmişti, yeni Başkan Haluk Ulusoy gündüz işlerinin çokluğunu gerekçe göstererek, "İmparator"u evine davet edip görüştü. Bununla bitse yine iyi... Terim, görüşme sonrası anlaşma "tamam" derken, Ulusoy açıkça İsviçre'deki mahkemenin sonucunu beklediğini ima etti. Kabul ediyorum imparatorlar da değişmeli ama bu kadar hızlı değişim herkesin başını döndürdü.

Aslan yürekli Fatih

O eylem ve tehditlerden sonra bırakın maçı, antrenmanı, sokağa çıkmak bile kolay değil. Bu ülkede bu tür olaylara maruz kalmış anlı şanlı kişilerin görevlerinden nasıl istifa ettiğini, ne tür ödünler verdiğini biliyoruz. Ancak Fatih Tekke, üstelik kendisine bir hafta izin verilmesine karşın, Ankara'da sahaya çıktı, aslan gibi oynayıp, takımını ipten aldı. Ankaragücü maçından sonra söylediği "Ailemden başka kimseden destek görmedim" sözlerinden herkes üzerine düşen payı almalı ve Fatih Tekke'ye destek olmalı. Fatih'e ne kadar güç verir bilmiyorum ama onun gibi bir değere sahip olduğumuz için kendi payıma gurur duyuyorum.

Koray'ı bekleyen büyük tehlike

Beşiktaş'a geldiğinde çok tartışıldı. Ancak kısa zamanda yararlı bir transfer olduğunu kanıtladı Koray Avcı... Ancak ne olduysa Rıza Çalımbay'ın ayrılmasından sonra oldu. Zaman zaman kulübede kalmaya başladı. İşte bu durum içindeki volkanı ateşledi. Agresif yapısını sahada şiddete dönüştürdü. Acımasız fauller yapmaya başladı. Hem kendisi, hem de rakipleri için potansiyel bir tehlike oluşturdu. Özetle bu görüntü bir futbolcuya hiç yakışmıyor. Koray'ın bir an önce kendisine çekidüzen vermesi şart. Bu uyarıyı Gençlerbirliği karşısında İbrahim Toraman'ın sakatlığı nedeniyle bulduğu formanın hakkını vererek, çok iyi oynadığı bir maçtan sonra yazıyorum. Kötü günde herkes yazar, ben iyi gününde Koray'ı uyarayım istedim.

Geri dön

Yazdır

Yukarı